ME
NU

OMELIE / Omelie TR

08/01/2012 Mesih İsa’nın Vaftizi
08/01/2012 Mesih İsa’nın Vaftizi B

08/01/2012 - Mesih İsa’nın Vaftizi - B

1.Okuma Yeş.55, 1-11 Mezmur Yeş. 12 2.Okuma 1 Yh. 5, 1-9 İncil Mk. 1, 7-11

Bugün kutladığımız gizem, Betlehem’de meleklerin bildirmeye başladığı Allah’ın Oğlunun bildirilmesinin devamıdır. Nasıl ki o gün, gök ve yeryüzü, yani melekler ve çobanlar birlik olup Çocuğa şan verdilerse aynen bugün, Yahya’nın sözleri yukarıdan gelen, tanınmayan sesi dinlemeye hazırlamaktadır. Herkes bu sesin kimden geldiğini anlamaktadır, çünkü babası dışında hiçkimse bir insanı oğul olarak çağırmamaktadır. “Sen benim sevgili Oğlum’sun”: bu ses gökten geliyorsa, Baba Allah’ın sesidir. Sonra Yahya, Oğul’un güçlü biri olduğunu söylemektedir, “benden daha güçlüdür” demektedir: her cumartesi günü, peygamberlikleri dinleyenler için bu sözler çok açıktı. Düşmanı yenen güçlüdür. Düşman ise, insanı günaha sürükleyen, yani Allah’tan uzaklaştırandır. Güçlü Olan gelmektedir, dolayısıyla günahı yenebilecek tek kişi gelmektedir. Günah insanı, tüm insanları boyunduruğu altına almıştı, yüreğinden sevinci çıkarmıştı ve insan ilişkilerinde barışı bozmuştur. Yahya’nın insanları ıslattığı su, güçlü Olan’ın yapacağı eylemin sadece hazırlığıdır: “O Kutsal Ruh ile vaftiz edecektir”. O, yürekleri değiştirecek, taş yürekten, “etten yüreğe” dönüştürecektir, onları Allah’ın Ruhunu kabul etmeye kabiliyetli kılacaktır. Yine peygamberler bu sözlere arka plan yapmaktadırlar. İsa, tüm günahkarlarla girdiği Ürdün nehrinden çıktığında ise çifte mucize oluyor: üzerine Ruh görünür şekilde iniyor ve bir ses duyuluyor: “Sen benim Oğlumsun, senden hoşnudum”. Bu sözler de Kutsal Yazıların yansımasıdır: Allah’ın sevinci tam oluyor çünkü O’nun kurtuluş arzusu nihayet gerçekleşiyor. İsa, Allah’ın arzularının gerçekleşmesidir, o insanlara Allah’ın sevgisini taşır: gerçekten de İsa o suya girerek tüm günahkârları yıkadı, onların günahlarının yükünü üzerine aldı. O, yaşamımızı değiştirmektedir: önceden daima ve sadece bekleyiş içersinde bir yaşamdı, şimdi ise sevinç, huzur ve mutluluktur.

Baba’nın sevinci tüm yaratıklarına yansır. Kötülük bize acı vermeye devam etse de, yenildiğini biliyoruz ve bizleri Allah’ın sevgisinin sıcaklığına kavuşturan Olan’ın burada olduğunu biliyoruz.

Allah’ın sevgisi! İncil yazarı Yuhanna bunu anlatmaya devam etmektedir. İlk mektubu Allah’ın sevgisine bir ilahidir. Bu sevgi neredeyse bizi karmaşaya sokuyor, çünkü herkesi ve her şeyi birleştirip kucaklayan bir daire yaratıyor. Allah bizi seviyor, bu sebepten de sevmek, O’na sevgiyle cevap vermek demektir. Kim Allah’ı seviyorsa, kardeşleri de sever. Ve onları sevebilmek için de, Allah’ın emirlerine uymak gerekiyor, çünkü emirler Allah’ın insanları sevdiğinin kanıtıdır. Sevgi ayrıca düşmanı yenerek imanı doğurur, iman da bakışlarımızı Allah’ın Oğlu İsa’ya çevirmemizi sağlar. İsa Allah’ın sevgisinin bize en büyük armağanıdır; her şey bunu bize ispatlar: “Ruh, su ve kan” İsa’nın her şey olduğunu gösterir, O, Baba’nın tüm sevgisidir, oğullarının yaşamı için de gerekli her şeydir. “Ruh, su ve kan” yaşamımızı oluşan her şeydir. İsa ile birlikte olduğumuzda tüm varlığımız, beden, ruh, aile ve arkadaşlık ilişkileri, her şeyin gerçekleştiğini duyarız: bunu, hissettiğimiz huzur ve sevinç ispatlar. Kim bu Noel devresinde günahlarını itiraf ettiyse ve cemaatsal törenlere katıldıysa tüm bunları bilir ve tasdik edebilir.

Bu tecrübeyi yaşadıktan sonra Rabbin peygamberin sözleriyle yaptığı daveti, kabul etmekten başka bir şey yapamayız: “Ey susamış olanlar, sulara gelin, parası olmayanlar, gelin, satın alın, yiyin. Gelin, şarabı ve sütü parasız, bedelsiz alın. Paranızı neden ekmek olmayana, emeğinizi doyurmayana harcıyorsunuz? Beni iyi dinleyin ki iyi olanı yiyesiniz, bolluğun tadını çıkarasınız! Kulak verin, bana gelin. Dinleyin ki yaşayasınız”. Devamlı ayartmalar bizleri yaşam kaynağından uzaklaştırırlar, aldatırlar. Doyuran ekmek ve susuzluğu gideren su, bedava bir armağandır ve Davut’un soyundan Gelen’i temsil etmektedirler. O, “halklara tanık, Önder ve komutan” olarak atandı. O, Yahya’nın elinin altında eğilmiş olarak bizimle birlikte Ürdün nehrine inmiştir, ama aynı zamanda göklerden gelen ses tarafından yüceltilmiş ve bizden üstündür. O’nu dinlemeye devam etme, sevme, hiç terk etmeme arzumuzu yenileyelim. O zaman Noel bayramı ve sevinci yaşamımızda sadece bir parantez olmayacak, tersine sabit bir gerçek, dünyayı değiştirebilen sevgiye devamlı bir destek olacaktır.