ME
NU

OMELIE / Omelie TR

15 ago 2013
15/08/2013 – MERYEM ANA’NIN GÖĞE ALINMASI BAYRAMI

15/08/2013 – MERYEM ANA’NIN GÖĞE ALINMASI BAYRAMI

1. Okuma Vahiy 11,19a; 12,1-6.10 * Mezmur 44 * 2. Okuma 1Kor 15,20-26 * İncil Lk 1,39-56

Bu sene de Meryem Ana’nın Göğe Alınması bayramına ulaşıyoruz. Bu yıl, özel bir yıldır: Kilise’nin içerisinde kutsal ve şaşırtıcı olaylara tanık oluyoruz, aynı zamanda da, Hıristiyanların halkı için, zulüm edilme tehlikesi bununmaktadır! Papa Benediktus’un gösterdiği alçakgönüllülük için, Papa Fransua’ya beklenmedik fakirlik ve saflık armağanı verildiği için de çok sevinip Rab’be teşekkür ettik. Aynı zamanda, dünyayı yönetenler tarafından yapılmış çok kötü planları da seyrediyoruz: Onlar, Kilise’yi susturmak isteyip, onu, kendi vicdanına karşı olarak, Tanrı’ya itaatsizlikle davranmaya zorlamaktadırlar.

Bugün hayranlıkla baktığımız gizemden yardım ve teselli bulmaktayız: Nitekim Annemizi, şimdiden cennette, hayatlarını Tanrı Baba’ya armağan etmiş olanların şanında, görüyoruz. Sevinçli anları onunla birlikte yaşayabiliriz; kaygılarımızı da, acılarımızı da, ondan güç ve teselli almak için, ona gösterebiliriz. Annenin olduğu yere, evlatlar da ulaşabilecekler! Bu, kesin bir ümittir! Anne, tüm Kilise’nin bir simgesi ve bir peygamberliğidir. Onunla birlikte ve onun gibi, bizler de küçüklere ve alçakgönüllülere özen gösteren Tanrı Baba’dan mutlu oluruz, onunla birlikte güçlülerin zayıflığını ve kibirlilerinin alçalmasını bildiriyoruz, onunla birlikte, görünüşlerine rağmen fakirlik ve açlığı hazırlayan zenginliklerinden yüreklerimizi ayırıyoruz. Meryem’in ilahisi, bizi sevincine, adalet için ümidine ve imanına ortak ediyor. İnsanlar, günahları ile, dünya üzerinde egemenlik sürüyorlar, fakat Tanrı, küçüklere ve yoksullara, kendilerini O’na teslim edenlere ilgi göstermeye devam ediyor. O, vaatlerini gerçekleştirerek, yardımlarına geliyor.

İncil tarafından gösterilen Meryem’in hayatı, tamamen bir övgü ilahisi, tamamen bir sevgi eylemidir. O, Baba’yı sevmektedir; O’nu dinleyerek, isteğini gerçekleştirmek için kendini O’na sunarak, her yerde hizmet ederek, Baba’yı sevmektedir: Elizabeth’e, sonra da Yusuf’a ve, tüm olaylarında, Oğluna hizmet eder. Meryem, Mısır’a kaçması sırasında, Yusuf’un kararına uyarak geri döndüğü Nasıra’daki sessiz günlük hayatında da, şikayet etmeden, Oğluna hizmet eder. Sonra da, Gelile’de olan yer değiştirmeleri sırasında, kıskaçlık duymadan, diğer kadınlarla birlikte de İsa’ya hizmet eder. Kafatası denilen yerde de Meryem O’nun yanındadır, Oğluna itaat etmeye devam eden Kilise’de de bulunmaktadır. Bunun için bugün cennetin şanında Meryem’e hayranlıkla bakmak bize sevinç verir! O, İsa’nın haçının şanına ortak oldu: O şan ki, Tanrısal şan idi, çünkü haçta sevgi, kendini tamamen gösterdi; haçta, kendini sunma eylemi mükemmel idi. Şimdi Tanrı, şanın diğer yönünü göstermektedir: Güzellik ve sevincin bütünlüğü!

Bugün Meryem sevinç içindedir; evlatları olmak için yaratılmış olanlardan çok, henüz kurtulmuş, kutsal, Oğlunun yanında değilse de, Meryem’in sevinci, hala uzakta olan evlatları için, başka bir sevginin eylemidir: Onları, azarlayarak ve ya kızarak değil, gülümseyerek ve şefkatle; göz yaşlarıyla da değil, çevresindeki meleklerin danslarıyla çağıyor.

Aziz Yuhanna, Esinleme Kitabında, “gökte görkemli bir belirti” nden bahseder; şöyle der: “Güneşle kuşanmış bir kadın göründü. Ayakları altında ay ve başında on iki yıldızdan oluşmuş bir taç vardı”. Biz, onun Kilise’yi düşündüğünü bilmekteyiz: O Kilise ki, Rab’binin ışığıyla parlar, on iki havari ile taçlanmıştır, ay tarafından simge edilen gelip geçen bütün olayların üstündedir. Görünümedeki kadın: “Bütün ulusları demir asa ile güdecek bir erkek çocuk dünyaya getirdi”. Çocuğun düşmanı, yani ejder, onu yutmak istiyor. Kadının, yani İsa’nın Annesi olan Bakire Meryem’in tasvir ettiği Kilise için de böyledir. O, bizim için daima büyük bir işarettir. O, Bedenin Başının, bunun için tüm Bedenin de Annesidir! O, Tanrı’nın şanı ile giyinmiştir; onda, tam ve mükemmel sevgi, Tanrı’nın Oğluna hizmet eden sevgi parlar. Bugün Kutsal Üçlük tarafından cennette kabul edilen Meryem’e sevgi ve hayranlık ile bakmaktayız: Bu şekilde o, bizim için bir hedef, bir teselli de olur. Yakın bir gelecekte bize ağır acı verebilen olaylardan artık korkmamaktayız, tıpkı Meryem’in korkmadığı gibi. Zulümler, Meryem için, Tanrı’ya olan sadakatini göstermesinin, Oğluna olan sevgisinin ortaya çıkmasının fırsatı olmuştur. Şimdi Meryem, tümü ile, yani ruhu ve bedeniyle, cennette bizi beklemektedir. Bizler de, Tanrı’ya olan övgü ilahisini okuyarak, Oğlu ile ciddi bir dostluğu yaşayarak, dünyada gerçekleşen olaylara korkusuzca, huzur içinde bakarak, ona varmak için hazırlanıyoruz: Ona ödül veren aynı Tanrı’nın ellerindeyiz.