ME
NU

OMELIE / Omelie TR

12 ago 2018
12/08/2018  -  OLAĞAN DEVRE  -  19. PAZAR  - B YILI 

12/08/2018  -  OLAĞAN DEVRE  -  19. PAZAR  - B YILI 

Birinci okuma 1.Krallar 19,4-8 *Mezmur  34 *İkinci okuma Ef 4,30 - 5,2 *İncil Yh 6,41-51

 

 

Üç haftadır Yuhanna'nın altıncı bölümünü okumaktayız. Bu bölüm çok derin bir şekilde İsa'nın şahsiyetini tanıtır. İncilci Yuhanna, büyük armağan olan Efkaristiya'nın öğretişini toplayıp Yahudilerin, bu armağanı kabul etmekte zorluklarını anlatır. Onların zorlukları, zorluklarımıza çok benzer! İsa, Yusuf'un oğludur: O'nun gökten geldiğini kim söyleyebilir?

Bu birinci zorluktur, diğerlerini gelecek pazar günlerinde okuyacağız. İsa bu soruya şaşmadan cevap veriyor. Nitekim Nasıralı İsa'yı, Allah'ın Oğlu olarak kabul etmek, Peder'in armağanıdır. O'na, hayatımı rehber etmeye layık olan biri olarak, gitmek; O'nu, hayatımın günlük ekmeği ve kuralı olarak, her adıma ışık olarak, kabul etmek; Allah'ın armağanıdır! Alçakgönüllülükle Allah'a itaat etmeye hazır olanlar, kuşkusuz İsa'ya varıp O'nun mevcudiyetini tadarlar. İsa'nın söyledikleri önemlidir: Kim O'nu kabul ederse, Peder'i dinlediğini, Peder Allah'a itaat ettiğini göstermektedir. Peder; bütün insanların, Oğluna yönelmelerini ister! Oğul, insanların hayatının ekmeğidir: Onlar yaşamak isterlerse, hayat ekmeği yemelidirler! İnsan, midesini dolduran ve vücuduna enerji veren maddi ekmekle yetinemez. Faydalı ve gerekli olan maddi ekmek, insanın kötü isteklerine ve insanı hükmeden günaha da güç verir. Başka bir ekmek gerekiyor: Ebedi hayatı besleyen bir ekmek. Yani karşılık beklemeyen gerçek sevgiyle dolu tanrısal hayatı, yalnızca yaşayan Allah'ın Ruh'undan gelen hayatı besleyen bir ekmek. Bu ekmek bize verilir: Bu ekmek, İsa'nın Kendisidir, uğrumuza verilen O'nun bedenidir. İsa; gökten gelen, bize Peder tarafından sunulan, ruhsal yaşamı besleyen bir ekmektir. İsa; maddi yaşamla yetinmeyenler için, Allah'la uyumda yaşamak isteyenler için, Hakikatin güzelliğini ve insanlar ile barışın adaletini arayanlar için gerekli ekmektir!

Peygamber İlyas'ın yaşadığı acılı olay, bu Ekmeğin anlamını ve değerini kavramamıza yardımcı olmaktadır. İlyas, İsrail'in kralı Akab'in karısı olan putperest kraliçe Yezabel'den kaçmaktaydı: Kraliçe onu öldürmek istiyordu, çünkü İlyas, Yezabel'in halk arasında yaydığı putperestliğe karşı, İbrahim'in tek Allah'ına olan imanı savundu. İlyas canını kurtarmak için çöle kaçıyor, orada sıcaktan, açlıktan ve susuzluktan acı çekiyor; sonunda ümitsiz kalıp Allah'tan ölümü diliyor. Bu noktada bir melek ona ekmek ve su buldurup iki kere onu bunları yemeye davet ediyor. Vücudu ve ruhu güçlendikten sonra İlyas Allah'ın dağına kadar yürümeye devam edebiliyor!

Gökten gelen ekmek, Peder'in sevgisi tarafından bize verilen beklenmemiş ve hak edilmemiş destektir; hayatımızın yorgunluğunu taşıyabilmemiz için, "Allah'ın dağında" O'nunla karşılayabilmemiz ve dinlenebilmemiz için, güç ve destektir!

'Allah'ın dağı' çeşitli anlamlar taşıyan bir imajdır. Varış ve hareket noktasıdır. Hayatımızdan Allah'ın hoşuna gitmeyen şeyleri ve bizdeki Allah'ın imajını gizleyen şeyleri kaldırmak için, içimizde yaptığımız işin varış noktasıdır. İnsanların arasına gitmek için ve onlara Allah'ın sevgisini götürmek için, hareket noktasıdır.

