ME
NU

OMELIE / Omelie TR

02 feb 2014
02/02/2014 – NUR BAYRAMI – MESİH İSA’NIN MABETTE SUNULMASI

02/02/2014 – NUR BAYRAMI – MESİH İSA’NIN MABETTE SUNULMASI

1.Okuma Malaki 3,1-4* Mezmur 24 * 2.Okuma İbr 2,14-18 * İncil Lk 2,22-40

“Ey kapılar, açılın! Kanatlarınızı açın, ebedi kapılar! Yüce Kral girecektir”. Mezmur böyle diyor ve bu şekilde bugünkü gizemi anlamamıza yardım ediyor. Kentteki kapılar, yine kentte bulunan mabedin kapıları da kenara çekilmeye davet ediliyor: Bunlar, şimdi Gelen için yapılmıştır. Kapılar, kendilerini koruyanları ve kendilerinden geçenleri belirtmektedirler: Herkes, düşüncelerini ve işlerini bir kenara bıraksın, çünkü şimdi hayatın her yönüne gerçek anlamı Veren bizimledir. Şimeon ve Anna gibi hür ve dikkatli, büyük bir arzu ile Tanrı’yı bekleyen ve O’nun sevgisiyle dolu olan kişiler işte, şimdi başlarını kaldırmaktalar ve Çocuğu geçirmeye hazırlanmaktadırlar. Evet bu, tam Meryem’in ve Yusuf’un kucağında taşınan Çocuk’tur: Fakir bir çocuk, o kadar fakir ki Yusuf, fakirlerden gelen sunuyu getirmektedir! Bu Çocuk, yaşlı Şimeon tarafından ‘kucağına’ alınmaktadır: Şimeon da ağzını açıp Tanrı’yı kutsuyor ve o Çocuğun, tüm uluslar için ışık ve kurtuluş olduğunu ortaya koyuyor. Peki kim ona bu gizemi açıkladı? Ne Meryem, ne Yusuf, ne de koyunlarının yanında kalan çobanlar! İsa, saklı kalamayan ışıktır, lambanın üzerine konulması gereken ışıktır! Tanrı’nın Ruh’u, küçüklere ve fakirlere Baba’nın sevgisinin gizemlerini açıklamaktadır. Bunu sen de bilmektesin: Küçük ve fakir olduğunda, Tanrı’nın mesajlarını anlıyorsun ve dünyanın bilge kişileri için saklı kalan gizemler, senin için açılıyorlar. “Birçok peygamber ve kral, sizin gördüklerinizi görmek istedi, ama göremedi”: Şimeon’un ve Anna’nın gözleri şimdi bunları görüp mutlu olmaktadır ve sevinçle doludur! Hiç bir sevinç, bu sevinçten daha büyük olamaz; nitekim Şimeon bunu şöyle dile getirmektedir: “Ey Rabbim, vermiş olduğun sözüne göre kulun olan ben artık huzur içinde ölebilirim”. Kurtarıcı ile karşılaştıktan sonra, artık hiçbir gereksinimimiz kalmamaktadır, O, hayatımızı doldurmakta ve geliştirmektedir.

Şimeon’dan sonra, şehitler de aynı şeye tanıklık ettiler: Onlar, İsa ile karşılaşmaya devam etmeyi, hayatlarına tercih ettiler. İsa, - çocuk olsun, yetişkin olsun– herkes için Kurtarıcıdır, hayatın ışığıdır! Buna, İsa ile karşılaşmayı yaşamak için, dünyanın zenginliklerinden çekilenler de tanıklık ediyorlar: Bunlar, keşişler ve rahiplerdir; aynı zamanda da, bu unvanı taşımamalarına rağmen, İsa’yı kucaklarında ve yüreklerinde tutmaktan mutlu olan adamlar ve kadınlardır. Bu dünyadan çekilmelerine rağmen onlar, dünyaya yararsız değiller, aksine, dünyada daima ağırlık veren günah yükünün altında olanlara ümit bağışlamaktadırlar. Onlar, sessizlikleri ile ve sessizliklerinde, insanın hayatının - bir çocuğun hayatının da, yararsız gibi gözüken bir insanın hayatının da – Tanrı’nın gözünde ne kadar değerli olduğunu söylemektedirler.

Meryem ve Yusuf şaşmaktadırlar, tıpkı çobanları duyduklarında, tıpkı müneccimlerin Çocuğun ayaklarına kapandıklarını gördüklerinde olduğu gibi. Sırların, o kadar çok sayıda kişi tarafından bilinmesine hayret etmektedirler. Biz buna şaşmamaktayız: Oğlunun gerçeğini anneye ve babaya gösteren, bana da bir şekilde gösterebilir. Şimeon, sevinçle anneye de konuşmaktadır: O (Şimeon) şimdiden, Tanrı’nın diğer dostlarından farklı olmayan Çocuğun hayatını tanımaktadır. Büyük ataların ve peygamberlerin hayatı, Çocuk için örnek olan bir peygamberliktir: O, bütün insanlar için takdis olacaktır, ama bu, reddedilmenin, sıkıntının ve ıstırapların zor yolunda gerçekleşecektir. Musa için de İlyas için de böyle oldu. Ve Anna, anlamak isteyenlere şunu söylemektedir: Tanrı, hayatlarını O’na adayanlara, usanmadan dua edenlere, gece gündüz O’nun için yaşayanlara gizemlerini açıklamaktadır. Kuşkusuz kim haç işaretini yapmakla ya da Meryem Ana’nın duasını üç defa söylemekle yetiniyorsa, kim sadece ‘buyurulan’ törenlere katılıyorsa, kim, kısa bir duadan sonra, ‘bu yeterli’ diyorsa, mabedin meydanında, Rab’bin geçerken bulunuyorsa da, bunu fark etmeyecektir, O’nu tanımayacaktır.

Şimeon’nun ve Anna’nın olayı, bize bir şeyi daha söylemektedir: Her çocuk, değerlidir, büyük dikkate layıktır; Tanrı’nın ışığı ve şanıdır; yeryüzüne göğün bir parçasını getirebilir.