ME
NU

OMELIE / Omelie TR

14 lug 2013
14/07/2013 – OLAĞAN DEVRE - 15. Pazar Günü – C

14/07/2013 – OLAĞAN DEVRE - 15. Pazar Günü – C

1.Okuma Yasa 30,10-14 * Mezmur 18 * 2.Okuma Kol. 1,15-20 * İncil Lk. 10,25-37

Musa Allah’ın adına şöyle diyor: “Tanrı sözü size çok yakındır; emirlerine uymanız için ağzınızda ve yüreğinizdedir”. Şikâyetleri önlemek için de şunu ekliyor: “"Bugün size ilettiğim bu buyruk ne tutamayacağınız kadar zor, ne de ulaşamayacağınız kadar uzaktır”. Daima doğrulanmayı arıyoruz, çünkü tembellik bizi durduruyor ve egoizm bizi tembel kılıyor. İsa’ya soru soran bilgin, kendisinin tembellik şeklini gösteriyor. Sorusu ilginç gözüküyor ama kendisinin de cevap verebildiği bir soru, ancak Kutsal Yazıları dikkatle okumamaktadır. Sonsuz yaşam, Allah’ın yaşamıdır, Allah da sevgidir. Sonsuz yaşama girmek beden ve ruhla, el ve ayakla, tamamıyla sevgiye girmektir. Sevmeye başlayan ayırım yapmaz: O, Rabbi olan Allah’ı sever, Allah’ın yarattığı ve devamlı beklediği kişileri de sever.
Kutsal Yasa’da, “Seveceksin...”diye yazılıdır, bu aynen insan yüreğinde de yazılıdır. Bir insan sevdiğinde mutludur, bir insan kendini sunduğunda sevinçlidir! Allah’ı daima seveceksin çünkü Allah daima yanındadır. Komşunu seveceksin, çünkü yanından daima biri geçmektedir. Her şey çok açık anlaşılmaktadır ama tembellik hala sevme kabiliyetsizliğine gerekçe aramaktadır: Komşum kimdir? Nerede? Tembel olduğumuzda gerçekten kimseyi göremiyoruz.
Din bilginine cevap vermek için İsa, gözlerimizi açıp acı çekenleri görebilmemize yardım etmiş olan ve hala eden bir hikayeyi anlatır. Bu hikayeyi anlatırken Rab kendisini tanıtmaktadır. Acı çeken, yorgun, ezilmiş, günah sebebiyle alçaltılmış insanlığa yaklaşan ve yaralarını sarmaya çalışan, O değil midir? İsa şöyle demişti: “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size huzur veririm” . Eriha’dan Yeruşalim’e giden İsa, ters yolu yapan kişi ile karşılaşır. İsa, kendini Peder’e sunmak ve sırtımızdaki günah yükünü kaldırıp üzerine almak için o yoldadır. Yeruşalim’den uzaklaşan, Allah’ın evinden uzaklaşandır ve Ona sırtını çevirendir, dolayısıyla da kendini en kötü haydudun, yani tüm insanların düşmanı olan şeytanın ellerine teslim eder. Kimse şeytanın etkisi altında olana yardım edemez, kimse… hatta dini görevler üstlenenler bile. Allah’ı meslek icabı veya alışkanlıkla hizmet edenler, yalancı ve öldürücü olan düşman tarafından yara alana yardım edemez.
Sadece sevgi ile yaşayan, Allah ve yaratılanlara sevgi duyan, yeni ve gerçek şekilde insanlarla, ölüm işareti almış insanlarla, karşılaşmayı bilir.
İsa, gerçek iyi Samiriyeli, günahkârın yanına, yani yanımıza gelir; şeytan tarafından yaralanmış olan bizlere eliyle dokunur ve sevgisinin işaretleri olan Kutsal Gizemlerle bizi iyileştirir. Sonra da bizleri koruyan ve besleyen Kiliseye emanet eder. Orada, Kilisede, yaralarımızı tamamıyla iyileştirmemize birileri yardım edebilir. İsa, artık gidebilir, tamamıyla uzaklaşıyor gibidir, ama dönüp kendi yaptıklarını devam edenleri ödüllendirmek için döneceğini söz verir. Hatta o anda bile, avans olarak iki para verir, bu para Allah’a ve komşuya olan sevgidir!
Kilise günahın yaralarından iyileşmeye ihtiyacı olanları Rabbin misafir ettiği handır; biz de bu Kilisenin canlı taşlarız ve Rabbin merhamet ettiği insanlara hizmet ediyoruz. İlk önce bizim tedavi gördüğümüz bu kutsal yerde Onun hizmetindeyiz, O hala birçok kişi bulmaktadır... Yeruşalim’den, hacından uzaklaşanların hepsini bulmaktadır. Bunların hepsi güçsüz, yaralı ve acılıdırlar: yaşam bulmak için buradan geçmeleri gerekiyor. Burada, Allah’ın ve kardeşlerin sevgisini yaşayanlar sayesinde, İsa’nın bıraktığı o iki parayı kullananlar sayesinde, yaralarından iyileşirler.
İsa gerçekten büyüktür ve dünyadaki eylemi değerlidir. Aziz Pavlus, Onu bize tanıtmaya çalışır:
“Görünmez Allah’ın görüntüsüdür”, “Bedenin, yani Kilisenin başı O'dur”, “O'nun çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerde ve gökte olan her şeyi O'nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu”. Ancak O, kendisi hakkında önemli başka bir şey daha söylemektedir: “Haydutların eline düşenin komşusu kimdir?” Din bilgini: “Ona merhamet edendir” diye cevap verir. O halde İsa’nın bizim için kim olduğunu biliriz: o bizim komşumuzdur! Komşumu sevmek için İsa’yı severim ve tam ve mükemmel olan sevgisiyle, benim gibi haydudun eline düşen günahkârları seveceğim. Tekrar ayağa kalkmalarına yardım edeceğim, Rabbin iki para bıraktığı hana onları götüreceğim ve orada o iki para sayesinde tembelliğimi aşarak, yaşam, iyileşme ve kurtuluşun kaynağı olmaya devam edeceğim.