ME
NU

OMELIE / Omelie TR

25 dic 2020
25/12/2020 -NOEL BAYRAMI 

25/12/2020 -NOEL BAYRAMI 

Gece      Yeşaya 9,1-3.5-6  Mezmur 95/96   Titus 2,11-14    Luka 2,1-14
Sabah     Yeşaya 62,11-12  Mezmur 96/97     Titus 3,4-7    Luka 2,15-20
Gündüz    Yeşaya 52,7-10    Mezmur 97/98    İbran. 1,1-6  Yuhanna 1,1-18

 

Meryem'in şefkatle hizmet ettiği Bebeğin önünde, Beytlehem'deki çobanların arasında diz çöküyoruz! Meryem, Oğlunun gökten geldiğini bilmektedir. Çobanlar O'nun Kurtarıcı olduğunu, tüm halkın en çok beklediği ve arzu ettiği kişi olduğunu bilmektedirler! Bunu kendilerinden utanmayan gizemli bir melek tarafından duydular. Meryem'in kalbinde dokuz ay önce başka bir meleğin söylediği sözler yankılanmaktadırlar ve o, Yusuf'un bir iman eylemi ile kendisini kabul etmesinden dolayı hala hayranlıkla ve minnettarlıkla doludur. Çobanlar; meleklerden hayretle duydukları “yücelik ve esenlik” sözlerini gerçekleştirecek Olan'ı aramaktadırlar. Onlar büyük şeyler bekliyor, çünkü “yücelik”, Allah'ın yüceliği ile ilgili bir terimdir, peygamberlerin bildirdikleri büyük ve korkunç Allah ile ilgili bir terimdir. Onlar; barış bildirileri yaymaya, tüm halka esenlik vermeye yetkili insanları bulmaları gerektiğini düşünmektedirler. Bunlardan hiç biri gerçekleşmemektedir, ama çobanlar yine de hayal kırıklığına uğramıyorlar ve biz de onların hayranlığına, şaşkınlığına katılıyoruz. Allah’ın yüceliği o bebektir, insanlar için esenlik yine de tatlı ve emin bakışları olan o annenin kucağındadır. Yücelik, Şan, Allah'ın kendisini göstermesidir ve Allah Kendisini insanın, doğduğu andan itibaren hayatında gösterir: Oğul, sevinç kaynağıdır, çünkü Allah'ın tam da bugün bizi sevdiğini inanmamızı sağlıyor. İnsanlar için esenlik, barış da sadece yeni doğmuş bebeğin cılız ve güçsüz bedeninin sergilediği alçakgönüllülükten gelebiliyor.

Bizler çobanların arasında sessiz kalıyoruz ve büyüklük, zenginlik arzularımızın bizi kandırdığını ve bozguna uğrattığını anlamaya başlıyoruz. Bebeğe sempati ile bakmaya, annesinin ağzından bir sözün gelmesini, Yusuf'un eylemlerinin anlamamıza yardım etmelerini de istemeye başlıyoruz. Fakat bunlardan hiç biri yoktur! Bebek, Meryem ve Yusuf, sessizler! Sadece yüreğimizde bir sözü aramamız lazım. Ve işte bu söz geliyor, yavaş yavaş dudaklarımızda çiçekleniyor: “İşte, Bebek İsa, işte buradayım. Beni kullanıyor musun? Buradayım! Sen büyük olup beni çağrınca, işte, ben hazır olacağım!” Çobanlarla evimize geri dönerken “buradayım” sözünü yüreğimizde daima canlı tutuyoruz. Acı, üzüntü, sıkıntı içerisinde olan bir kişi ile karşılaştığımızda, bebeğin o anı ve annesinin bakışı aklımıza geliyor ve yardım, gülümseme, esenlik veren bir söz vermeye çalışıyoruz. “İşte, buradayım”: Fırsat gecikmez; bebeğin büyümesini beklemeden, şimdi hemen Allah'ın şanı ve insanların barışı için çalışmaya hazırım. Yaptığım işlerde Allah'ın şanı parlamaya, davranışlarımda barış görünmeye başlıyor. Herkes, bebek İsa ile karşılaştığımı görmeye ve bunu anlamaya başlıyor!

Ben, Yahya gibi, O'nun gerçeğinin, O'nun gerçek Allah ve gerçek insan olduğunun tanığı oluyorum. Allah'ın Sözü beden aldı ve aramızda yaşamaktadır, bu gerçektir: Şimdi benim bedenim, benim insanlığım da öncekinden farklıdır; ben yeryüzünün değil, göğün gerçeklerinin taşıyıcısı oluyorum. İsa, ışık ve hayattır, ben bunu kanıtlıyorum, çünkü O'nunla karşılaştığım andan itibaren artık karanlıklarda dolaşmıyorum ve hayat eksiğini hissetmiyorum. İsa'ya: “Buradayım” dediğim andan itibaren içimden boşluk, tatminsizlik, cesaret kırma duyguları yok olmaktadır; o andan beri hayatımın Allah'ın gözlerinde ve O'na ait olanların gözünde anlamlı, değerli olduğundan eminim!

