ME
NU

OMELIE / Omelie TR

16 ott 2016
16/10/2016 – OLAĞAN DEV. 29ª PAZAR GÜNÜ - C

16/10/2016 – OLAĞAN DEV. 29ª PAZAR GÜNÜ - C

1ª Oku Çıkış 17,8-13-14 * Mez 121 * 2ªOku 2Tim 3,14-4,2*İncil Lk 18,1-8


MEDİTASYON


Musa’nın elleri! Sadece Musa’nın yukarıya kaldırmış elleri önemlidir. Ne için sadece onun elleri önemli dir? Musa’nın ellerini yukarda tuttuğunda düşman savaşta yeniliyordu ve Yeşu halk ile yeniyordu.

Şaşırtıcı gizem, bu! Bir gizem ki bize, Kilise’nin dua etmesi son derece önemli olduğunu söylemektedir. Eğer Kilise’de ileri gelen kişiler başta bulunanlar ellerini yukarda tutmazlarsa, bütün Kilise geriliyor. Bunun için havariler, kendileri tamamen Söze olan hizmete ve duaya verebilmek için, yoksullara olan maddi sevgi eylemlerini yedi diyakoza teslim etmeye karar verdiler.

“Ben, yarın Allah’ın değneği elimle olarak tepenin üstünde duracağım”: Bu şekilde Musa ve onun en yakın yardımcıları, düşmanlara karşı olan mücadele için en büyük yardım vermektedirler. Evet, mücadele etmek için bir yorgunluk var. Fakat bu yorgunluk, başka bir yorgunluk olmadan, yani dua etme yorgunluğu olmadan, boşuna gidecekti. Dua etmek de bir yorgunluktur: Gerçekten Musa oturmak zorundadır ve onun ilk yardımcıları, ellerini desteklemelidirler. “Rab evi yapmazsa, inşa edenler boşuna çabalamaktadırlar. Rab kent üzerine uyanık kalmazsa, nöbetçi boşuna uyanık kalmaktadır”. Allah, mucizeleri yapmak için, çabalarımızı kullanır fakat mucizeleri gerçekleştiren Kendisidir. Bunu hatırlayacağız mı? Bütün gün, dua etmek için hiç durmadan mı, çalışırsın? Hastalıkların için hekime, işin ve ailenin hayatı için önemli bürolara, büyük alışveriş için marketlere, iş aramaya ve evlatlarının okulu hakkında haber almak için öğretmenlere, sonra da notere de, avukata da... gider misin? Bütün bunları göklerde olan Baba’na göstermek için hiç durmadın mı? O’na doğru ellerini ve gözlerini kaldırdın mı? O, müdahale etmezse, çabaların boşuna olacaktır.

İsa’nın öğretişi, Musa’nın örneğinden aldığımız kine devam etmektedir. “Hiç usanmadan, her zaman dua etmek gerekiyor”. Gerekiyor! Yani bundan vazgeçemezsin, yoksa hayatın bütünü zarar görecekti, yorgunluğun da boşuna olacaktı. İsa için bu konu çok önemlidir ve onun hakkında ısrarlı dul kadın meselini anlatıyor. İsa’nın anlatmasından, Allah’ın her zaman ve her şey için, “Evet, emrinize olmaktayım” diyen biri olmadığını anlıyoruz. Allah, Baba’dır; senin hayatını bilen ve seni seven Baba’dır: O, seni sever ve senin mutluluğunun gizemini; hayatının yararlığının gizemini de bilmektedir. O, bizim için Kendisi ile birlik içinde olmanın önemli olduğunu bilmektedir. Bunun için bizleri Kendisine dönük olmaya alıştırmak ister, bu amaçla bazen dileklerimizi duymadığını rol yapıyor. Bazen, zaman geçince, dileklerimiz olgunlaşıyor ya da değişiyorlar, çünkü bazı faktörler araya giriyorlar. Bu sebepten dua, güven içinde olmalıdır: Allah duamızın ne zaman ve hangi şekilde dinlenmesi gerektiğini bizden daha iyi bilmektedir. Bunun için O beklemek bilmektedir, çünkü bu şekilde dua etmemizin gerçekten güvenle dolu olup olmadığını görebilir. Gerçekten de Baba’ya doğru olmaktan ve O’nun müdahale etmesini beklemekten hemen usananlar var: Bunlar, gerekli saydıklarını elde etmek için, büyücülere, yani şeytana başvururlar. Eğer Baba dualarını hemen kabul etseydi, güvenilemez, Kendisini inkar edebilen birini dinlemiş olurdu!

İsa meselini şu şekilde sona erdirmektedir: Allah, adaletsiz ve egoist yargıçtan kesinlikle daha iyidir. Sen sadece güvenmelisin, sadece, sevinç içinde, duanın kabul edilmesini beklemelisin: Sevinç içinde, çünkü Allah’ın iyiliğinden eminsin! Bekleyiş hiçbir zaman uzun değildir, çünkü zamanın tümü Baba olan Allah’ın ellerindedir. İsa’nın son sözleri bizi şaşırtmaktadır: “Ama İnsanoğlu geldiği zaman, yeryüzünde iman bulacak mı?”. Bu soru, neyin gerçekten önemli olduğunu gösteriyor. İnsanoğlu kesinlikle gelecek ve O, hayatımızı yetkinliğine götürecektir. Bizim için en önemli şey; Baba’ya yönelttiğimiz bütün dileklerimizden daha önemli şey, Oğlu kabul etmeye hazır olmaktır; O’na imanımızı, yani O’na olan bağlığımızı göstermek için, hazır olmaktır. Bu soru, çok fazla dualarımızı düzeltebilir; birçok düşünme ve isteme şekillerini düzeltebilir. En acil gereksinim İnsan Oğlu’dur. O olmadan biz ne olurduk? O olmadan bütün hayal ettiğimizin ne yararı olacaktı?