Aziz Pavlus Efeslilere yazarken, bu 'içsel iş' hakkında öğütleri veriyor. "Her tür kızgınlık, kin, öfke, bağırıp çağırma, hakaret sözleri ve bunların yanı sıra her tür kötülük sizden uzak olsun. Birbirinize karşı iyi yürekli ve şefkatli olun. Allah sizi Mesih'te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın". Örneğimiz, Mesih'te bizi affeden Allah'tır: O'na benzemeliyiz. Mesih İsa bunda bize mükemmel bir örnek verdi: Kendisini bizim için kurban olarak Allah'a sundu! Bu kutsal kurban, cemaatlerimizde kutsal Ekmek bölündüğü zaman, yani Mesih İsa'nın ellerinden gelen Ekmekle beslendiğimizde, sürekli yeniden gerçekleşiyor.

Allah'ın dağına varabilmek için, Peder'le, arınmış ve yenilenmiş olarak, karşılamamız için, O'nun imajını ve Kutsal Ruh'unu taşımak için, dünyaya O'nu tanıtmaya hazır olabilmemiz için, biz de O’nun Kendisinin verdiği ekmek yiyoruz: Bu, gökten inen Hayat Ekmeğidir, İsa’dır!

 

"Tadın ve görün, Rab ne iyidir!"

OKUMALAR

 

Birinci okuma 1.Krallar 19,4-8 *

 

Bir gün boyunca çölde yürüdü, sonunda bir retem çalısının altına oturdu ve ölmek için dua etti: "Ya RAB, yeter artık, canımı al, ben atalarımdan daha iyi değilim."

Sonra retem çalısının altına yatıp uykuya daldı. Ansızın bir melek ona dokunarak, "Kalk yemek ye" dedi.

İlyas çevresine bakınca yanıbaşında, kızgın taşların üstünde bir pideyle bir testi su gördü. Yiyip içtikten sonra yine uzandı.

RAB'bin meleği ikinci kez geldi, ona dokunarak, "Kalk yemeğini ye. Gideceğin yol çok uzun" dedi.

İlyas kalktı, yiyip içti. Yediklerinden aldığı güçle kırk gün kırk gece Allah Dağı Horev'e kadar yürüdü

 

Mezmur  34

 

Her zaman RAB'be övgüler sunacağım,

Övgüsü dilimden düşmeyecek.

RAB'le övünürüm,

Mazlumlar işitip sevinsin!

Benimle birlikte RAB'bin büyüklüğünü duyurun,

Adını birlikte yüceltelim.

RAB'be yöneldim, yanıt verdi bana,

Bütün korkularımdan kurtardı beni.

O'na bakanların yüzü ışıl ışıl parlar,

Yüzleri utançtan kızarmaz.

Bu mazlum yakardı, RAB duydu,

Bütün sıkıntılarından kurtardı onu.

RAB'bin meleği O'ndan korkanların çevresine ordugah kurar,

Kurtarır onları.

Tadın da görün, RAB ne iyidir,

Ne mutlu O'na sığınan adama!

RAB'den korkun, ey O'nun kutsalları,

Çünkü O'ndan korkanın eksiği olmaz.

 

İkinci okuma Ef 4,30 - 5,2

 

Allah'ın Kutsal Ruhunu kederlendirmeyin. Kurtuluş günü için o Ruh'la mühürlendiniz. Her kötü niyetle birlikte her türlü kin, öfke, kızgınlık, bağrışma ve sövgü sizden uzak olsun. Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Allah sizi Mesih'te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın.

Bunun için, sevgili çocuklar olarak Allah’ı örnek alın. Mesih bizi nasıl sevdiyse ve kendisini bizim için güzel kokulu bir sunu ve kurban olarak nasıl Allah'a sunduysa, siz de öylece sevgi yolunda yürüyün.

 

İncil Yh 6,41-51

 

«Gökten inmiş olan ekmek ben'im» dediği için Yahudiler O'na karşı söylenmeye başladılar. «Yusuf'un oğlu İsa değil mi bu?» diyorlardı. «Annesini de, babasını da tanıyoruz. Şimdi nasıl oluyor da, `gökten indim' diyor?»
İsa, «Aranızda söylenmeyin» diye cevap verdi. «Beni gönderen Baba bir kimseyi bana çekmedikçe, o kimse bana gelemez. Bana geleni de son günde dirilteceğim. Peygamberlerin yazdığı gibi, 'Allah onların hepsine kendi yollarını öğretecektir.' Baba'yı işiten ve O'ndan öğrenen herkes bana gelir. Bu, bir kimsenin Baba'yı gördüğü anlamına gelmez. Baba'yı sadece Allah'tan gelen görmüştür. Size doğrusunu söyleyeyim, iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Yaşam ekmeği ben'im. Atalarınız çölde man yediler, yine de öldüler. Gökten inen öyle bir ekmek var ki, ondan yiyen ölmeyecek. Gökten inmiş olan diri ekmek ben'im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek de benim bedenimdir.»