ME
NU

OMELIE / Omelie TR

14 ago 2016
14/08/2016 – OD 20ª PAZAR GÜNÜ - C

14/08/2016 – OLAĞAN DEVRESİ 20ª PAZAR GÜNÜ - C 

1ª Okuma Yeremya 38,4-10* Mezmur 40 * 2ªOkuma İbranilere 12,1-4 * İncil Lk 12,49-53

MEDİTASYON

Yetkisi olan bir kişi, kendisinin kınanmasına, - Allah’tan ve Sözünden de olsa- katlanmaz. Bunun içindir ki, kralın bazı bakanları peygamber Yeremya’yı ölüme mahkum etmek istediler: Onun sözü Allah’a olan itaatsizliklerini kınamakta idi. Buna şaşırmıyoruz, çünkü bu olay günümüzde de devamlı tekrarlanmaktadır. Bizzat bizler, eleştirilince, üzüntüye kapılmaktayız: Bizi eleştirene teşekkür etmek, çok zordur. Yeremya’nın, tanınmış ve saygın bir peygamber olmasına rağmen, hapishaneye atılmasına şaşıramıyoruz. Aynı haber, bugün de gazetelerde bulunabilir. Eğer bir kişi ortalıkta açıkça Allah’ın ya da İsa’nın adını telaffuz etmeye cesaret ederse, o ortamdan uzaklaştırılıyor, aynı ‘skandal’ tekrarlanabilecek diye başka toplantılardan da atılmış oluyor!

Bugünkü İncil’in kısa metinini okuyunca, ilk olarak şunu düşünüyoruz: İsa, kendisinin de Yeremya gibi aynı durumda bulunacağını öngörmüştü. Ve de gerçekten böyle oldu. İsa, bizleri de aynı durumu yaşamaya hazırlıyor. Ondan yağdırılan ateş, Aziz Petrus’un söylediği gibi, zulümün ateşidir. Ve de O’nun edileceği vaftiz, Istırapların vaftizidir. Öğrenciler, Öğretmenlerinin sözlerine kulak vermektedirler; Onlar, kendilerinin O’nun öğrencileri olduklarını, bunun için de Onun gibi aynı yürüyüşü kat edeceklerini de bilmektedirler. Ve de Rab bunu, daha da açık bir şekilde söylemektedir: “ikiye karşı üç, üçe karşı iki”; akrabaların arasında, kendi ailesinde, en sevgili dostların arasında bile, düşmanlık olacaktır. İsa’nın ve İncili’nin uğruna öldürülmüş şehitlerin hayatı, bu sözlerde çok iyi bir şekilde özetlenmektedir. Bizler de bu konuda bazı tecrübeleri yapmış oluruz. Rab’bin bir sözünü tümüyle yaşamak istediğimizde, herkes buna uyar mı? Kendi evinde imanın bir yayınını dinlemeye cesaret edenlere karşı ne kadar çok küfürlerin ve şiddet içeren sözlerin söylendiğini hiç duymadınız mı? Bir dua toplantısına katılmak için evden ayrıldığında, akrabalarınız tarafından onaylandınız mı?

Temmuzun 20’sinde Amerika’dan gelen haber: “Emekli askerlerin bir bölümü, Huston’daki ulusal mezarlıkta bir cenaze töreni sırasında iken, ‘Allah’ ve ‘İsa’ isminin telaffuz edilmesi yasaklanmıştır”. İsa’nın sözleri, hala gerçek, hala gerçekleştirilmektedir. Yeremya’nın olayı, uzak bir olay değildir! Bizler ne yılarız ne de ümidimizi kaybederiz. Yeremya kurtuldu, çünkü Rab, gizlice de olsa, bazı insanlarda gerçeğin duygularını yaratabilir. İsa’nın Kendisi, ölüme kadar zulümden geçti ve bizzat Allah tarafından, diriliş ve göğe çıkma ile kurtulup yükseltildi.

İbranilere mektubun bize önerdiği gibi, bizler, dikkat ve sevgi ile İsa’ya bakmaktayız. Çevremizdeki “kalabalık tanıklar” aynı şekilde yaşadı. Kalabalık Şehitler, “gözlerini İsa’ya doğru” çevirdi, bakışlarını O’na dikti ve bu şekilde gerçekten de, “kurtların arasında olan kuzlar gibi” yaşamak için, eziyet edilip parçalanması pahasına da olsa, güç ve ışık buldu.

