ME
NU

OMELIE / Omelie TR

06 gen 2019
06/01/2019  -  EPİFANYA BAYRAMI  -  C YILI 

06/01/2019  -  EPİFANYA BAYRAMI  -  C YILI 

Birinci okuma  Yeşaya 60,1-6  * Mezmur  71  *İkinci okuma  Efeslilere 3,2-6  * İncil  Mt 2,1-12

 

Aziz Pavlus'un ilan ettiği gizem; Kilise tarafından beyan edilen – sadece beyan edilen değil, aynı zamanda Gizemler aracılığıyla paylaşılan da - lütuf ve yeni hayat eseridir. Bu eser, kurtuluştur! İmanımızın Kutsal Gizemlerinin verdiği kurtuluşu başka hiçbir şey ve hiçbir kimse veremez. Bundan dolayı imanımız; birçokları tarafından arzu edilmekte, fakat aynı zamanda kral Hirodes gibi dünyaya hükmetmek, dolayısıyla her insanı baskı altında tutmak da isteyenler tarafından nefret edilmektedir.

Bugün bu gizeme hayranlık içinde bakmaktayız: Annemiz Meryem ve Annemiz Kilise; tüm dünyaya, bütün uluslara ve kavimlere, tüm kültürlere ve dinlere, İsa'yı sunmaktadır. O; onlar için, onları kabul etmek ve onlara arzu ettikleri sevinci vermek için geldi. İncil'in söz ettiği Müneccimler, gönüllerinin arayışının simgesidir. Bir Kurtarıcıyı bekleyen sadece İsrail halkı değildir; bütün uluslar, gönüllerinin boşluğunu dolduracak Olanı beklemekte, O'na muhtaç olduklarını hissetmektedirler. Nereye bakılırsa, yıldızlara bile bakılırsa, her şeyin Yaratıcısının gelmek üzere olduğu anlaşılabilir.

Şimdi okuduğumuz İncil parçası; çok anlamlı bir olayı, her kişinin ve her ulusun yaşadığı bir olayı anlatmaktadır. Hayatın ve tarihin manasını araştırmaya başlayan herkes; güçleri, akılları ya da zenginlikleri için önemli ve meşhur kişilere rastlamaktadır. Müneccimler için de böyle oluyor; onlar, kral Hirodes'e, mabedin kahinlerine ve yazıcılarına rastlıyorlar. Bunlar, arayışlarını sona erdirmiyor, fakat, ilginç ve gizemli bir şekilde, tam bunlar Kutsal Yazıların önemini ışığa vuruyorlar.

Kutsal Yazıları tanımak; yolculuğun sislerini kaldırmaya başlıyor: Güvenilir bilgiler geliyorlar, böylece arayış daha emin bir şekilde devam ediyor ve Allah'ın yakınlığının işareti olan sevinç duyuluyor!

Ve de sevinç, arayışın son adımlarına eşlik ediyor: Artık insanın gerçek büyüklüğünün, güçlü ya da zengin kişilerin büyüklüğü olmadığı belli oluyor. Sevinç kalıyor, o zorba ve gururlu insanların kinine, kıskançlığına ve yalancılığına rağmen. Nihayet, Müneccimler ile birlikte gerçek hazineyi, yani Meryem Ana'nın kollarında oturan küçük İsa'yı bulduğumuz anda, kendimiz ve yaşamımız için her çeşit endişe yok oluyor. O zamanda sevincimizin nedenini; fakir ve küçük olmakta, saklı kalmakta, kendi alçakgönüllülüğüyle ve tatlılığıyla, kendi hayatı ve gizemli fakirliğiyle aklımızı ve yüreğimizi dolduran o Oğula her sevinç ve her dikkati vermekte buluyoruz. Çocuğu bulduktan Müneccimler mücevher kutusularını boşaltıyorlar: Zenginliklerini (altın), şan rüyalarını (buhur), adlarının gelecekte kalmaları isteğini (dür), her şeyi o Çocuğa bırakıyorlar. Gerçekten altını sevgi ile kullanabilen, O'dur; bütün ulusların itaatine layık olan, O'dur; gelecek zamanlara anlam verebilen tek ad, sadece O'nun adıdır.

Müneccimler kendimizi simgelemektedir: Biz de onların arayışlarının evrelerini kat ediyoruz, bu şekilde İsa'ya varıp gerçek sevinci buluyoruz; o sevinç ki, doğmak ve gelişmek için eşyalara muhtaç değildir,  tersine eşyalarımızı paylaşmaya teşvik ediyor, bu şekilde de daha büyük ve derin oluyor.

Müneccimler putperest ulusları, dünyanın çeşitli dinlerini de simgelemektedirler: Bütün dünya, bu gerçeği bilmezse de, Mesih İsa'yı aramaktadır.

