ME
NU

OMELIE / Omelie TR

30 dic 2018
30/12/2018  -  KUTSAL AİLE BAYRAMI  -  C YILI 

30/12/2018  -  KUTSAL AİLE BAYRAMI  -  C YILI 

Birinci okuma  1.Samuel 1,20-28 * Mezmur  83 * İkinci okuma  1.Yh. 3,1-2. 21-24 * İncil  Lk. 2,41-52

 

Birinci okuma ve İncil'in metni bizi tapınağa götürmektedir. Okumanın ikisinin anlattığı olaylarda kendi yüreğini ve ağzını açan bir anne vardır.

Hanna yıllık kurbanı sunmaya gitmek için, oğlu Samuel'in gelişmiş olmasını bekliyor. Onun sunacağı kurban, kendi oğlu olacak: Hanna onu, yaşamı boyunca tapınakta Rab'bin hizmetinde kalması için, Rab'be adayacak. Böylece davranarak, Hanna bu oğla sahip olmak için değil, tersine onu sunmak için, onu Rab'den dilediğini gösteriyor. Bu çocuk Hanna için Allah'ın bir armağanıydı ve o, anne, duasını dinleyen Rab'be şükretmek için, O'na onu sunmak istiyor!

Meryem ve Yusuf, geleneğe göre, her sene Fısıh Bayramı'nda Yeruşalim'e gidiyorlardı. Yürekleri daima tamamen Allah'a aittir ve de onlar O'na kendilerini tamamen teslim etmek istiyorlar. Yeruşalim'e haca gitmekle, bu kararlarını yenilemek istiyorlar. Fısıh, yani Paskalya Bayramı idi. Üç gün oğuldan yoksun kalarak, gelecek gerçek Paskalya'yı tecrübe ediyorlar. İsa, Allah'ın Sözünün dinlemesinin yeri olan tapınakta kalmaya karar vermişti. Acaba, o, ebeveynlerinin, Samuel gibi, kendisini tapınağa orada kalmak için götürdüklerini düşünüyor mu? İsa, Meryem ve Yusuf'tan öğrendiği gibi, Peder'in şeyleriyle ilgilenmek istiyor: Bunu yapmak, Allah'ın Sözünü dinlemek için tapınakta kalmak değil mi?

Ebeveynleri O'nu kaygı içinde aramaktadırlar. İsa'nın ölümünden sonra, şakirtlerinin O'nun yokluğu için üç gün ağlayacakları gibi, onlar da üç gün ağlayarak O'nu arıyorlar. Meryem ve Yusuf'un acısı, öğrencilerin acılarının önceden bir ilanıdır.

Bu ebeveynler, İsa'nın tapınakta kaldığı için değil, onun nerede olduğunu bilmedikleri için, acı çektiler. Kuşkusuz onlar, oğullarının, Allah'ın Sözünü sevdiğinden çok mutlu idiler. Nitekim O'nu, Allah'a olan sevgilerini ve onun sevgisini güçlendirmek için, ve İsrail halkına ait olmalarını sağlamlaştırmak için, Yeruşalim'deki tapınağa götürdüler.

Bu günkü pazar günü, Kutsal Aile Bayramını kutluyoruz: Bugün, ailelerimizin yaşamına cesaret verilmesi için, İncil'deki bu olaya bakmaktayız. İsa'nın kararı, çocuklarımıza ve gençlerimize hangi mesaj verebilir? Meryem ve Yusuf'un sıkıntılı araması, günümüz ebeveynlerine teselli verebilir mi, ya da evlatlarına başka bir şekilde davranmaya önerebilir mi? İsa'nın, Meryem ve Yusuf'la yaşadığı ilişki, aile içinde yeni ilişkileri kurmak için yardımcı olabilir mi?

On iki yaşındayken İsa'nın, Allah'ı dinlemek için ve O'nun Sözünü daha iyi anlamak için, olgun kararları vermeyi bildiğini görünce, seviniyoruz. İsa'nın bu seçimi bizi önemsiz ve boş şeylerle zamanımızı kaybetmemeye teşvik ediyor. Ayrıca onun cevabı, anne ve babalarının, çocukları cesaretli ve ciddi iman kararları vermeyi arzu ettiklerinde, onlara güvenmelerine yardımcı oluyor. Çocukların olgunluğu, yaşlarına göre değil, seçimlerine göre ölçmelidir! Evlatlar ilk önce, Allah'a aittirler, ve O onları, evlatlarının yaşamlarını Kendisine vermeye çağırabilir. Bu çağrıda onlar yaşam doluluğunu ve en derin mutluluğu bulacaklar. "Peder'in şeylerle ilgilenmem gerektiğini bilmiyor musunuz?" İsa kendi yaptığının herkes için normal olduğunu düşünerek, ebeveynlerine böyle cevap veriyor. Fakat sonra onlara itaat edip, onlarla birlikte Nasıra'ya dönüp, onlara boyun ediyor. İsa için Peder'in şeylerle ilgilenmek, Yusuf ve Meryem'in söylediklerine itaat etmek, demek olacaktır. Bu şekilde Peder'e olan sevgisini gösterecek; hem de, anne babasını severek, daha sonra öğrencilerine vereceği buyruğu şimdiden yaşayacaktır. Bu buyruk, ikinci okumada Aziz Yuhanna tarafından bize hatırlatmış olmaktadır.

