ME
NU

OMELIE / Omelie TR

13 mar 2022
13/03/2022 – PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 2. Pazar Günü - C

13/03/2022 – PASKALYA'YA HAZIRLIK DEVRESİ - 2. Pazar Günü - C

1.Okuma Yar. 15, 5-12. 17-18 Mezmur 26 2.Okuma Filip. 3,17-4,1 İncil Lk. 9, 28-36

Bugünkü okumalar, İbrahim’in tecrübesiyle İsa’nın üç havarisinin dağdaki tecrübesini birlikte bize verir. İbrahim Allah’ın nezdinde bulunmanın tecrübesini yaşayıp O’ndan çok kalabalık bir nesle sahip olacağı müjdesini alıyor, bazı hayvanları kurban ederek O’nunla bir antlaşma yapıyor. Üç havari de İsa’nın duası esnasında Allah’ın varlığını tecrübe ediyorlar: Onlar ilahi vaatleri değil, ama öğretmenleri İsa’da Baba’nın insanlık için kurtuluş ve sevgi planının tam gerçekleştiğinden emin olmayı alıyorlar. Bu plan, Rab’bin yaşamını sunarak kurban olmasıyla gerçekleşecek. Bu; İsa’nın, Musa ve İlyas ile konuşmasının konusudur!

İsa dağa çıktı, Musa’nın Sina dağına, İlyas’ın Horev dağına çıktığı gibi. Hem Musa hem de İlyas halkın ihaneti ve kendilerinden sevilen birçoklarının isyanları yüzünden acı çektiler. Onlar İsa için peygamberlerdir: O’na daha şiddetli bir şekilde davranılacaktır. Onlar dağda Allah’ın sevgi gücü, hikmetli ve şefkatle dolu Allah’ın gücü ile karşılaştılar. İsa da dua etmek için dağa çıktı. Duası gerçek, yani Baba’nın sevgisine ve isteğine gerçek bir dalma oluyor ve bunun için gerçek, sevinç ve güzellik göstergesi olarak yüzü ve kıyafetleri bile aydınlanıyor. Allah’ın isteğine giren O’nunla tek bir bütün olmaktadır. Sadece Oğul, Baba’nın isteğini tam olarak aynı sevgisiyle kabul edebilir: Bu şekilde O, tam olarak bu sevginin gerçekleşmesi oluyor.

Buluttan çıkan ve uykulu üç havariye ulaşan ses bu anlayışı onaylamaktadır. İsa, Allah tarafından Oğlu olarak ilan ediliyor ve dolayısıyla tüm halklar için kraldır, aynen ikinci Mezmur’un bize tekrar ettirdiği gibi. Krallık kimliği; Mesih’e, dünyaya Baba’nın ilahiliğini görünür ve somut şekilde getirene özgüdür! O aynı zamanda babasıyla dağa çıkan ve kendisinin kurban edilmesi için odununu taşıyan İbrahim’in oğlu gibi “en sevgili Oğuldur”. İbrahim’in oğlunun yerine bir koç kurban edilebildi, çünkü o Allah’ın Oğlu’nun sadece görüntüsü idi; İsa’nın yerini ise hiçbir şey ve hiç kimse alamaz: O kendi bedenini ve kendi kanını vermek için kendini sunuyor; bu, Allah’ın yaratıklarını sevmek için gerçekleştireceği kurtuluşun tek kurbanıdır.

İsa’nın yanına üç havarisini almış olması bizlerin O’nun duasına ve şanına, ayrıca sunuluşuna ve haçına da katılmamızı istediğini göstermektedir. Yanına sadece üç havari almış olması da, Kilise’de herkese ayrı vazifeler ve roller düşündüğünü belirtmektedir. Baba’nın sevgisinden faydalanan ve İsa’nın sunuşunu paylaşan tüm Kilise’dir ve Kilise’de her birey kendi çağrısına göre görevini yürütmektedir. Kilise’de her birey kendi kişiliğiyle İsa’nın giysilerini ve çehresini parlak gösteren ışığı yansıtmaktadır.

Bunun içindir ki havari Pavlus imanlılara yazarken kendisini ve diğer Hristiyanların davranışlarını örnek olarak gösterdi: “Kardeşlerim, hep birlikte beni örnek alın ve size bıraktığımız örneğe göre yaşayanlara dikkatle bakın”. Keşke hepimiz aynı şeyi söyleyebilsek! Böyle diyebilmemiz gerekirdi!

Yüreğimizde daima İsa’nın duasıyla yaşamak gerekirdi: O zaman O’nun ışığı da parlayacaktı! Yüreğimizde İsa’nın duasına katılmak, Baba’dan kurban olarak kabul edilebilmemiz için devamlı olarak kendimizi O’na sunmamızı istemektir.

