ME
NU

OMELIE / Omelie TR

04 giu 2017
04/06/2017 - PENTEKOST BAYRAMI – A

04/06/2017 - PENTEKOST BAYRAMI – A  

1.Okuma Hav İşl 2,1-11 * Mezmur 103/104 * 2.Okuma 1Kor 12,3b-7.12-13 * İncil Yh 20,19-23


Bugünkü okumaları okurken, beni en çok etkileyen deyimler şunlardır: “Hepsi bir arada” ve “her birinin üzerine”. İlk bakışta bu deyimler bizleri çelişkiye düşürür gibi gözüküyor, halbuki onlar, insan olan bizlerin tam bir tasvirini sunmaktadırlar. ‘Hepsi bir arada’ olmak; bayramlaşma ve barış arzusunu, karşılıklı yardımdan gelen sevinci, aldığımız ve vermek istediğimiz sevgiyi hatırlatmaktadırlar. Hepsi bir arada bulunmak; herkesin, büyük küçük olsun herkesin düşlediği şeylerdendir. Gerçekten de bizler; birlikte yaşamak ve paylaşmayı tecrübe etmek için yaratıldık, çünkü sadece bu yol aracılığıyla yüreklerimiz sevinçle dolar. Gerçekten de ‘bütünlük’, yani birlik içinde yaşamak, “her biri” için en iyi ortaya çıkma fırsatını sunmaktadır: Bu durumda herkes memnundur, çünkü bu halde herkes teker teker, kendi özgünlüğüne göre sevilmiş hissedip başkalarına olan sevgisini gösterebilmektedir. Havariler; “Hepsi bir arada bulunuyorlardı”, barış, birlik ve paylaşmanın yoğun olduğu bir zamanı yaşamaktadırlar. Ve de dokuz gündür beklenmiş mucize tam da bu durumda gerçekleşmektedir; ve de, “her biri” için gerçekleşmektedir. Onları aydınlatıp alevlendirmek üzere ansızın görünen ateş; herkese ışığı vermekle kalmamakta, aynı zamanda onların sayılarına göre alevler halinde bölünmekte ve her ‘alev’ onların “her birinin üzerine” konulmaktadır. Her biri; kendi kimliği muhafaza ederek, ateşten gibi diller tarafından ulaşılmış ve Kutsal Ruh tarafından yeni kılınıyorlardır: Kutsal Ruh, her birinin korkusunu yok edip ağzını açıyor. Şimdi herkesin söylemek istediği bir şey vardır, ve herkes bu şeyi ilan etmek istiyor. Havarilerin hepsi, Allah’ın eylemleri hakkında, özellikle de onların tanık oldukları o eylem hakkında, yani İsa’nın ölümü ve dirilişi hakkında, konuşmak istemektedirler. Şimdi bütün havariler büyük bir cesaretle ve emin olarak Kudüs’ün sakinlerine ve bütün dünyadan gelen hacılara konuşmaktadırlar, ve de herkes onları anlamaktadır. Onikiler’in her birisinin konuşması, mucizedir; herkesin kendi dilinde dinleyip anlaması da mucizedir.

Havarilerin hepsi birlik içindedir, ve de onların her birisi herkesin birlik olabilmesi için işbirliği yapmaktadır. Yeryüzünü yenileyen Kutsal Ruh geldi. O Ruh, İsa’nın Onunkiler’in arasında ilk kez göründüğü zaman üzerlerine üflediği Ruh’tur - bunu bugünkü İncil’de de okuduk. O Ruh, Onikiler’e günahları affetme yeteneğini veren Ruh’tur. Bu affetme yetenekleri sayesinde, günahlar gerçekten gökte de affedilmektedirler. Ve de bu affı alan herkes, Allah’ın onu yarattığında ona teslim ettiği o hayatı yeniden yaşamaya başlayabilmektedir. Gerçekten de Kutsal Ruh yeryüzünü yeniliyor, ve de günahları affetmekle yeryüzünü yenilenmeye başlıyor: Affedilmiş her kimse; Allah Peder’le olan birlik hayatını yeniden yaşamaktadır, iyilik ve sevgi ile, barış ve sadakat ile, sadelik ve birlik yaşama yeteneği ile dolu bir hayata başlamaktadırlar.

Ayrıca Kutsal Ruh, insanın yüreğine affı sağlayarak gelince, onun ağzını açıyor, öyle ki o; İsa’yı Rab olarak, göklerin hükümranlığının kralı olarak, aramızda Allah’ın Kendisinin otoritesini taşıyan olarak tanıyabilsin.

Kutsal Ruh, O’nu kabul eden her kimseyi zenginleştirmek üzere geliyor. O; ruhsal armağanları, yani “karizmaları”, diğer imanlılar ile birlikte kamu iyiliği için işbirliği yapma yeteneğini dağıtıyor. Birinin zenginliği, herkesin yararıdır. Ve de herkes - dil, ulus, kültüre göre başkalarından farklı olmasına rağmen -, Ruh’un sayesinde, Allah’ın Oğlu olan İsa’ya duyulan sevgi içinde, tek bir birlik içinde bulunmaktadır.