Yüreğimizde İsa'yı taşıyan bizler, hiç olmazsa Beytlehem'e, kucağında dinlenen ve bizi bekleyen Çocuğu taşıyan Meryem'e yönelten yıldızın bir ışını olabiliriz. İsa'yı yüreğimizde tutmaya devam edelim,  O'nun sözlerini kabul edip onlara göre hareket etmeye çalışalım ki, yaşamımız bir tanıklık, O'nu bulabilmek için bir kılavuz olabilsin! İlk önce bizler, bazıların nefreti ya da kıskançlığı ötürü acı çeksek de, sevinçle dolu olacağız.

Yeşaya bunu önceden beyan etmişti: O, bütün dünyanın Allah'ın övgülerini duyurmak için tek bir yerde toplanacağını açıklamıştı. Biz bu yer Beytlehem'deki mağara olduğunu biliriz! 

 

OKUMALAR

 

Okuma: Yeşaya 60,1-6

 

Kalk, parla;

Çünkü Işığın geliyor,

RAB'bin yüceliği üzerine doğuyor.

Dünyayı karanlık, halkları koyu karanlık örtüyor; oysa RAB senin üzerine doğacak,

Yüceliği üzerinde görünecek.

Uluslar senin Işığına, krallar üzerine doğan aydınlığa gelecek.

Başını kaldır da çevrene bir bak, hepsi toplanmış sana geliyor.

Oğulların uzaktan geliyor, kızların kucakta taşınıyor.

Bunu görünce yüzün parlayacak, yüreğin heyecandan hızlı hızlı çarpacak;

Çünkü denizin zenginlikleri senin olacak, ulusların serveti sana akacak.

Deve sürüleri, Midyan'ın ve Efa'nın deve yavruları senin topraklarını dolduracak.

Bütün Saba halkı geliyor, altın ve günnük getiriyor,

RAB'bin erdemlerini ilan ediyorlar.

 

Mezmur 71

 

Ey Allah, adaletini krala,

Doğruluğunu kral oğluna armağan et.

Senin halkını doğrulukla,

Mazlum kullarını adilce yargılasın!

Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin,

Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!

Egemenlik sürsün denizden denize,

Fırat'tan yeryüzünün ucuna dek!

 

  1. Okuma: Ef 3,2-3.5-6

 

Allah'ın bana bağışladığı lütfu size ulaştırmakla görevlendirildiğimi duymuşsunuzdur. Yukarıda kısaca değindiğim gibi Allah, sır olan tasarısını doğrudan bana açıklayıp bildirdi. Bu sır önceki kuşaklara açıkça bildirilmedi. Şimdiyse Mesih'in kutsal elçilerine ve peygamberlerine Ruh aracılığıyla açıklanmış bulunuyor. Şöyle ki, diğer uluslar da mirasa ortaktır, aynı bedenin üyeleridir ve Müjde aracılığıyla Mesih İsa'da vaade ortaktırlar.

 

İncil: Mt 2,1-12

 

İsa, Kral Hirodes'in devrinde Yahudiye'nin Beytlehem kasabasında doğduktan sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Kudüs'e gelip şöyle dediler: «Yahudilerin kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda O'nun yıldızını gördük ve O'na tapınmaya geldik.» Kral Hirodes bunu duyunca bütün Kudüs halkıyla birlikte çok tedirgin oldu. Tüm başkâhinleri ve ulusun din bilginlerini toplayarak onlara Mesih'in nerede doğacağını sordu. «Yahudiye'nin Beytlehem kasabasında» dediler. «Çünkü peygamber aracılığıyla şöyle yazılmıştır:

Sen, Yahuda diyarında olan ey Beytlehem,
Yahuda önderleri arasında hiç de en önemsizi değilsin!
Çünkü benim halkım İsrail'i güdecek olan önder
senden çıkacaktır.'»

Bunun üzerine Hirodes yıldızbilimcileri gizlice çağırıp onlardan yıldızın göründüğü anı tam olarak öğrendi. «Gidin, çocuğu dikkatle arayın, bulduğunuz zaman bana haber verin, ben de gelip O'na tapınayım» diyerek onları Beytlehem'e gönderdi. Yıldızbilimciler, kralı dinledikten sonra yola çıktılar. Doğudagörmüş oldukları yıldız onlara yol gösterdi ve gelip çocuğun bulunduğu yerin üzerinde durdu. Yıldızı gördüklerindeolağanüstü bir sevinç duydular. Eve girip çocuğu annesi Meryem'le birlikte görünce yere kapanarak O'na tapındılar. Hazinelerini açıp O'na armağan olarak altın, tütsü ve mür sundular. Sonra Hirodes'in yanına dönmesinler diye rüyada uyarıldıklarından, ülkelerine başka yoldan döndüler.