ME
NU

OMELIE / Omelie TR

22 gen 2017
22/01/2017 – Olağan Devre 3. Pazar Günü – A

22/01/2017 – Olağan Devre 3. Pazar Günü – A

Hristiyanların birliği için sekiz günlük dua süreci

  1. Okuma Yeş 8,23b-9,3 *Mez 26/27 *2. Okuma 1Kor 1,10-13.17 *İncil Mt 4,12-23

Özel bir amaç uğruna, bu günlerde yoğun dua içinde yaşamaktayız: Kilise, sadece üyelerinin bölünmelerinden dolayı değil, kendisinden ayrılmalar ve sapık doktrinlerden dolayı da acı çekmektedir. Bölünme denemeleri, Rab'bin öğrencilerinin arasında da daima mevcut idi. İsa, öğrencilerinden ikisi de egemenlik kurmak istediklerinde onları uyardı!  Bunun için O da yoğun şekilde dua etti, öyle ki bölünmeleri yaratan, yani şeytan, imanlıların hayatında üstün çıkmasın. Bu şekilde İsa, şeytanın bu eserine ayırt etme yeteneğinle ve güçle dayanabilmek için dua etmek gerektiğini gösterdi. Bunun içindir ki, Hristiyanların birliği için dua etmek, İsa'nın yüreğine girmek ve öğrencilerin Kötü Olandan korunmalarını dileyen O'nunla birleşmektir.  Çeşitli bölünmeler var: Bizde olan açgözlükten ve bencillikten gelen tanıdığımız o bölünmeler var, imanın gerçeklerini göstermekte ve anlamakta olan farklılıktan gelen bölünmeler var, Kilise'de otorite veya sorumluk hizmetlerini yapan kişilere isyandan gelen bölünmeler de var. Her bölünme, İsa'ya olan bir itaatsizliktir, O'nun öğretişinin ve O'nun hayatımızdaki öneminin reddedilmesidir.

Bugün Rab bize, Vaftizci Yahya'nın Noel Devresindeki ikinci Pazar Günü duyduğumuz sözlerini tekrarlamaktadır: “Tövbe edin! Çünkü Göklerin Hükümranlığı yaklaştı!”. Hükümranlığın yakınlığı, Kral'ın yakınlığını ilan ediyor: Kral geldi ve  O'nun gelişi anlam dolu değişmemizi gerektirmektedir. Krallığın Kralının hazır bulunmasının sonucu; artık sandığımız en iyi olanı yapmamaktır, bunun yerine sadece Kral'ı dinlemeye hazır olmaktır. Tövbe edin: Bunu söyleyen kişi, İsa'dır, o halde tövbe etmek, önemli, hatta gereklidir. Tövbe etmek, ne demektir? İncil yazarlarının kullandığı söz; düşünme şeklinin değişmesinin, bunun için akıl yürütme şeklinin de ve bunun sonucu olarak, yaşama şeklinin de değişmesini gerektirir. İsa'yı dinleyen insanlar, evet, peygamberlerin ilan ettiklerine göre, Mesih'in geleceğini düşünmeye başladılar, fakat bu geliş kim bilir ne zaman olacaktır! Bunun için onlar, hiç bir şey değişmeyecek diye düşünerek, kendilerinin her zaman olduğu gibi yaşamaya devam etmeye ikna olmakta idiler. Evet, Mesih gelecektir, fakat birkaç asırdan sonra, bizler  artık olmadığımız zaman. Aynı şekilde bizler dünyanın sonunu beklemekteyiz! Hükümranlık artık gelmiş olduğundan dolayı tövbe etmek, Kral'ın bizimle olduğunu bilinçli olarak yaşamak demektir. Kral geldi, O'nu aramak ya da tanımak gerekiyor, çünkü hemen, şimdiden, O'nu takip etmeye ve O'na hizmet etmeye başlayabilmekteyiz. Kral bizimledir, bunun için sesini, sözlerini arayıp öğretişini yaşayalım. Artık en iyisinin, en mantıklının, en el verişlinin ne olduğunu görmek için aramızda tartışmak gerekmiyor; Kral'ın  ya da O'nun bize yolladığı kişilerinin ne söylediklerini arayalım! 

