ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 dic 2019
01/12/2019 – NOEL'E HAZIRLIK DEVESI- 1. PAZARI – A Yılı

01/12/2019 – NOEL'E HAZIRLIK DEVESI- 1. PAZARI – A Yılı

 

İlk okuma Yeşaya 2,1-5 * Mezmur 121 * İkinci Okuma Romalılar 13,11-14 * İncil Matta 24,37-44

 

Bugün Latin Katolik Kilisesi, Noel’e Hazırlık devresine başlıyor. Bu dönemde daima özelliğimiz olması gereken uyanık kalmaya alışmaya çalışacağız. Hristiyan kişi, Allah’ın, kalbine koyduğu sevgiyi nereye yönlendireceği, kendi inancını tehdit eden denenme ve zorluklarla nasıl başa çıkabileceği ve Peder’in isteğini nasıl gerçekleştireceği konusunda daima dikkatli ve gözü açık olmak istiyor. Ve bugün İsa, bize “gözü açık” insanlar olmamızı emrediyor. O, Kendisini bekleyenlerle karşılaşmak için “Gelmekte Olan” Rab’dir.

İsa, Baba tarafından gönderilmiştir ve insanları arayıp kurtarmak için gelmeye devam etmektedir. Nuh gibi Rab’bi bekleyip kurtarılan kişiler vardır. Aynı zamanda yalnızca bu dünyanın işleri ile, iyi ve güzel, yararlı ve gerekli, yemek, içmek ve evlenmek gibi şeylerle ilgilenip bizi sonsuzluğa hazırlayan ruhsal şeylerle ilgilenmeyen kişiler de vardır. Yalnızca bu dünyaya ait olan güzel şeylerle ilgilenen kişiler; hayattan, sonsuz hayattan, Allah’ın Krallığının tesellilerinden, Baba’nın Kelamını dinlemekten kaynaklanan neşeden, İsa ile olup O’nunla beslenildiği zaman Kutsal Ruh’tan gelen güzel ve derin birlikten mahrum kalma riskesine girerler.

İsa’nın geleceğine aldırmayan ve O’nu beklemeyen kişiler orada, dünyasal şeylerin boşluğunda kalırlar. Her zaman maddi şeylerle ilgilenen insanlar, ruhsal gerçekleri görmezler. Bunun için bazen sen de, seninle beraber yaşayıp çalışan, seninle yiyip içen kişinin senden farklı olduğunu görüyorsun. Sen İsa’nın sevgisini taşıyorken o yanındaki kişi seni anlamayabilir, sana inanmıyor, sana değer vermiyor olabilir. Eğer kardeşin ya da arkadaşın seni aşağılarsa, seni düşmanı ilan ederse, seni akılsız, çocuksu diye nitelendirip seninle alay ederse bile, sen onun bu durumu yüzünden, yani senin tattığın yeni hayattan yoksun kaldığı yüzünden acı çekiyorsun, fakat sende varolan ruhsal hayat için, yaşamaya, ilahi söylemeye, sevmeye ve ümit etmeye devam etmeyi bilirsin! İsa tüm bu şeyleri çok basit ve somut bir şekilde şöyle söylüyor: “Biri alınacak, diğeri bırakılacak”! Biri İsa’nın sevgisine alınıyor, diğeri kendisini yıkıma götürecek olan boşluğunda bırakılıyor!

Uyanık olarak Rab’bin gelişini beklemeye alışmak istiyoruz. Hayatta kimseyi beklemeyen bir insan; ne yaptığı şeylerde, ne geçen zamanda, ne sevgi eylemlerinde bir anlam bulamaz ve çabuk yorulur. Biz, gelip gidecek birini beklemiyoruz. Bizim beklediğimiz kişi, gelip sonsuza kadar bizimle kalacaktır. Biz, O’na doğru ilerliyoruz ve bu bekleyişin bize yaşama kapasitesi getireceğinden, bizim yıkıcı gücümüzü dayanışma ve barış arayışlarına çevireceğinden eminiz. Bu ortam, Gelecek Olanı kabul edebilen tek ortamdır.

