ME
NU

OMELIE / Omelie TR

04 ago 2013
04/08/2013 - Olağan Devre 18. Pazar Günü – C

04/08/2013 - Olağan Devre 18. Pazar Günü – C

1.Okuma Vaiz 1,2; 2,21-23 * Mezmur 94 * 2.Okuma Kol 3,1-5.9-11 * İncil Lk 12,13-21

Yüzeysellik, kendini beğenmişlik, büyük bir denenmedir. Büyük bir denenmedir çünkü boş olan şeyleri arzulamamıza ve boş şeyler için yorulmamıza iter. Yüzeysellik, gerçekten değeri olan ve sonsuza kadar devam eden şeylere bakmamızı engeller. Yüzeysellik, kendini beğenmişlik, Babil kulesini inşa etmeye çalışan insanların çabasıydı: Sonuç olarak birbirlerini daha ayrı ve düşman buldular. Aynen Sodom kentinin insanları da, cinsel sapkınlıklarına iten kibirleri ve kendini beğenmişlikleri yüzünden, düştüler: Öldüler çünkü ne yeryüzü ne de gökyüzü ahlaksızlıklarına dayanamadı. Kibir ve yüzeysellik, güçlü heyecanlar arayışımız için çabamızdır: Bir hiçle tamamlanırlar, hatta sağlığımıza, ailevi ilişkilerimizin bozulmasına sebep olurlar. “Boş, boş, her şey boştur” diyor Vaiz Kitabı. Kalan nedir? Ne için çaba gösterelim? Enerjimizi ve gücümüzü ne için kullanalım? Arzularımız ne olsun? İlk okuma bize bu soruları sormaktadır.

Aziz Pavlos, Koloslulara mektubuyla bu sorulara cevap verdi, ama ilk önce İsa’nın İncil’de söylediklerine bakalım. Mirası kardeşi tarafından ele geçirildiği için meraklanan ağabeye İsa şöyle diyor: “Dikkat edin! Her türlü açgözlülükten sakının”. İsa şunu diyor gibidir, miras için hakkın var, ama kardeşinle huzur içinde değilsen, ne işine yarayacaktır? Kardeşin, aç gözlü ve senin zayıflığından, iyiliğinden faydalanabilir, ama senin için daha iyi ona her şeyi bırakmak! Avukatlara para harcayacağına ve içsel huzurunu, gülümsemeni kaybedeceğine ona her şeyi bıraktır! O adama ve bize yardım etmek için de İsa, zengin adamın çok basit hikayesini anlattı. Bu olayın sık sık tekrarlandığını görürüz. Zengin daha fazla zenginleşmek için çaba gösterir: Bu şekilde güzel ve rahat bir yaşam hayal eder. Ama o da yaşamını bir tek gün bile uzatamaz. Onun yaşamı da Allah’ın ellerindedir, Allah onu her an isteyebilir. Tüm çalışması ve çabası bir sabun köpüğü gibi sona erer. Hatta zenginlikleri, ruhani yaşamına önem vermesini engellemiştir, dolayısıyla da kendisine çok büyük bir zarar vermiştir. Bu sebepten İsa, zenginliğe “yalan” der. Kendisine zenginlik toplayana da akılsız, tersine “Allah’ın katında zenginleşene” bilgeli der.

Aziz Pavlus’un Hıristiyanlara tavsiye etmek istediği de işte budur. “Kardeşlerim, Mesih'le birlikte dirildiğinize göre, göklerdeki gerçekleri arayın. Orada Mesih, Allah'ın sağında oturarak bulunmaktadır. Yeryüzünde olanı değil, göklerde olan değerleri düşünüp arzulayın. Çünkü sizler öldünüz ve yaşamınız artık Mesih'le birlikte, Allah'ta saklıdır. Yaşamınız olan Mesih, göründüğü zaman, siz de o zaman, onunla birlikte yücelmiş olarak görüneceksiniz”. Biz vaftizle yenilendik, dünyanın peşinden gittiği boş ilahların hizmetkarları değiliz. Kim Mesih ile yaşıyorsa, değişik bir yaşam yaşamaktadır, yaşamı kendisi için değil, başkalarını sevmek, Allah’ın uğruna başkalarını sevmek için adar. Allah’a olan sevgimiz bizi insanların gözünden saklı tutar: Onların bize bakması bizi ilgilendirmez. Kim gerçek sevgiyi verdiğimizi görürse, Allah’a şan verecektir. İsa’yı seven, bizi dünyaya bağlı kılan her şeyden vazgeçer ve kendini “ahlaksızlık, iffetsizlik, ihtiraslar, kötü arzular ve putperestlik sayılan açgözlülükten” hür hisseder. Havari şöyle devam eder: “Birbirinize yalan söylemeyin”. En büyük yalancılık, önemi olmayan şeylere önem vermektir. Fabrikada çalıştığım zamanları hatırlıyorum: İş arkadaşlarım Çarşamba gününe kadar geçen Pazar günkü futbol maçından bahsederlerdi, Perşembe ve Cuma da gelecek maçlar için tahminler yaparlardı. Böylece her geçen gün stadyumda olanların ne kadar boş olduğunu anlamaya başladım. Neye yarıyordu? İnsanları önemli konulardan uzaklaştırıyordu, iyi yaşamak için ve acı çeken insanlara ilgi göstermek için yardım edemiyordu. Hastanede iken elinde televizyon kumandasını devamlı olarak tutan biriyle idim: O, tüm gün boş sorulara cevap arayanları dinliyordu, bu oyunla da, hiç yorulmadan, çok para kazananlar vardı. Bu bedava dağıtılan bol paralar kimindi? Boş ilahlar, boş şeyler, kabuk: İşte, yalancı ve aldatıcı televizyonda sadece bu var… Sonra da, caddelerde, evlerde ve eğlence yerlerinde ne kadar yüzeysellik var!

Biz, Mesih’te dirildiğimizi hatırlıyoruz. Yeni İnsan olan O, bizi bilgeli kılar ve ciddiyetle, sevinçle yaşamamızı sağlar, sevincimiz de etraftaki boş şeylerden vazgeçip kardeşlerimize verdiğimiz sevgiden doğar. Artık mirası istemiyorum, bunun yerinde Mesih’le mirası paylaşmak istiyorum, Allah’ın evladı olarak tanınmak, zenginliklerden vazgeçerek gerçek bilgelikte zengin olmak istiyorum!

Documenti allegati