Fraternità Gesù Risorto
Casa di Preghiera S.Maria Assunta - Tavodo - TN

ME
NU

Calendario

Omelie

Opuscoli

Altri scritti

OMELIE / Omelie TR

08 dic 2016
08/12/2016 - Günahsız Meryem Bayramı

08/12/2016 - Günahsız Meryem Bayramı

1.Okuma Yar 3,9-15.20 * Mezmur 97 * 2.Okuma Ef 1,3-6.11-12 * İncil Lk 1,26-38

MEDİTASYON

İlk okuma, bizim günah gerçeği hakkında düşünmemize neden oldu. Günah, insanın içerisine korkuyu; kendisinden, diğer insanlardan, Allah’tan korkuyu getirdi. Günah ile birlikte, erkek ile kadın huzurlu ve sakin birlikte yaşamanın içerisine, korkudan öte utanç duyguları ile girdi. Bununla beraber diyalog kurmaya ağır bir imkansızlık da girdi. Günah, gerçekten korkunçtur! Genenlikle bizler, ölümcül günahlar ve hafif günahlar arasında ayrım yaparız. Bunu; telaşa düşmememiz için, kendi kendimizi haklı çıkarmak için, aklı yürütmelerimizle ve incelemelerimizle kendi kendimizi, tek başımıza, yeniden kaldırılalım diye yapmaktayız. Fakat hem hafif ve az etkili sandığımız küçük günahın, hem de çok tehlikeli sandığımız ölümcül günahın, kökü aynıdır. O halde günahı kökünden sökmek için gayretimiz, sürekli olmalıdır. Nitekim kök, zehirlidir ve ayrık otu gibi çarçabuk yayılır: Küçük günahtan kolayca ölümcül günaha varılabilir. Günahın kökünün ne olduğunu biliyor musun? Bunu bize Adem ve Havva söylemelidirler: Günah; akıl yürütmemize göre ilerlemek için, Allah’ın ağzından çıkan sözü bir kenara koymaktır, O’nun öğretişleri görmezlikten gelmektir. Akıl yürütmemiz; duygularımıza, bedenimizin yüzeysel istediklerine, egoizmimizden gelen görüşlere dayanır. Egoizmimiz de, zevk hırsının getirdiği eylemler için kolayca özürleri ve haklı çıkarmaları bulur. Kendini dayanak noktası yapmak: İşte, bu artık günahtır ve de daha başka günahları doğurur. Duygularımıza dayandığımızda, artık Allah’ın söylediğiyle bağlantımız olmaz. Bu şekilde bizler, insani olmamızı sağlayan ahenklik, birlik, sevinç, barış gibi tüm olanaklarını da tamamen gerçekleştirebilen tek bilgelikten uzaklaşmaktayız. Allah, sözünün üzerinde değil, kendi kendinin üzerine hayatını kuran insanı terk etmez. Allah o insana; daha doğrusu bize, kadının ayartıcı yılının“başını ezecek soyuna” ümit besleme imkanını verir. Ayartıcı, tam da yılanın simgesi ile gösterilir; bu simge, düşüncelerimizin ve akıl yürütmelerimizin tehlikeliğini, zehirliğini, kıvrımlığını çok iyi anlatır; onlardan kendimizi korumamızın ne denli zor olduğunu da söyler. Her ne kadar insanın denenmeye düştüğü gerçek ise de, Allah, yaratığı olan onu halen sevmektedir. İşte, kurtuluş, tam da günahın hareketine başlatmış olan kadın Havva’dan gelmek üzeredir. Ondan Kurtarıcısını doğuran kadın da geliyor. Tam da Allah merhametli olduğu için, kurtuluşun planı hemen başlıyor. Bu şekilde Allah’ın sevgisinin güzelliğini tanıyabilmekteyiz ve O’nun sözünü kabul etmemiz daha da kolay olmaktadır. Allah Sözünü gerçekten düşünülemez bir şekilde bize ulaştıracaktır: Sözü beden alcak, insan olacak, bizlerinden birisi olacaktır. Bugünkü bayram, tam da bu olayın gerçekleştirilmesinin gizemini kutladığı için güzel ve kutsaldır. Allah, kendi içinde beden alan Sözü taşıyacak kadını hazırlamaktadır. Onu temiz ve kutsal hazırlamaktadır, fakat büyülü bir dokunma ile değil! Meryem, bütün diğer kadınlar gibidir. Onun da kendi düşünceleri var, bunun için bütün insanları sıkan o egoizm tarafından Meryem de denenebilir. Fakat Meryem, dayanır ve Baba’nın her isteğine kendi ‘evetini’ tekrar tekrar söyler: Meryem’de Baba’ya olan sevgi sabittir. Bu şekilde Allah’ın meleği Meryem’i; “İşte, buradayım” demek için hazır halde buluyor. “Ben Rab’bin kuluyum, bana dediğin gibi olsun”: İşte bu, yüreğimizde ve aklımızda tek sözün olması gereken sözdür. Bu, bizi Baba’nın yüreğine göre değiştiren sözdür; bu, bizi Kötü Olan’ın dünyasından çıkarıp Allah’ın Oğlunun tahtada oturduğu o egemenliğe girdiren sözdür. Bu, İsa’nın annesini güzellikle giydiren sözdür. Bugün onu, ‘Günahsız’ ya da ‘Tertemiz’ ya da ‘Tamamen Kutsal’ unvanı ile onurlandırıyoruz. Onda, insanları köle, acı dolu ve acı verici halde tutan o günahtan gelen hiçbir leke yoktur. Onda sadece Allah’tan gelen ışığı görürüz, çünkü o sadece Allah’a itaat eder. Bizler Meryem’i seviyoruz; onu, gerçek ve sebatlı itaati için seviyoruz. Hayatımızın her dönemi için, onu örnek olarak alıyoruz. Çünkü o, her durumda, güven içinde Baba’ya dönük durdu, anlamadığında da, gerçekleşenin anlamını anlamadığında da. Ona ‘Günahsız’ ve ‘Tertemiz’ diyoruz; sadece Yusuf ile yaşamadan önce değil, sadece İsa çocukken de değil; oğlu ondan ayrıldığında da, Nasıra’dan uzaklaşıp öğrencileri topladığında da, kendine hizmet eden kadınları kabul ettiğinde de, halkın ileri gelenlerinin İsa’ya karşı düşmanlığı gösterdiklerinde de. Haçın dibinde Meryem ‘Tertemiz’, ‘Tamamen Kutsal’dır: Yüreğinde hiçbir şikayet, Allah’a karşı hiçbir isyan hareketi yoktur. Aksine o, Baba’ya Tek Oğlunun ruhunu sunmak için kendisini Oğluna birleştirdi. Tamamen Kutsal Meryem, bizim için destektir; barışımızın ve emin oluşumuzun kaynağıdır; Allah’a sebatla sadık olmamıza; bizi etrafımızda çevirip tutan günahı yenmemize; kardeşlerimize İsa’yı tanıtmamıza; onların, kurtulsunlar diye, İsa ile karşılaşmalarına yardımcıdır. Tertemiz Meryem, Tamamen Kutsal Meryem, Allah’a sevin ve bizim için dua et!

