ME
NU

OMELIE / Omelie TR

15 mar 2015
15/03/2015 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 4. Pazar Günü – B

15/03/2015 – PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 4. PAZAR GÜNÜ – B

1. Okuma 2Tarih 36,14-23 * Mezmur 137* 2. Okuma Ef 2,4-10* İncil Yh 3,14-21

Tam beklemediğin anda, hayatındaki şeyler iyi gitmeye başlamaktadır: Bu, birinci okumanın mesajıdır. Tanrı’yı ve O’nun habercilerini hor görmesinden dolayı, seçilmiş halk o kadar zayıf olmuş ki namussuz ve ondan daha güçlü bir halka kolay bir yağma olarak verilmiştir. Tanrı’ya itaatsizliklerin sonucu olan büyük günahlar, halkı o kadar zayıf kılmış ki o, düşman ellerine düşmüştür. Bu şekilde halk, başka yerlere sürgün edilmiş; oralarda dağılmış ve kölelik halinde, kendi geleneklerini unutmuş; sevinç ve bayram içinde yaşama imkanını bile unutmuş halde yaşamaktadır. Artık hangi umut olabilir? İnsansal bakımdan hiçbir umut olmaz iken Tanrı vaatlerini unutmamaktadır ayrıca Kendisinin sevginin ve affın Tanrısı olduğunu da unutmamaktadır. O, tam putperestlerin arasında Kendisine itaat eden bir insanı bulmaktadır: Bu, Pers Kralı Keyhüsrev (Sirus) idi. Tamamen beklenmedik bir anda kral, Yeruşalem’de mabedin yeniden yapılmasını emrediyor, bu şekilde de halk, yeniden birleşip ataların toprağına geri dönebilir! Bu olay, bugün bizi de ümit etmeye yüreklendiriyor, durumumuz en ümitsiz durum olsa da!

İsa da, Nikodemus’a konuşmasında, Mısır’dan çıktıktan sonra, çölde, umutsuzluğa düşmek üzere olan halkı ima etmektedir. Yılanlar tarafından ısırılmış pek çok kişi ölüyor ve kimse o zehirden korunmayı beceremiyordu. Tanrı, Musa’nın duasına cevap verip ona bir yol gösteriyordu. Yılanlar, ısırmaya ve zehirlenmeye devam edecekler, fakat ısırılmış olan da itaat eylemini yapıp kurtulabilir! O yılanlar, eski yılanı, yani Havva’yı kandıran yılanı, hatırlattırıyor. Bu yılan, Havva’yı Tanrı’ya isyan etmeye ve, bunun sonucu olarak, ölümün yağması edilmeye götürmüştü. Çare, itaat etmektir ve de Tanrı’ya itaat etmek, kolay bir iman eylemidir. Tanrı’ya itaat etmek, sadece alçakgönüllülüğü gerektirir; kendi akıl yürütmesine değil, Tanrı’ya güvenmeyi gerektirir. İtaat eylemi, küçük olsun büyük olsun, akıllı olsun akıllı olmayan olsun, zengin olsun fakir olsun, herkesin elindedir: Tam orada, çölde, bir değneğin üstünde kaldırmış bir tunçtan yılana bakmak, yeterlidir.

İnsanlar, eski yılan tarafından halen ısırılmaktadır ve daima ısırılacaktır; halen Tanrı’nın Sözünü görmezlikten gelmeye ya da onu reddetmeye iten akıl yürütmesi tarafından zehirlenilmektedir. Bu şekilde insan, daima günahkardır, daima günahın bedeli olan ölümün yolunda yürümektedir. Fakat ona kurtarılma, yılanın zehrinden iyileşme imkanı verilmektedir ve de bu imkan hala imanın bir eylemi, bir itaat eylemidir. Sen de mi günahkarsın? Bakışını kaldır: İşte, haç biçiminde olan bir tahtanın üstünde İnsan Oğlu kaldırılmıştır. O’na sevgi ile bak, O’nun kurtuluşun olduğuna iman et ve yeniden Tanrı’nın yüreğinde olacaksın. Isa’ya iman et, imanla O’nu dinle, senin hayatını O’nun Sözü ile doldur ve işte, hayatın yolunda bulunacaksın. O’nu kabul et ve de ölümün yolunu, günahkarların hükmünün yolunu terk etmiş olacaksın, kurtarılmış olacaksın.

Bu gizem, Tanrı’nın dünyaya, yaratıklarına beslediği sevgiyi gerçekleştirmektedir. Tanrı, yaratıklarını terk etmek istememektedir, çünkü O, sevginin Tanrısıdır ve her şeyin var olması için onları yarattı. “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, her kim O’na iman ederse, mahvolmasın fakat ebedi hayata kavuşsun”.

Bu sınırsız sevgiden havari de, ikinci okumada, bahsediyor: “Merhameti bol olan Tanrı, bizleri çok sevdiği için, günahlarımızdan ötürü ölü olan bizi, Mesih’le birlikte hayata kavuşturdu. O’nun lütfuyla kurtulmuş bulunuyorsunuz”.

Bu sevgiyi, vaftizin kaynağında bulacağız. Buraya duayla, oruçla ve sadakayla yeniden yaklaşmaya hazırlanmaktayız: İki hafta sonra, Paskalya Arifesinde şeytanın çekiciliklerinden vazgeçmeye; bize İsa’yı sunan Baba Tanrı’nın kollarına ve üzerimize Kutsal Ruhunu üfleyen İsa’ya kendimizi teslim etmeye; yeniden karar vereceğiz. Biz vaatlerimizi yenileyeceğiz, fakat Rab lütfunu yenileyip bizleri barışıyla kaplayacaktır. Tadacağımız kurtuluş, sadece gelecek olan ebedi kurtuluş değildir. Kendimizi İsa’ya teslim ederek, şimdiden insanlar tarafından bizde uyandırılmış korkulardan da kurtulmuş oluruz. İsa ile yaşayarak, hayata, onunla beraber de özgürlüğe ve barışa, sahip olduğumuza emin olacağız. O’nunla yaşayarak, O’nu bütün sevenlerle birlik içinde yaşamayı; başkalarına şefkati ve merhameti vermeyi de becereceğiz. Acı çeken, ümitsiz misin? Hayatına İsa’yı koy ve hayatındaki şeyler iyi gitmeye başlayacaktır.