Duada yaşadığımız zamanlar İsa’nın ışığı yüzümüzü aydınlatmakta ve onu kardeşlerimize sevimli kılmakta. Dua bizim için Allah ile karşılaştığımız dağdır: Biz kendimizi sunuyoruz ve O etkilemektedir: Bizi değiştirerek, bizi dünya için bir armağana çeviriyor: Ve de Gerçekten dünyanın O’nun varlığını daima tanımaya ve tatmaya ihtiyacı var. Baba bizden sevgili Oğlu İsa’yı daima dinlememizi istiyor: İsa’nın sözleri; duada olduğumuz, Baba’ya ait olmak istediğimiz zamanlarda bize ulaşır!

OKUMALAR

  1. Okuma Yar 15,5-12.17-18

RAB Avram'ı dışarı çıkararak, "Göklere bak" dedi, "Yıldızları sayabilir misin? İşte, soyun onlar kadar çok olacak." Avram RAB'be inandı. RAB bunu ona doğruluk saydı. Allah Avram'a, "Bu toprakları sana miras olarak vermek için Kildaniler'in Ur Kenti'nden seni çıkaran RAB benim" dedi. Avram, "Ya Rab Yahve, bu toprakları miras alacağımı nasıl bileceğim?" diye sordu. RAB şöyle karşılık verdi: "Bana bir düve, bir keçi, bir de koç getir. Hepsi üçer yaşında olsun. Bir de kumruyla güvercin yavrusu getir." Avram bunların hepsini getirdi, ortadan kesip parçaları birbirine karşı dizdi. Yalnız kuşları kesmedi. Leşlerin üzerine konan yırtıcı kuşları kovdu. Güneş batarken Avram derin bir uykuya daldı. Üzerine dehşet verici zifiri bir karanlık çöktü. Güneş batıp karanlık çökünce, dumanlı bir mangalla alevli bir meşale göründü ve kesilen hayvan parçalarının arasından geçti. O gün RAB Avram'la antlaşma yapıp şöyle dedi: "İşte bu ülkeyi senin soyuna vereceğim”.

Mezmur 26

RAB benim ışığım, kurtuluşumdur,

Kimseden korkmam.

RAB yaşamımın kalesidir,

Kimseden yılmam.

Sana yakarıyorum, ya RAB, kulak ver sesime,

Lütfet, yanıt ver bana!

Ya RAB, içimden bir ses duydum:

"Yüzümü ara!" dedin,

İşte yüzünü arıyorum.

Yüzünü benden gizleme,

Kulunu öfkeyle geri çevirme!

Bana hep yardımcı oldun;

Bırakma, terk etme beni,

Ey beni kurtaran Tanrı!

Yaşam ülkesinde

RAB'bin iyiliğini göreceğimden kuşkum yok.

Umudunu RAB'be bağla,

Güçlü ve yürekli ol;

Umudunu RAB'be bağla!

  1. Okuma Fil 3,17 - 4,1

Kardeşler, hep birlikte beni örnek alın. Size verdiğimiz örneğe göre yaşayanlara dikkatle bakın. Size defalarca söylediğim gibi, şimdi de gözyaşları içinde tekrar söylüyorum: birçok kişi Mesih'in çarmıhına düşman olarak yaşıyor. Bunların sonu yıkımdır. Bunların tanrısı mideleridir. Ayıplarıyla övünür, yalnız bu dünyayı düşünürler. Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Ve oradan, Kurtarıcı olan Rab İsa Mesih'i bekliyoruz. O, her şeyi kendine bağlı kılmaya yeterli olan gücünün etkinliğiyle bizim zavallı bedenlerimizi değiştirip kendi yüce bedenine benzer hale getirecektir. Bu nedenle, ey sevgililer, sevincim, başımın tacı, içten özlediğim sevgili kardeşlerim, böylece Rab'de dimdik durun.

İncil Lk 9,28-36

Bu sözleri söyledikten yaklaşık sekiz gün sonra İsa, yanına Petrus, Yuhanna ve Yakup'u alarak dua etmek üzere dağa çıktı. İsa dua ederken yüzünün görünümü değişti, giysileri şimşek gibi parıldayan bir beyazlığa büründü. O anda görkemli bir şekilde ortalıkta beliren iki kişi İsa'yla konuşmaya başladılar. Bunlar Musa ile İlyas'tı. İsa'nın yakında Kudüs'te gerçekleşecek olan ayrılışını konuşuyorlardı. Petrus ile yanındakilerin üzerine uyku çökmüştü. Ama uykuları iyice dağılınca İsa'nın görkemini ve yanında duran iki kişiyi gördüler. Bunlar İsa'nın yanından ayrılırken Petrus İsa'ya, «Efendimiz» dedi, «burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.» Aslında ne söylediğinin farkında değildi. Petrus daha bunları söylerken bir bulut gelip onları gölgeledi. Bulut onların etrafını sarınca korktular. Buluttan gelen bir ses, «Bu benim Oğlumdur, seçilmiş Olan'dır. O'nu dinleyin!» dedi. Ses kesilince İsa'nın tek başına olduğu görüldü. Öğrenciler bunu gizli tuttular ve o günlerde hiç kimseye gördüklerinden söz etmediler.