ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 nov 2013
01/11/2013 – TÜM AZİZLERİN BAYRAMI

01/11/2013 – TÜM AZİZLERİN BAYRAMI

1.Okuma Vahiy 7,2-4.9-14 * Mezmur 23 * 2.Okuma 1Yh 3,1-3 * İncil Mt 5,1-12

‘Tüm Azizlerin Bayramı’, vaftiz olanlar için, ailenin bayramıdır! Bugün daima güncel, ama aynı zamanda da, kolayca hatırlamadığımız bir gerçeğe bakmaktayız. Toplanmak için hala ayaklarımızı ve tekerlekleri kullanan bizler de, cennette daima İsa’nın etrafında bulunanlarla birlikte, O’nun çevresinde buluşmaktayız. Onlar, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalıktır; hepsi “Tahtın ve Kuzu’nun önünde duruyordu...Beyaz elbiseler giyinmişti”, hepsi, seçtikleri ve izledikleri Rab’bin Istıraplarının sayesinde elde ettikleri kurtuluş için, sevinçle, ezgileri söylemektedirler. Biz onları görmemekteyiz, ilahilerini duymamaktayız, bunun için içimizde bulunan ve yankılandıramadığımız, sık sık da günahtan ve acıdan, şüphelerden ve denenmelerden hafifleyen büyük sevincimizi yankılandırmakta yalnız ve az sayıda olduğumuzu düşünmekteyiz. Bugün Allah’ın önünde ve O’nun çevresinde, bunun için çevremizde de olanların varlıklarına dikkatimizi yöneltelim. “Aziz” unvanına gerçekten layık olan tek kişi İsa’dır: O, Baba’nın isteğini dinledi ve onu sonuna kadar gerçekleştirdi. O’nun çevresinde bulunanlar, ışığının tarafından aydınlanmaktadırlar ve sevgisinin tarafından etkilenmektedirler, bunun için onlar da hikmet ışığını ve merhamet sevgisini iletmektedirler, öyle ki onlar da “aziz” unvanını hak ederler. Dolayısıyla Azizler, İsa ile dostluluk kurmuş olanlardır, O’na kendilerini değiştirmeye izin verenlerdir; az ölçüde olsa da, günahlarımızdan gelen kusurlarımıza rağmen, sürekli olarak bağışını ve barışını dileyen, onları kabul eden ve onların tadına varan bizler de aziziz. Azizleriz!

Biz, Tanrı’nın sevgisini bilen, onu söyleyen azizleriz. Tanrı’nın sevgisinin müjdesi bize ulaştı ve bizi aydınlattı, biz de onu iletmekteyiz, bu şekilde aynı imanı yaşayanlarla birlik içerisindeyiz, bundan sevinçliyiz: Ebediyette başlamış olan gerçek bayrama başlamaktayız. Tanrı’nın sevgisi o kadar gerçek ve somuttur ki biz, onu kendi somutluğunda kabul ettiğimiz andan itibaren, O’nun gerçek evlatları çağırılabiliriz: Nitekim beden aldığı Oğlu kabul etmekteyiz, öyle ki gerçek evlatlarız, Baba’nın sevgisinin gerçeğini taşımaktayız.

İsa’nın kendisi, hayatımızda O’nu kabul etmemizden kaynaklanan değişimimizi gördü.

Rab İsa, kendisini kabul eden kişinin, fakirliği sevmeye başladığını gördü. O’nu kabul eden, insan yüreğini felce uğratan putları, yani para ve zenginliği arzulamamaya başlar. İsa, insanın mutluluğunun, altın parlaklığını değil de, Kendisini, yüreğinin Tanrı’sı olarak seçmesinden geldiğini görüp söyledi.

İsa haçı sevgiyle taşımanın, zarar veren bir şey olmadığını, tersine teselli kaynağı ve başkalarıyla birlik sağlayan bir yol olduğunu gördü. Sadece seyirciler olarak değil, katılımcılar olarak haçı taşıyan O’nun ardından giden “yaslı olanlar”, asıl mutlulardır.

İsa gördü ki, gerçekten büyük olanlar, ancak ve ancak kendilerini alçaltanlardır, yani herkese yardım etmeye hazır olup fakat kendilerini göstermek istemeyenlerdir. Bunlar “yumuşak huylu olanlar”dır; yeryüzünün her hangi bir yerinde bulsunlar da Tanrı’nın varlığından mutlu olurlar.

İsa, doğru yerde, yani Tanrı’nın yüreğinde, ne pahasına olursa olsun, bulunmak isteyenleri de görür. Bunlar büyük sevgiyle gerçek “doğruluğu” ararlar, bu sebepten de neşe ve huzur yüreklerinden dolup taşacak.

İsa “merhametli” olmakla Baba’ya benzeyenleri görür; onların gözünde hiç kimse, bir sevgi bakışına, insancıldan çok tanrısal bir gülümseye veya şefkatli özene layık olmayacak kadar günahkardır. İsa böyle davrananları Tanrı’nın yüreğinde sabitlenmiş olarak görür!

İsa “yüreği temiz olanlar”dan sevinir; onların yürekleri o kadar temiz ki, meleklerle Tanrı’nın görünümünü ve sonsuz güzelliklerini görebilirler. İçlerinde Baba’nın sevgisini tamamen yansıtabilirler, çünkü onlarda gölgeleyen hiçbir leke yok.

İsa kardeşleriyle tanrısal her zenginliğini paylaşanları da görür. Bu şekilde onlar kalıcı bir barışı sağlayabilirler; onları kendi ismi ile, yani Tanrı’nın oğulları diye çağırabilir!

İsa, kendisinin ardından gidenlerin omuzlarındaki haçı da görür; gerçekten herkes tarafından nefret ve zulüme maruz kalacaklar. Ancak İsa sadece haçlarını değil, Hükümdarlığına daha da çok insan çeken büyük sevinçlerini de görür.

İsa görür ve “Ne mutlu sizlere! Sevinin, sevinçle coşun!” diye ilan etmeye devam eder. Ben de, devamlı İsa’ya gözlerini dikmiş olan etrafımdakileri görürüm; onlara “Ne mutlu sizlere” diyorum. Onlarla birlikte ben de mutlu oluyorum ve sevinçle şimdiden Alleluya diye haykırıyorum!