ME
NU

OMELIE / Omelie TR

25 nov 2012
25/11/2012 – OLAĞAN DEVRE - 34. Pazar Günü - B

25/11/2012 – Evrenin Kralı, Mesih İsa Bayramı – B

1. Okuma Dan 7,13-14 * Mezmur 92 * 2. Okuma Vahiy 1,5-8 * İncil Yh 18,33-37

Kilise takviminin şu son Pazar Gününde dikkatimiz, İsa’nın bir eylemine, mucizesine, öğretisine değil de, tamamen kendisine çekilmektedir. Tüm yıl boyunca dinlediğimiz İsa kimdir? Beğenimizi alan, her Pazar Günü bizi toplayan, çağıran ve bize ebedi bir miras söz veren Olan kimdir? İşte, peygamber Daniyel’in kehaneti ve aziz Yuhanna’nın Vahiy’de belirttikleri, şimdiye kadar dinlediğimiz ve takip ettiğimiz Rabbi tanımamız için bize bazı unvanlar vermektedirler. Yuhanna İncil’indeki sayfa ise bu unvanların derin anlamlarını keşfetmemize yardım etmektedir.

Daniyel peygamber, “İnsanoğlu'na benzer biri” hakkında konuşur, “O’na egemenlik, yücelik ve krallık verildiğinden” bahseder. “Bütün uluslar O’na hizmet edecekler” ve “O’nun egemenliği ebedi bir egemenliktir” der. Bizler “İnsanoğlu” unvanına alışığız, çünkü İsa kendinden bahsetmek için birçok kez bu kelimeyi kullandı. Bu unvan kehanet dolu bir kelimedir, duyduğumuz bu az sözlerde hem şana değinir hem de yine Daniyel peygamberin sonraki sayfalarında bahsettiği acı, zulüm ve alçalmalara değinir. Kutsal Yazıların son kitabında, yani Vahiy’de de “şan ve yücelik” O’na verilir. Burada İsa, Allah’ın tanığı olarak ve “Bizi seven, kanıyla bizi arıtmış kişi” olarak tanıtılmaktadır: “O, tüm dünya kralları üzerinde egemenlik süren”dir. Dünyanın kralları O’nun önünde küçüktür. Gerçekten de onlar insanlara acı çektirenlerdir: İsa onları yargılayabilir ve kendi kendilerine verdikleri gücü ellerinden alabilir. Tek geçerli krallık O’nunkidir, bu krallıkta, biz şakirtleriyiz ve kahinler olarak seçildik; yani O kendisi bizleri kendi vekilleri olarak seçti. Gerçekten İsa, “vatandaşlarına” çok değer verir! İnsanlar O’nu delip, haça gerdiler, ancak O’nu Allah’ın kollarından koparamadılar. O halen canlı ve herkes için hep diri ve görünür kalacaktır, “bulutlarla” gelirken O, herkesten üstündür, kendilerini yeryüzünün hakimleri zannedenlerden de üstündür. O, tüm şan ve yücelik almaya layıktır. Madem ki, O artık göklere girmişti, O’nun büyüklüğü ve ululuğunu sevinç ve güvenle haykırabiliriz. O, “tüm dünya kralları üzerinde egemenlik sürendir”: O’na ‘kral’ unvanını sevinçle veriyoruz: İsa’nın kendisi, mahkeme sırasında, bu unvanı Pilatus’a açıklamıştır; o mahkeme ki O’nu suçsuz tanıyıp, buna rağmen O’nu ölüme mahkum etmiştir.

“Ben kralım”: İsa kraldır, ama kim, Allah’ın aklı ve yüreği için, “kral” olmanın ne anlama geldiğini anlıyor? Kral, insanlar arasında Allah’ın üstünlüğünü yaşayandır, bu da sevgi üstünlüğüdür. Kraldır, yani birincidir, kendini herkes için köle yapandır, bunu İsa değişik zamanlarda söylemişti. O bunu biliyor ve Roma İmparatorunun vekiline şunu söylüyor: “Ben hakikate tanıklık etmek için doğdum; bunun için dünyaya geldim”. Bu İsa’nın yaşamış olduğu krallıktır ve göklerde halen bunu yaşamaktadır. İnsanlara hükmeden krallar O’nun krallığını taklit etmiyorlar: Onlar kendi çıkarlarını düşünüyorlar ve şahsi amaç ve çıkarları için çalışıyorlar, dolayısıyla sevgi ve hizmet anlayışları yoktur. Bu sebepten ağızlarında hep bu kelime vardır, “kazanmak”: Seçimleri kazanmak, düşmanları yenmek, tartışmaları kazanmak, kazanmak ve kazanmak…; “sevmek” ve “hizmet etmek” sözleri sanki sözlüklerinde ve özellikle de “hesaplarında” hiç yok!

Biz Allah’ın krallığının, Baba’nın krallığının gelmesi için dua etmeye devam ediyoruz. Allah’ın krallığı da, kralın gelmesi ile, yani bize gerçeği gösteren Allah’ın Oğlu İsa’nın gelmesi ile, gelmektedir. Gerçek de, yaşamımızı Baba’nın sevgisinin meyvesi ve sevgi armağanı olarak gösteren ışıktır. İsa, kendini herkes için armağan ederek, haçtaki ölümü ile herkes için af garantisi olmakla, gerçeğe tanıklık etmektedir. Herkes O’nu kabul ettiğinde, yeni bir krallık, Baba Allah’ın Krallığı, gözle görünür: Bu krallıkta tüm insanlar kardeşlerdir. Bu kardeşler de kime itaat edeceklerini bilirler: İsa’yı, yaşamlarının, düşüncelerinin, yüreklerinin tek kralı olarak sayarak, sevgi ile O’na itaat ederler. İşte, Bugün O’na ‘kral’ unvanı ile hitap ederek, O’na tapınmaktayız, dolayısıyla O’nu takip etmeye, dinlemeye, O’na yaklaşmaya ve hizmet etmeye niyetleniyoruz. “Evrenin Kralı İsa’ya” imanımız sadece boş laf olmasın; bunu, O’na güvenerek ve gün içersinde yanımıza yaklaşanlara O’nu tanıtarak, ispatlamalıyız.