Simon ve Andreas, ve de Zebede'nin oğulları, bize ilk örneği vermektedirler. Onlar ciddi bir şekilde davranmaktadırlar, İsa'yı dinliyorlar ve de O'nu dinleyecekler. Onlar karanlıkta yürümekte, dünyasal şeylerin tuzağına düşmekte, çeşitli düşüncelerden ve kaygılardan şuraya buraya peşinden götürülmekte idiler. Şimdi ışıkta yürümektedirler: Onların önünde daima İsa vardır. Onlar artık korkmamakta, ya da korkmaları gerekmez. Onlar, peygamberin söylediği gibi, “Hasat sırasında nasıl sevinilirse, ganimet paylaşılması sırasında  nasıl coşkunluk duyuluyorsa, senin huzurunda da öyle sevinmektedirler”. İsa'yı aramak, bulmak ve dinlemek; büyük bir sevinçtir, çünkü hayatın amacını nihayet bulmuş olmamız demektir. O'nunla birlikte olmakla, Allah'ın Hükümranlığının ortasında olmaktan emin oluruz; artık başka hiç bir şeyi beklemiyoruz! Bunun için bizler, tövbe etmemizin eserini sevinçle ve kararlıkla yerine getireceğiz. Bu, Kilise'de, yani Hristiyan cemaatte,  kalabilmek için, gereklidir. Aziz Pavlus bizi, açık bir şekilde, teşvik etmektedir: Denemeler halen var ve de daima var olacaklardır. Onlar daima bölmeye götürecekler. Bunları nasıl yenebileceğiz? Birlik içinde kalarak, diyor havari. Bu birlik de, konuşma şeklinle başlamaktadır. Bunun için  dinlemeyi bilmek, önemlidir: Kardeşlerimizi dinlemek için duracağız, onların Rab'be olan sevgilerini anlamak ve değerlendirmek için. Rab İsa'ya olan sevgimiz sayesinde, O'nun kardeşlerimizin yüreklerinde  ve hayatlarında yaptığına önem verebiliriz. Kardeşlerimiz de denemelerden etkilenebilirler: Onları düzeltmeden önce, onları sevmek gerekiyor. Her takdirde İsa'nın bizi haçı ile bizi kurtardığını gözlerimizin önünde tutalım! Bunun için bizler de katlanma ve sabır haçını kabul edelim. Ötekileri bizden üstün sanmaya çalışalım! Bizim Rab'be olan sevgimizin kardeşlerimizindekinden daha büyük olmasını düşünemeyiz. Belki de Rab tam da reddetme denenmesinde bulunduğumuz o kardeş aracılığıyla bize konuşmak istiyor. Yüreğimizin merkezinde davranma şekilleri, alışkanlıklar, sözler olmamalı! Tüm bunları değiştirebiliriz de!Yüreğimizin merkezinde daima Rab İsa olmalıdır. Daima Rab İsa Mesih'e dönük olsaydık eğer, Hristiyanların arasında bölünmeler olmayacaktı. O'na dua edelim ki O, bize ve kardeşlerimize O'na dönük olmamızın (bu davranışa tövbe etmek diyoruz), devam etmesi ve tamamlanması lütfunu bağışlasın!

OKUMALAR

1.Okuma: Yeşaya 8,23b-9,3 

Geçmişte Zevulun ve Naftali bölgelerini alçaltan Tanrı, gelecekte Şeria Irmağı'nın ötesinde, Deniz Yolu'nda, ulusların yaşadığı Celile'yi onurlandıracak.

Karanlıkta yürüyen halk büyük bir ışık görecek;

Ölümün gölgelediği ülkede oturanların üzerine ışık parlayacak.

Ya RAB, ulusu çoğaltacak, sevincini artıracaksın.

Ekin biçenlerin neşelendiği, ganimet paylaşanların coştuğu gibi,

Onlar da sevinecek senin önünde.

Çünkü onlara yük olan boyunduruğu, omuzlarını döven değneği,

Onlara eziyet edenlerin sopasını paramparça edeceksin;

Tıpkı Midyanlılar'ı yenilgiye uğrattığın günkü gibi.


Mezmur 26/27

RAB benim ışığım, kurtuluşumdur,

Kimseden korkmam.

RAB yaşamımın kalesidir, kimseden yılmam.

RAB'den tek dileğim, tek isteğim şu:

RAB'bin güzelliğini seyretmek,

Tapınağında O'na hayran olmak için

Ömrümün bütün günlerini O'nun evinde geçirmek.

Yaşam ülkesinde RAB'bin iyiliğini göreceğimden kuşkum yok.

Umudunu RAB'be bağla, güçlü ve yürekli ol;

Umudunu RAB'be bağla!


2.Okuma: Aziz Pavlus'un Korintoslulara 1. Mektubundan 1,10-13.1

Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih'in adıyla yalvarıyorum: hepiniz uyum içinde olun, aranızda bölünmeler olmadan aynı düşüncede ve aynı yargıda birleşin. Kardeşlerim, Klovi'nin ev halkından aranızda çekişmeler olduğunu öğrendim. Şunu demek istiyorum: her biriniz, «Ben Pavlus yanlısıyım», «Ben Apollos yanlısıyım», «Ben Kefas yanlısıyım» ya da «Ben Mesih yanlısıyım» diyormuş.
Mesih bölündü mü? Sizin için çarmıha gerilen Pavlus muydu? Pavlus'un adıyla mı vaftiz edildiniz? Mesih beni vaftiz etmeye değil, Mesih'in çarmıhtaki ölümü boşa gitmesin diye, bilgece sözlere dayanmaksızın Müjde'yi yaymaya gönderdi.


İncil: Matta 4,12-23

İsa, Yahya'nın tutuklandığını duyunca Celile'ye döndü. Nasıra'dan ayrılarak Zebulun ve Naftali yöresinde, Celile gölü kıyısında bulunan Kefernahum'a gelip yerleşti. Bu, Yeşaya peygamber aracılığıyla bildirilen şu sözün yerine gelmesi için oldu:

«Zebulun diyarı ve Naftali diyarı,
Şeria nehrinin ötesinde, deniz tarafı,
ulusların Celilesi!
Karanlıkta yaşayan halk,
büyük bir ışık gördü.
Ölümün gölgelediği diyarda
yaşayanların üzerine bir ışık doğdu.»

O günden itibaren İsa şu çağrıda bulunmaya başladı: «Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaştı.»

İsa, Celile gölünün kıyısında gezerken Petrus denen Simun ile kardeşi Andreya'yı gördü. Balıkçı olan bu iki kardeş göle ağ atmaktaydı. İsa onlara, «Ardımdan gelin, sizleri insan tutan balıkçılar yapacağım» dedi. Onlar da hemen ağlarını bırakıp O'nun ardından gittiler. Oradan daha ileri giden İsa, başka iki kardeşi, Zebedi'nin oğulları Yakup'la Yuhanna'yı gördü. Babaları Zebedi'yle birlikte kayıkta ağlarını onarıyorlardı. İsa onları çağırdı. Onlar da hemen kayığı ve babalarını bırakıp İsa'nın ardından gittiler.

İsa, Celile bölgesinin her tarafını dolaştı. Buralardaki havralarda ders veriyor, Göksel Egemenliğin müjdesini duyuruyor, halk arasında rastlanan her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu.