ME
NU

OMELIE / Omelie TR

23 ago 2015
23/08/2015 – OLAĞAN DEVRE 21. PAZAR GÜNÜ - B

23/08/2015 – OLAĞAN DEVRE 21. PAZAR GÜNÜ - B

1.Okuma * Yeşu 24,1-2. 15-18* Mezmur 33* 2.Okuma Ef 5,21-32* İncil Yh 6,60-69

 OKUMALAR
1.OKUMA – YEŞU 24,1-2.15-18

1 Yeşu İsrail oymaklarının tümünü Şekem'de topladıktan sonra, İsrail'in ileri gelenlerini, boy başlarını, hakimlerini, görevlilerini yanına çağırdı. Hepsi gelip Tanrı'nın önünde durdular.
2 Yeşu bütün halka, “İsrail'in Tanrısı RAB şöyle diyor” diye söze başladı, “'İbrahim'in ve Nahor'un babası Terah ve öbür atalarınız eski çağlarda Fırat Irmağı'nın ötesinde yaşar, başka ilahlara kulluk ederlerdi.
15 İçinizden RAB'be kulluk etmek gelmiyorsa, atalarınızın Fırat Irmağı'nın ötesinde kulluk ettikleri ilahlara mı, yoksa topraklarında yaşadığınız Amorlular'ın ilahlarına mı kulluk edeceksiniz, bugün karar verin. Ben ve ev halkım RAB'be kulluk edeceğiz.”
16 Halk, “RAB'bi bırakıp başka ilahlara kulluk etmek bizden uzak olsun!” diye karşılık verdi,
17 Çünkü bizi ve atalarımızı Mısır'da kölelikten kurtarıp oradan çıkaran, gözümüzün önünde o büyük mucizeleri yaratan, bütün yolculuğumuz ve uluslar arasından geçişimiz boyunca bizi koruyan Tanrımız RAB'dir.
18 RAB bu ülkede yaşayan bütün ulusları, yani Amorlular'ı önümüzden kovdu. Biz de O'na kulluk edeceğiz. Çünkü Tanrımız O'dur.”

34. MEZMURDAN

1 Her zaman RAB'be övgüler sunacağım, Övgüsü dilimden düşmeyecek.
2 RAB'le övünürüm, Mazlumlar işitip sevinsin!
3 Benimle birlikte RAB'bin büyüklüğünü duyurun, Adını birlikte yüceltelim.
15 RAB'bin gözleri doğru kişilerin üzerindedir, Kulakları onların yakarışına açıktır.
16 RAB kötülük yapanlara karşıdır, Onların anısını yeryüzünden siler.
17 Doğrular yakarır, RAB duyar; Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.
18 RAB gönlü kırıklara yakındır, Ruhu ezginleri kurtarır.

2. OKUMA – EFESLİLERE MEKTUBUNDAN 6,21-32

21 Mesih'e duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize bağımlı olun.
22 Ey kadınlar, Rab'be bağımlı olduğunuz gibi, kocalarınıza bağımlı olun.
23 Çünkü Mesih bedenin kurtarıcısı olarak kilisenin* başı olduğu gibi, erkek de kadının başıdır.
24 Kilise Mesih'e bağımlı olduğu gibi, kadınlar da her durumda kocalarına bağımlı olsunlar.
25 Ey kocalar, Mesih kiliseyi nasıl sevip onun uğruna kendini feda ettiyse, siz de karılarınızı öyle sevin.
26 Mesih kiliseyi suyla yıkayıp tanrısal sözle temizleyerek kutsal kılmak için kendini feda etti.
27 Öyle ki, kiliseyi üzerinde leke, buruşukluk ya da buna benzer bir şey olmadan, görkemli biçimde kendine sunabilsin. Amacı kilisenin kutsal ve kusursuz olmasıdır.
28 Aynı biçimde kocalar da karılarını kendi bedenleri gibi sevmelidir. Karısını seven kendini sever.
29 Hiç kimse hiçbir zaman kendi bedeninden nefret etmemiştir. Tersine, onu besler ve kayırır; tıpkı Mesih'in kiliseyi besleyip kayırdığı gibi.
30 Çünkü bizler O'nun bedeninin üyeleriyiz.
31 Bunun için adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.
32 Bu sır büyüktür; ben bunu Mesih ve kiliseyle ilgili olarak söylüyorum.

İNCİL – YUHANNA 6,60-69

60 Öğrencilerinin birçoğu bunu işitince, “Bu söz çok çetin, kim kabul edebilir?” dediler.
61 Öğrencilerinin buna karşı söylendiğini anlayan İsa, “Bu sizi şaşırtıyor mu?” dedi.
62 Ya İnsanoğlu'nun* önceden bulunduğu yere yükseldiğini görürseniz...?
63 Yaşam veren Ruh'tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır.
64 Yine de aranızda iman etmeyenler var.” İsa iman etmeyenlerin ve kendisine ihanet edecek kişinin kim olduğunu baştan beri biliyordu.
65 Sizlere, 'Baba'nın bana yöneltmediği hiç kimse bana gelemez' dememin nedeni budur dedi.
66 Bunun üzerine öğrencilerinin birçoğu geri döndüler, artık O'nunla dolaşmaz oldular.
67 İsa o zaman Onikiler'e*, “Siz de mi ayrılmak istiyorsunuz?” diye sordu.
68 Simun Petrus şu yanıtı verdi: “Rab, biz kime gidelim? Sonsuz yaşamın sözleri sendedir.
69 İman ediyor ve biliyoruz ki, sen Tanrı'nın Kutsalı'sın.”

 

VAAZ
23/08/2015 – OLAĞAN DEVRE 21. PAZAR GÜNÜ - B

1.Okuma * Yeşu 24,1-2. 15-18* Mezmur 33* 2.Okuma Ef 5,21-32* İncil Yh 6,60-69

Yeşu’nun bulunduğu durum, tekrarlanmıştır ve halen de tekrarlanmaktadır. Halkın şimdi bulunduğu durum, tamamen yenidir: O, artık çölde değildi, fakat çok farklı kültürleri olan halklar onu sarmaktadır. Bu kültürlerde dinsel inançlar çok önemli ve etkilidir. Diğer halkların tarihlerinde ne İbrahim’in imanı ne de merhametin Tanrı’sı ile olan Musa’nın karşılaşması var. Bunun için bu halklar, ancak ve ancak insanların kötü alışkanlıklarını ve hırslarını kutsallaştıran ilahları tanımaktadırlar. Yeşu, çok büyük ve çok yakın bir tehlike görmektedir: İsrailler de İbrahim’i ve Tanrı’nın verdiği emirleri ile Musa’yı unutup başka halkların inançlarından etkilenebilecekti. Bu halkların tanrıları, insanları daima kendilerine çeken hırslara ve kötü alışkanlıklara rıza göstermektedirler. Gerçekten insanın doğasında daima, gizli olsa da, egoizm mevcuttur. Bundan dolayı insan, ayartılmalara karşı, yeterli dayanma gücüne ve ayırt etmeye sahip değildir, özellikle de eğer bu ayartmaları haklı gösteren bir din varsa. Yeşu halkı toplanıp onu sorgulamakta ve onu nihayet bir karar almaya götürmektedir. Sorusu açıktır: Kime kulluk etmek istiyorsunuz? Tanrımıza sadık olmaya devam etmek mi ya da sizi çeviren halkların yeni ve çekici tanrılarına hizmet etmek mi istiyorsunuz? Yeşu halka soru sormakla kalmamakta, ona şimdiden kendi örneğini önermektedir: “Ben ve ailem, Rab’be hizmet edeceğiz”. Halkın tümü, güçle cevap veriyor: O ana kadar kendilerine iyilik yapan Tanrı’yı tanıyıp O’na sadık kalmaya karar veriyorlar. İnsanın zayıf olduğunu ve ayartmaların daima mevcut ve zor olacağını bilmekteyiz. Bir defa verdiğimiz bir karar, her zaman için geçerli olamaz: Böyle bir düşünce, bir hayal olacaktı! Bu karar, günlük olmalı, hatta her gün boyunca tekrarlanmalıdır. Bunun içindir ki İsrailler, aralıksız bir duaya dönüştürülen bu kararı her gün üç defa tekrarlamakta idiler.
