ME
NU

OMELIE / Omelie TR

29 lug 2012
29/07/2012 - Olağan Devre - 17. Pazar Günü - B

29/07/2012 - Olağan Devre - 17. Pazar Günü - B

1.Okuma 2Kr. 4,42-44 * Mezmur 144 * 2.Okuma Ef. 4,1-6 * İncil Yh. 6,1-15 

Elişa’nın hizmetkarı ve İsa’nın şakirdi aynı şeyi söylüyorlar: “Bunu yüz kişiye nasıl dağıtabilirim?” ve “Bu kadar insan için bunlar nedir?”. Peygamber Elişa, öğrencisi olan yüz kişiyi doyurmak istiyordu, ama ellerinde sadece yirmi ekmek vardı. İsa’nın önünde ise beş bin kişi var, ruhlarının beslenmesi için Onu uzun zamandır dinlemek istiyorlardı. İsa onları doyurmak da istiyor, ama ellerinde hiçbir şey yok. Elişa’nın Allah’a güvendiğini ve o iman sayesinde yüz kişiyi sadece yirmi ekmekle doyurduğunu biliyordu. İsa, Babasının kendisini dinlediğinden de emin, ayrıca Ona iman etmek için işaretlere ihtiyacımız olduğunu da biliyor. Bu sebepten sorusunu bir şakirdi olan Filipus’a yönlendiriyor: “Bunları doyurmak için nereden ekmek alalım?". İsa para kullanabileceğine değiniyor, ama bunun insanlar arasındaki birliğe yardım etmediğini ve kardeşlik kaynağı olmadığını da biliyor. Bu şekilde de şakirdini deniyor; İsa’nın yöntemlerinin insanlarınkilerine benzemediğini fark etmesini istiyor. Bu dersi keşke biz de öğrensek!

Filipus İsa’nın niyetlerini anlamıyor ve yapmaları gerekecek masrafı hesaplamaya acele ediyor. Andreas ise İsa’nın başka türlü davranacağını tahmin ediyor: belki de Elişa’nın olayını hatırlıyor. Ancak hemen vazgeçiyor, çünkü ellerindeki ekmekler gerçekten çok az, sadece beş tane… Elişa’nın hizmetkârında olanlardan, çok daha az. Ama İsa durmuyor, ekmek hazırmış gibi devam ediyor. Baba’ya şükrediyor ve Baba bu durumda da baba gibi davranıyor. Böylece İsa, bir çocuğun sunduğu o az ekmeği kullanarak paranın her problem için bir çare olmadığını gösteriyor, hatta biz de şunu öğreniyoruz; elimizdeki az da olsa, onu Allah’a sunarsak, Allah kendisinin her şeye kadir olduğunu, sadık ve iyilik dolu olduğunu gösterebilir. Sevgi mucizeler yaratır. Küçük eylemler ve sevgi armağanları Allah’ın kendisini göstermesi için sebeplerdir, merhametini ve şefkatini bunlar sayesinde gösterebilir.

Küçük sevgi eylemleri ve hareketleri başka sevgi eylemlerini doğururlar, bulaşıcıdırlar, çoğalmaya devam ederler. Neşe, huzur, bayram, dengeli ve doymuş bir ortam yaratırlar. Onları tekrarlama arzusu verirler, taklit edilme isteği yayarlar. On iki küfe ekmek arttı, düşünün!

Yaşadığımız ortam çoğu zaman duyduğumuz kötü haberler, politik ve polisiye aktüaliteden gergin ve karamsardır, bu ortam ruhları hastalandırıyor ve özellikle de ilişkileri bozuyor. İşte bu dünya karşılıklı ilgi ile doğacak küçük sevgi eylemlerine, cömertliğe, yardıma muhtaçtır. Ancak bunlar sayesinde iyileşecektir, aynen İsa’nın duası ve küçük çocuğun ekmekleri bağışlaması ile karnını doyuran ve kendine gelen beş bin kişi gibi!

Fakat İsa’yı, başkalarına hükmetmesi için aramayalım. Karınları doyan kalabalık ise bunu düşünmüştü, Onu kral yapmak istiyordu. Ancak İsa’yı, yüreğimizin merkezine koymak için aramalıyız, Onun sayesinde çevremizde acı çeken kardeşlerimize yardım edebileceğiz. İsa’yı arayacağız, ama Ona bir şey vermek istediğimiz için arayacağız, çünkü sunabileceğimiz beş ekmek veya iki balık ellerimizde de var. İsa bunları istediği gibi ve istediği zaman kullanabilsin!

Aziz Pavlus’un bize tarif ettiği Kilise, işte bu şekilde büyüyor ve güçleniyor. Birliği doğuran ve barışı yayan, alçakgönüllülük ve tatlılıktır, yanlarında da sabır, iyilik gerekir. Günlük küçük eylemlerde görülen bu büyük hediyeler Allah’ın güzelliğini ve büyüklüğünü gösterirler. İsa’nın eline teslim edeceğin beş ekmeğin, dünyayı değiştirecek ve kardeş kılacak kiliseyi kurmaya yarayacaktır. Şimdiden bunu gerçekleştirelim, önce başkasının yapmasını beklemeden! Elinde beş ekmeği olan çocuk, başkasının ne yaptığına bakmadı, İsa’nın ellerinin boş olduklarını ve kendisinden o küçük hediye beklediklerini gördü. Hemen başlayalım, yarını beklemeyelim. Artık kimse şöyle demeyecektir: “Ama bu kadar insan için bunlar nedir?”.