Bebek, annesi ile birlikte aramızda yaşamaktadır. Bunu bugün, gelecek Pazar Günü, bir ay sonra da unutmayacağım. İsa'nın aramızda oturmaya sadıktır, ben de O'nun bu dünyadaki varlığına sadık kalacağım! Sadık kalmaya alışık değilim, gücüm yetmez. Anneden yardım dileyeceğim: Gerçekten de o, Oğluna baktığı gibi bana da bakmaktadır.

Rab'bim İsa, gelip çadırını aramıza diktiğin için teşekkürler. Daima seni hatırlayarak, seni severek, gideceğim her yere seni götürerek yaşayacağım. Gerçekten bütün yerlerin sana ihtiyaçları var, senin olmadığın yerler; boş, korku ve düşmanlık doludur. Seni benimle götüreceğim, böylece sen çok yerleri barış ortalarına dönüştürebileceksin ve orada sen kendini Allah’ın, seven ve bütün insanları aldatmadan ve korkudan kurtarmak isteyen, o Allah'ın şanı olarak gösterebileceksin. İsa, işte senin için buradayım!

OKUMALAR

 

1 Okuma:Yeşaya 9,1-3.5-6

Bununla birlikte sıkıntı çekmiş olan ülke karanlıkta kalmayacak. Geçmişte Zevulun ve Naftali bölgelerini alçaltan Allah, gelecekte Şeria Irmağı'nın ötesinde, deniz Yolu'nda, ulusların yaşadığı Celile'yi onurlandıracak. Karanlıkta yürüyen halk Büyük bir ışık görecek; ölümün gölgelediği ülkede oturanların üzerine ışık parlayacak. Savaşta giyilen çizmeleri ve kana bulanmış giysileri yakılacak, ateşe yem olacak.

Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek.

Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Allah, ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.

 

Mezmur 95/96

Ey bütün halklar, RAB'bi övün,

RAB'bin gücünü, yüceliğini övün,

RAB'bin görkemini adına yaraşır biçimde övün,

Sunular getirip avlularına girin!

Kutsal giysiler içinde RAB'be tapının!

Titreyin O'nun önünde, ey bütün yeryüzündekiler!

Uluslara, "RAB egemenlik sürüyor" deyin.

Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.

O halkları adaletle yargılar.

Sevinsin gökler, coşsun yeryüzü!

Gürlesin deniz içindekilerle birlikte!

Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler!

O zaman RAB'bin önünde bütün orman ağaçları

Sevinçle haykıracak. Çünkü O geliyor!

Yeryüzünü yargılamaya geliyor.

Dünyayı adaletle, halkları kendi gerçeğiyle yönetecek.

 

2. Okuma: Titus 2,11-14

Çünkü Allah'ın bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır. Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünya arzularını reddedip bu dünyada sağduyulu, doğru ve Allah yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor. Bu arada, mübarek ümidimizin gerçekleşmesini, ulu Allah ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in yücelik içinde gelmesini bekliyoruz. Mesih, bizi her suçtan kurtarmak, arıtıp kendisine ait ve iyilik etmekte gayretli bir halk yapmak için kendini bizim uğrumuza feda etti.

 

İncil: Lk 2,1-14

O günlerde Sezar Avgustus tüm Roma dünyasında bir nüfus sayımının yapılması için ferman çıkardı. Bu ilk sayım, Kirinyus'un Suriye valiliği zamanında yapıldı. Herkes yazılmak için kendi kentine gitti.
Böylece Yusuf da, Davut'un soyundan ve torunlarından olduğu için Celile'nin Nasıra kentinden kalkıp Yahudiye bölgesine, Davut'un kenti olan Beytlehem'e gitti. Orada, hamile olan nişanlısı Meryem'le birlikte yazılacaktı. Onlar oradayken, Meryem'in doğum yapma vakti geldi ve ilk oğlunu doğurdu. Onu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı. Çünkü handa kendilerine yer yoktu.

Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda geçiren çobanlar vardı. Rab'bin bir meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerini aydınlattı. Büyük bir korkuya kapıldılar. Melek ise onlara, «Korkmayın!» dedi. «Size, tüm halk için büyük sevinç kaynağı olacak bir müjde getiriyorum: bugün size, Davut'un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih'tir. Ve işte size bir işaret: kundağa sarılmış ve yemlikte yatan bir bebek bulacaksınız.». Birdenbire meleğin yanında, göksel ordulardan oluşan büyük bir topluluk belirdi. Allah'ı överek, «En yücelerde Allah'a yücelik olsun, yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!» dediler.