O zaman duamızı İsa’ya yöneltmeye başlayalım ve bu şekilde, havari Pavlus’un öğüdünden de faydalanayarak, Allah’ın Sözünün herkesin kulaklarına – sevdiklerimizin kulaklarına ve de bütün insanların kulaklarına – ulaşması için çalışacağız. O Söz, her insan için en önemli zenginliktir; her insana – hem iman etmeye başlamış olan o insanlara hem de Baba’nın ve İsa’nın sevgisini hala tanımamış olan o insanlara - yapılabilen en güzel armağandır. Kutsal Yazılar bizim için de, ötekileri için de, gereklidir. Bugün tüm misyonerler için dua günüdür: Kutsal Yazıları daha derin bir şekilde tanımaya; sevdiklerimizi de, ihtiyacı olanları da bu ödevde destelemeye de, karar vereceğiz. Bu çaba, yoksullar ve misyonerler için parayı toplamaktan daha acildir. Eğer Allah’ın Hükümdarlığı gelmeyecek ise, para neye yarayacaktır? Şeytanın hükümdarlığına mı kulluk etmeye devam edecek? O halde ilk önce iman, ve de imanı gösteren, imana meyve yaptıran dua!





OKUMALAR


1ª Okuma: Çıkış 17,8-13-14


Amalekliler gelip Refidim'de İsrailliler'e savaş açtılar.
Musa Yeşu'ya, "Adam seç, git Amalekliler'le savaş" dedi, "Yarın ben elimde Tanrı'nın değneğiyle tepenin üzerinde duracağım."
Yeşu Musa'nın buyurduğu gibi Amalekliler'le savaştı. Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar.
Musa elini kaldırdıkça İsrailliler, indirdikçe Amalekliler kazanıyordu.
Ne var ki, Musa'nın elleri yoruldu. Bir taş getirip altına koydular. Musa üzerine oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda Hur Musa'nın ellerini yukarıda tuttular. Güneş batıncaya dek Musa'nın elleri yukarıda kaldı.
Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip kılıçtan geçirdi.



Mezmur 121


Gözlerimi dağlara kaldırıyorum,
Nereden yardım gelecek bana?
Yeri göğü yaratan
RAB'den gelecek yardımım.
O ayaklarının kaymasına izin vermez,
Seni koruyan uyuklamaz.
İsrail'in koruyucusu ne uyur ne uyuklar.
Senin koruyucun RAB'dir,
O sağ yanında sana gölgedir.
Gündüz güneş,
Gece ay sana zarar vermez.
RAB her kötülükten seni korur,
Esirger canını.
Şimdiden sonsuza dek
RAB koruyacak gidişini, gelişini.



2ªOkuma: Aziz Pavlus’un Timoteus’a 2.Mektubundan 3,14-4,2



Sen ise öğrendiğin ve güvendiğin ilkelere bağlı kal. Çünkü bunları kimlerden öğrendiğini biliyorsun. Mesih İsa'ya olan iman aracılığıyla seni bilge kılıp kurtuluşa kavuşturacak güçte olan Kutsal Yazıları da çocukluğundan beri biliyorsun.16Kutsal Yazıların tümü Tanrı esinidir ve öğretmek, azarlamak, yola getirmek ve doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır.17Bunlar sayesinde Tanrı adamı her iyi iş için donatılmış olarak yetkin olur.
Tanrı'nın ve dirilerle ölüleri yargılayacak olan Mesih İsa'nın önünde, O'nun gelişi ve egemenliği hakkı için sana buyuruyorum: Tanrı sözünü duyur. Zaman uygun olsun olmasın, bu görevi sürdür. İnsanları tam bir sabırla eğiterek ikna et, uyar, isteklendir.

İncil: Luka 18,1-8



İsa öğrencilerine, hiç usanmadan, her zaman dua etmeleri gerektiğini belirten şu benzetmeyi anlattı: «Kentin birinde Tanrı'dan korkmayan, insana saygı duymayan bir yargıç varmış. Yine o kentte bir dul kadın varmış. Yargıca sürekli gidip, `Davacı olduğum kişiden hakkımı al' diyormuş.
«Yargıç bir süre ilgisiz kalmış. Ama sonunda kendi kendine, `Ben her ne kadar Tanrı'dan korkmaz, insana saygı duymazsam da, bu dul kadın beni rahatsız ettiği için onun hakkını alacağım. Yoksa tekrar tekrar gelip beni canımdan bezdirecek' demiş.»
Rab şöyle devam etti: «Adaletsiz yargıcın ne söylediğini duydunuz. Tanrı da, gece gündüz kendisine yakaran seçilmişlerinin hakkını almayacak mı? Onları çok bekletecek mi? Size şunu söyleyeyim, onların hakkını tez alacaktır. Ama İnsanoğlu geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?»