Birbirimizi sevmek, her ailenin sabitliğinin ve neşesinin sırrıdır. Fakat birbirimizi sevmemiz gerektiğini söylemek, yetmez: Bunu kim yapmayı bilir? Oğlu İsa Mesih'in adına iman eden bu buyruğu yaşayabilir! Rab İsa'ya iman eden ebeveynler birbirlerini ve çocuklarını ciddi ve özgür kılan bir şekilde sevmeyi bilmektedirler. İsa'ya iman eden evlatlar, kıskançlı ve bencil olmadan, kardeşlerini sevmeyi biliyorlar. Mesih İsa'ya iman eden evlatlar, anne babalarına saygı göstermeyi ve onların ihtiyaçlarına karşılamayı biliyorlar. İsa'ya iman eden aile, birlilikte büyüyor ve başkalarının sorunlarıyla da ilgilenmeyi bilmektedir.

Durmadan Nasıra'lı Aileye bakalım: Burada merkez İsa'dır. Bu bakış, Allah'ın mevcudiyetine dikkatimizi çekecek ve herkese sevgisini götürmek için bizi hazırlayacaktır!

Allah'a hizmet ettiğimizde, Samuel gibi, İsa gibi, hakiki, neşeli ve dünya için faydalı olacağız!

OKUMALAR

 

  1. OKUMA: 1Samuel 1,20-22.24-28

 

Zamanı gelince Hanna gebe kaldı ve bir oğul doğurdu. "Onu RAB'den diledim" diyerek adını Samuel koydu.

Elkana RAB'be yıllık kurbanını ve adağını sunmak üzere ev halkıyla birlikte Şilo'ya gitti.

Ama Hanna gitmedi. Kocasına, "Çocuk sütten kesildikten sonra onu RAB'bin hizmetinde bulunmak üzere götüreceğim. Yaşamı boyunca orada kalacak" dedi.

Kocası Elkana, "Nasıl istersen öyle yap" diye karşılık verdi, "Çocuk sütten kesilinceye dek burada kal. RAB sözünü yerine getirsin." Böylece Hanna oğlu sütten kesilinceye dek evde kalıp onu emzirdi.

Küçük çocuk sütten kesildikten sonra Hanna onu üç yaşında bir boğa, bir efaun ve bir tulum şarapla birlikte RAB'bin Şilo'daki tapınağına götürdü.

Boğayı kestikten sonra çocuğu Eli'ye getirdiler.

Hanna, "Ey efendim, yaşamın hakkı için derim ki, burada yanında durup RAB'be yakaran kadınım ben" dedi,

"Bu çocuk için yakarmıştım; RAB dileğimi yerine getirdi.

Ben de onu RAB'be adıyorum. Yaşamı boyunca RAB'be adanmış kalacaktır." Sonra çocuk orada RAB'be tapındı.

 

83 MEZMUR’DAN

 

Ey Her Şeye Egemen RAB,

Ne kadar severim konutunu!

Canım senin avlularını özlüyor, içim çekiyor,

Yüreğim, bütün varlığım sana, yaşayan Allsh'a sevinçle haykırıyor.

Kuşlar bile bir yuva, kırlangıç, yavrularını koyacak bir yer buldu

Senin sunaklarının yanında,

Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Allahım!

Ne mutlu senin evinde oturanlara, seni sürekli överler!

Ne mutlu gücünü senden alan insana!

Ey Her Şeye Egemen RAB,

Ne mutlu sana güvenen insana!

 

  1. OKUMA: 1Yh 3,1-2.21-24

Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize `Allah'ın çocukları' deniyor! Gerçekten de öyleyiz. Dünya Baba'yı tanımadığı için bizi de tanımıyor. Sevgili kardeşlerim, daha şimdiden Allah'ın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. Ne var ki, Mesih göründüğü zaman O'na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O'nu olduğu gibi göreceğiz.

Sevgili kardeşlerim, yüreğimiz bizi suçlamazsa, Allah'ın önünde cesaretimiz olur ve O'ndan her ne dilersek alırız. Çünkü O'nun buyruklarını yerine getiriyor ve O'nu hoşnut eden şeyleri yapıyoruz. O'nun buyruğu da, Oğlu İsa Mesih'in adına inanmamız ve tıpkı İsa'nın buyurduğu gibi, birbirimizi sevmemizdir. Allah'ın buyruklarını yerine getiren Allah'ta yaşar, Allah da o kişide yaşar. İçimizde yaşadığını, bize verdiği Ruh sayesinde biliriz.

 

İNCİL: Lk 2,41-52

İsa'nın annesi babası her yıl Fısıh bayramında Kudüs'e giderlerdi. İsa on iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler. Bayramdan sonra eve dönerlerken küçük İsa Kudüs'te kaldı. Bunu farketmeyen annesi babası, çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra O'nu akrabalar ve dostlar arasında aramaya başladılar. Bulamayınca O'nu araya araya Kudüs'e döndüler. Üç gün sonra O'nu tapınakta buldular. Din öğretmenleri arasında oturmuş, hem onları dinliyor, hem sorular soruyordu. O'nu dinleyen herkes, zekâsına ve verdiği cevaplara hayran kaldı. Annesi babası O'nu görünce şaşırdılar. Annesi O'na, «Çocuğum, bize bunu niçin yaptın? Bak, babanla ben büyük kaygı içinde seni arayıp durduk» dedi.
O da onlara, «Beni niçin arayıp durdunuz?» dedi. «Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?» Ne var ki onlar, bu sözle ne demek istediğini anlamadılar.
İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü dinlerdi. Annesi bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı. İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Allah'ın ve insanların beğenisini kazanıyordu.