Rab geliyor ve Yeşaya Peygamber Rabble karşılaşmak için O’na birçok halkın geldiğini yazıyor. O geliyor, biz de geliyoruz. Bu karşılaşma yeni bir sevgi başlangıcı olacak: "Artık milletler birbirlerine karşı kılıç kaldırmayacak!" Biz de, birbirimizi, kötülüğün ve intikamın köleliğinde yaşamaya mecbur edilen kurbanlar olarak değil, Allah’ın sevgisinin aracları olarak görebileceğiz. Düşmanımız olanları bile, Rab tarafından aranan kişiler olarak göreceğiz. Ve onları bulması, ziyaret etmesi, kurtarması için O’na yardımcı olacağız!

Böylece Efkaristiyayı, Mesih’in Bedeni ile gerçek bir birleşme olarak kutlayabiliriz. Rahip, ekmek ve şarap üzerine İsa’nın sırsal ve güzel sözlerini söylediğinde, bu sözlerin bizim için de söylenmiş sözler olduğunu anlayacağız. Çünkü o Beden ve o Kan, bizim bedenimiz ve bizim kanımız oluyor. İsa ile bir oluyoruz, fakat Rab tarafından sunulan Ekmek ve Şaraptan içen kardeşler ile de bir oluyoruz. Onlarla beraber, Ayinde “O’nun Gelişini Bekliyoruz” söylediğimiz gibi, O’nun gelişini beklemekte kalalım.

“O’na doğru sevinçle gidelim”!

OKUMALAR

 

1.Okuma: Yeşaya 2,1-5

 

Amos oğlu Yeşaya'nın Yahuda ve Yeruşalim'le ilgili görümü:

RAB'bin Tapınağı'nın kurulduğu dağ, gelecekte dağların en yücesi, tepelerin en yükseği olacak.

Ulusların hepsi oraya akın edecek. Birçok halk gelecek,

"Haydi, RAB'bin Dağı'na, Yakup'un Allah'ın Tapınağı'na çıkalım" diyecekler,

"O bize kendi yolunu öğretsin, biz de O'nun yolundan gidelim."

Çünkü Yasa Siyon'dan, RAB'bin sözü Yeruşalim'den çıkacak.

RAB uluslar arasında yargıçlık edecek, birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek.

İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri, mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar.

Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak, savaş eğitimi yapmayacaklar artık.

Ey Yakup soyu, gelin RAB'bin ışığında yürüyelim.

 

Mezmur 121/122

 

Bana: "RAB'bin evine gidelim" dendikçe sevinirim.

Ayaklarımız senin kapılarında, ey Yeruşalim!

Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir Yeruşalim!

Oymaklar çıkar oraya, RAB'bin oymakları,

İsrail'e verilen öğüt uyarınca, RAB'bin adına şükretmek için.

Çünkü orada yargı tahtları, Davut soyunun tahtları kurulmuştur.

Esenlik dileyin Yeruşalim'e:

"Huzur bulsun seni sevenler! Surlarına esenlik,

Saraylarına huzur egemen olsun!"

Kardeşlerim, dostlarım için, "Esenlik olsun sana!" derim.

Allahımız RAB'bin evi için iyilik dilerim sana. 

 

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan13,11-14

 

Bunu, yaşadığınız zamanın bilincinde olarak yapın. Artık sizin için uykudan uyanma saati gelmiştir. Çünkü şimdi kurtuluşumuz, ilk iman ettiğimiz zamandan daha yakındır. Gece ilerlemiş, gündüz yaklaşmıştır. Bunun için, karanlığın işlerini üzerimizden sıyırıp atarak ışığın silahlarını kuşanalım. Çılgınca eğlencelere ve sarhoşluğa, cinsel ahlaksızlığa ve sefahate, çekişmeye ve kıskançlığa kapılmayalım. Gün ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam sürelim. Rab İsa Mesih'i kuşanın. Doğal benliğinizin tutkularına uymayı düşünmeyin.

 

İncil: Matta 24,37-44

 

Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun gelişinde de öyle olacak. Nuh'un gemiye bindiği güne dek, tufandan önceki günlerde insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı. Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götürünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu'nun gelişi de öyle olacak.O gün tarlada bulunan iki kişiden biri alınacak, biri bırakılacak. Değirmende buğday öğüten iki kadından biri alınacak, biri bırakılacak.«Bunun için uyanık kalın. Çünkü Rabbinizin geleceği günü bilemezsiniz. Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın gece hangi saatte geleceğini bilse, uyanık durur, evinin soyulmasına fırsat vermez. Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir saatte gelecektir.