Bugünkü İncil’in metni bize, yukarıdakine benzer başka bir olayı gösterdi. Fakat bu olayın sonuçları, yukarıdakilerin tam tersiydi. İsa, o güne kadar O’nu çevirenler ve alkışlananlar tarafından tek başına bırakılmaktadır. O’nu neden terk etmektedirler? Çünkü hayatlarına devam etmek istiyorlar, yani Tanrı’nın önünde kendilerini haklı olarak göstermek istiyorlar, hatta kendilerini Tanrı’dan daha üstünmüş gibi göstermek istiyorlar: Tanrı, iyi eylemlerini ödüllendirmek zorunda olacaktı! İsa ise bu hayat şekline devam etmelerine izin vermemekte idi: İsa ile kalabilmek için alçakgönüllü ve itaatli olmaları; maddi endişelerini bırakıp Baba’ya güvenmeleri; hala öğrenmeye, düşmanlarını sevmeye bile hazır olmaları gerekirdi. İşte bu şekilde İsa, On İkiler ile birlikte, tek başına bulunmakta idi. Bunlar da, bütün diğerleri gibi, denenmiş değil miydiler? İsa bunu bilmekte ve Yeşu’nun yaptığı gibi, O da onlara açıkça sormaktadır: “Siz de mi gitmek istiyorsunuz?” On İkiler, İsa’nın çok kararlı olduğunu anlamaktadırlar. O, öğretişini hafifletmek, Baba’ya olan itaatini bırakmak istemiyor, bu, tek başına kalma riskine girmesini gerektirse de. Bizler Petrus’un cevabını duyduk. Bu cevapla o, herkesin adına, İsa ile kalmak için, dünyadan olan ayrılığını gerçekleştirdi. Bugün bizler de aynı cevabı telaffuz etmek istiyoruz: “Ya Rab, biz kime gidelim?” Evet, bizler de bu cevabı tekrarlıyoruz. Çünkü Kilise için bile, tek bir defa bu cevabı vermek, her zaman için yeterli değil! Bugün bizler, asırlar boyunca verilen ve şimdi de şehitlerin verdiği cevabı tekrarlamaktayız. Bugün bu cevap, bizim cevabımızdır ve bizler onu yarın da onaylayacağız. Çünkü yarın da dünyanın düşüncesini sunacağı yeni, güçlü, çekici ayartmalara, denenmelere göğüs germeye mecbur olacağız.
Kilise her sene vaftizimizin vaatlerini tekrarlamamıza yardımcı olmaktadır, fakat bu, gerçekten yeterli değildir. Nitekim her gün etrafımızda kendilerine bizi çeken öneriler ve dürtmeler ortaya çıkmaktadır. Bu durumda Rab’bin Sözüne bağlı kalabilmek için, gücü ve ışığı nereden bulacağız?
Bugünkü Aziz Pavlus’un teşviki için minnettarız: “Mesih’e duyduğunuz saygıdan ötürü birbirinize boyun eğiniz” Gerçekten de bu, esas tariftir! Eğer Tanrı’ya sadakatimizi devam ettirmeyi istersek, sadece kendi gücümüze güvenmeyelim ve başka Hıristiyanlar ile birlik içinde kalalım! Birlik içinde kalabilmemiz için, diğerlerine önem vermemiz lazım ve de bunu daima ve ancak İsa için yapmalıyız: “Mesih’e duyduğunuz saygıdan ötürü...” Bugün Havari, eşlerin hayatlarından aldığı bir örneği sunmaktadır – bugün bu hayat ne kadar sıkıntılıdır! – . Eşler, Bölücünün ayartmaları tarafından saldırılmaktadır: Bölücü, Tanrı’nın eseri olan ailenin birliğini dağıtmak istiyor. Eşler, Tanrı’dan kabul edilmiş misyonlarının yok edilmesine direnmelidir, hatta onlar bu misyonu sadakat ve sebatla gerçekleştirmeye çalışmalıdırlar. Buna yetişecekler, eğer sevgilerini alçakgönüllülüğün somut eylemlerine dönüştüreceklerse. Alçakgönüllülük de, boyun eğme, kendine hakim etme, cömert hizmet etme eylemleri ile kendisini somutlaştırıp göstermektedir. Bu şekilde yaşayarak eşler, tüm Kilise için, güçlü bir destek olacaklar, o Kilise ki, “Siz de mi gitmek istiyorsunuz” diyen soruya cevap vermeye devam etmektedir. Eşler, küçük – büyük zaferleri ile, evlatlarına ve hepimize de “Biz de Rab’be hizmet edeceğiz, çünkü Allah’ımız O’dur!” diyeceklerdir.