Bugünkü Söz, karamsar değil, tam tersi realist bir sözdür. İsa onu saklamak istemedi. O, “Mutlulukları” ilan etmesinden beri, bu şekilde konuşmaya başlamıştı: “Benim yüzümden size hakaret ederlerse, size zulmederlerse, size karşı yalan yere her türlü kötü sözü söylerlerse, ne mutlu sizlere!”. Bu ilanı sık sık duyduk, ancak ona önem vermedik. Çünkü Hıristiyan değerlere dayanan bir toplulukta yaşadığımız için, yakın geçmişte sıkıntılı durumları seyretmedik. Fakat toplumun çok kutsal ve çok güzel imanımızı reddettiği ve insanın değerini görmezlikten geldiği bu zamanlarda, İsa’nın sözleri güncel oluyor. Bunları huzurlu bir şekilde, sevinçle, kararlıkla yaşamaya hazır mıyız? İncil’e sadık kalmaya hazır mıyız ya da Petrus’un baş kahinin avlusunda davrandığı gibi bizler de davranacak mıyız? O, orada İsa’yı tutukladıkları zaman muhafızların ateşinin yanında soğuktan korunmak için çare bulmuştu. Petrus, ısınmanın sevgisi için, Rab’be olan dostluluğunu açıkça göstermekten korktu. Bizler, bazı rahatlıklar, toplumdaki bazı yerler, kazançlı bazı işler uğruna, Petrus gibi mi davranacağız? Suskun mu kalacağız, hatta İncil’in gerçeğini inkar mı edeceğiz?

İbranilere mektuptan yine okuyalım: “Yorulup cesaretinizi yitirmemek için, günahkar insanların bunca hücumlarına katlanmış olan İsa’yı düşünün. Günaha karşı yaptığınız savaşta, henüz kanınızı akıtana kadar dayanmak zorunda kalmış değilsiniz”. Bunun için de: “Gözlerimizi, imanımızın kaynağı ve tamamlayıcısı olan İsa’ya dikerek ve On’da sabit tutarak, önümüze konulan mücadeleye sabırla koşalım”. 

 

 

OKUMALAR

 

1ª Okuma: Yeremya 38,4-6.8-10

 

Önderler krala, "Bu adam öldürülmeli" dediler, "Çünkü söylediği bu sözlerle kentte kalan askerlerin ve halkın cesaretini kırıyor. Bu adam halkın yararını değil, zararını istiyor."

Kral Sidkiya, "İşte o sizin elinizde" diye yanıtladı, "Kral size engel olmaz ki."

Böylece Yeremya'yı alıp kralın oğlu Malkiya'nın muhafız avlusundaki sarnıcına halatlarla sarkıtarak indirdiler. Sarnıçta su yoktu, yalnız çamur vardı. Yeremya çamura battı.

Eved-Melek saraydan çıkıp kralın yanına gitti ve ona şöyle dedi:

Efendim kral, bu adamların Peygamber Yeremya'ya yaptıkları kötüdür. Onu sarnıca attılar, orada açlıktan ölecek. Çünkü kentte ekmek kalmadı."

Bunun üzerine kral, "Buradan yanına üç[i] adam al, Peygamber Yeremya'yı ölmeden sarnıçtan çıkarın" diye ona buyruk verdi.

39 Mezmurdan

RAB'bi sabırla bekledim;

Bana yönelip yakarışımı duydu.

Ölüm çukurundan,

Balçıktan çıkardı beni,

Ayaklarımı kaya üzerinde tuttu,

Kaymayayım diye.

Ağzıma yeni bir ezgi,

Tanrımız'a bir övgü ilahisi koydu.

Çokları görüp korkacak

Ve RAB'be güvenecekler.

Ne mutlu RAB'be güvenen insana,

Gururluya, yalana sapana ilgi duymayana.

Bense mazlum ve yoksulum,

Düşün beni, ya Rab.

Yardımcım ve kurtarıcım sensin,

Geç kalma, ey Tanrım!

2ªOkuma: İbranilere 12,1-4

 

Kardeşlerim, bizi çevreleyen bu denli büyük bir tanıklar kalabalığı olduğuna göre, biz de her yükü ve bizi kolayca kuşatan günahı üzerimizden sıyırıp atarak önümüze konan yarışı sabırla koşalım. Gözümüzü, imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa'ya dikelim. O, kendisini bekleyen sevinç uğruna utancı hiçe sayıp çarmıhta ölüme katlandı ve Tanrı'nın tahtının sağında oturdu. Yorulup cesaretinizi yitirmemek için günahkârların bunca karşı koymasına katlanmış Olan'ı düşünün. Günaha karşı verdiğiniz mücadelede henüz kanınızı akıtana dek dayanmak zorunda kalmış değilsiniz.

İncil: Luka 12,49-53

Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı! Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum! Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ben ayrılık getirmeye geldim. Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak. Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır.»