OKUMALAR

Yaratılış 3,9-15.20

RAB Tanrı Adem'e, "Nerdesin?" diye seslendi. Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi. RAB Tanrı, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?". Adem, "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim" diye yanıtladı. RAB Tanrı kadına, "Nedir bu yaptığın?" diye sordu. Kadın, "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim" diye karşılık verdi. Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, "Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın" dedi, "Karnın üzerinde sürünecek ve yaşamın boyunca toprak yiyeceksin. Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın."Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların anasıydı.

Mezmur 97

Yeni bir ezgi söyleyin RAB'be.

Çünkü harikalar yaptı, zaferler kazandı sağ eli ve kutsal koluyla.

RAB zaferini bildirdi,

Ulusların gözü önüne serdi doğruluğunu.

İsrail halkına sevgisini, sadakatini anımsadı;

Tanrımız'ın zaferini gördü dünyanın dört bucağı.

Sevinç çığlıkları atın RAB'be, ey yeryüzündekiler!

Sevinç ezgileriyle yeri göğü çınlatın!

Efesliler 1,3-6.11-12

Bizi Mesih'te her ruhsal kutsamayla göksel yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsa Mesih'in Babası Tanrı'ya övgüler olsun. O, kendi önünde, sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih'te seçti. Kendi isteği ve iyi amacı uyarınca, İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi. Öyle ki, sevgili Oğlunda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün. Her şeyi kendi isteği doğrultusunda düzenleyen Tanrı'nın amacına göre önceden belirlenip Mesih'te seçildik. Öyle ki, Mesih'e ilk ümit bağlamış olan bizler, O'nun yüceliğinin övülmesi için yaşayalım.

Luka 1,26-38

Elizabet'in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, melek Cebrail'i Celile'de bulunan Nasıra adlı kente, Davut'un soyundan Yusuf adındaki adama nişanlı olan bir kıza gönderdi. Kızın adı Meryem'di. Onun yanına giren melek, «Ey Tanrı'nın lütfuna erişen kız, selam! Rab seninledir» dedi.
Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. Ama melek ona, «Korkma Meryem» dedi, «sen Tanrı'nın lütfuna eriştin. Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracaksın, adını İsa koyacaksın. O büyük olacak, kendisine `en yüce Olan'ın Oğlu' denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un tahtını verecek. O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, ve egemenliğinin sonu gelmeyecektir.» Meryem meleğe, «Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki» dedi. Melek ona şöyle cevap verdi: «Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, en yüce Olan'ın gücü senin üstüne gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu denecek. Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kalmıştır. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır. Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey yoktur.» «Ben Rab'bin kuluyum» dedi Meryem, «bana dediğin gibi olsun.» Bundan sonra melek onun yanından ayrıldı.