Müminler durmadan Kutsal Ruh’a yalvarmaya devam ettiler: O’nsuz yaşayamazlar, çünkü O’nsuz hayatları anlam ve önemi kaybedecektir. Hıristiyanlar, Kutsal Ruh olmadan hayatlarını boş, egoizmlerin etkisinin altında, soğuk ve arzulanmayacak bir biçimde hissedecektiler. Onlar, bütün sesleri ile, sesleniyorlar: Gel, Kutsal Ruh, yüce göklerden, nurunla doldur kalplerimizi”! Onlar, Kutsal Ruh’a yalvarıyorlar, çünkü O’nun varlığının ne kadar sevimli ve değerli olduğunu fark ettiler. Günlük tecrübelerinden anladılar ki, her teselli O’ndan gelir; anladılar ki O’nun var olması barış ve huzuru sağlar. Onlar biliyorlar ki, Kutsal Ruh’a yalvarınca, bizim her zor durumumuz bir çözüm bulur: “Yorgunlukta istirahat, ateşte serinlik, yaşlı gözlerde ümitsin”.

Nitekim, bizden günahı uzaklaştırarak, bizi Baba ile sürekli ahenk içine koyan, Kutsal Ruh’tur. Ve de günah; zayıflığımızdan ötürü ilişkimizi bozduysa, “Lekeli kalpleri yıkan, kuru olanları sulan, yaralı kalpleri saran” yine O’dur: Bölünmüş yürekleri O birleştirir.

Kutsal Ruh’un var olmasını, O’nun esintisini, O’nun korumasını, O’nun gücünü arzulamaya devam edelim. Dua etmeyi becerebilmemiz için, sonra da hakaretleri hatırlamadan sevmeyi becerebilmemiz ve göklerin hükümranlığına uygun olarak hizmet etmeyi becerebilmemiz için de Kutsal Ruh’u arzulayalım.

Gel, Kutsal Ruh! Senin sayende, Baba’nın ve Oğlunun sevgisi, O’nların kutsal birlik hayatı, O’nların kalıcı barışı ve huzuru, hayatlarımıza girsin. Gel, Kutsal Ruh!


OKUMALAR


1.Okuma: Havarilerin İşlerinden 2,1-11

Pentikost günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, güçlü bir yelin esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler. İmanlıların hepsi Kutsal Ruh'la doldular, Ruh'un onları konuşturduğu yabancı dillerde konuşmaya başladılar.
O sırada Kudüs'te, dünyanın her ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler bulunuyordu. Bunlar sesi işittikleri zaman büyük bir kalabalık halinde toplandılar. Her biri kendi dilinde konuşulduğunu duyunca şaşakaldılar. Hayret ve şaşkınlık içinde, «Bakın, bu konuşanların hepsi Celileli değil mi?» diye sordular. «Nasıl oluyor da her birimiz kendi ana dilimizi işitiyoruz? Aramızda Partlar, Medler, Elamlılar var. Mezopotamya'da, Yahudiye ve Kapadokya'da, Pontus ve Asya ilinde, Frikya ve Pamfilya'da, Mısır ve Libya'nın Kirene'ye yakın bölgelerinde yaşayanlar var. Hem öz Yahudi hem de Yahudiliğe dönme Romalı konuklar, Giritliler ve Araplar var aramızda. Ama her birimiz Tanrı'nın büyük işlerinin kendi dilimizde konuşulduğunu işitiyoruz.»


Mezmur 103/104

Yücelt Rabbi, ey ruhum! Ey rab, benim Allah’ım, sen ne yücesin! Ya RAB, ne çok eserin var!

Hepsini bilgece yaptın; yeryüzü yarattıklarınla dolu.

Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar, soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.

Ruhun'u gönderince var olurlar, yeryüzüne yeni yaşam verirsin.

RAB'bin görkemi sonsuza dek sürsün! Sevinsin RAB yaptıklarıyla!

Düşüncem ona hoş görünsün, sevincim RAB olsun!


2.Okuma: Aziz Pavlus’un Korintoslulara 1. Mektubundan 12,3b-7.12-13

Kutsal Ruh'un aracılığı olmadan da hiç kimse «İsa Rab'dir» diyemez.
Çeşitli ruhsal armağanlar vardır, ama Ruh birdir. Çeşitli görevler vardır, ama Rab birdir. Çeşitli etkinlikler vardır, ama herkeste hepsini etkin kılan aynı Tanrı'dır. Herkesin ortak yararı için herkese Ruh'u belli eden bir yetenek veriliyor. Ruh'un aracılığıyla birine bilgece konuşma yeteneği, bir diğerine aynı Ruh'tan bilgi iletme yeteneği, birine aynı Ruh'la iman, bir diğerine aynı Ruh'la hastaları iyileştirme gücü, birine mucizeler yapma gücü, birine peygamberlikte bulunma, birine ruhları ayırt etme, birine çeşitli dillerde konuşma, bir diğerine de bu dilleri çevirme yeteneği veriliyor. 11Bunların hepsini etkin kılan bir ve aynı Ruh'tur. Ruh bunları herkese dilediği gibi, ayrı ayrı dağıtır.

Beden bir olmakla birlikte birçok üyeden oluşur ve çok sayıda olan bu üyelerin hepsi de tek bir beden oluşturur. Mesih de böyledir. İster Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz olduk ve hepimizin aynı Ruh'tan içmesi sağlandı.

Kutsal Ruh’a dua 

Gel, Kutsal Ruh,

yüce göklerden,

nurunla doldur kalplerimizi!

Gel bize, düşkünlerin Babası,

gel, nimetlerin kaynağı,

gel, kalplerimizin nuru!

Sen, bizi avutursun,

ruhumuzun aziz misafirisin,

kalplerimizin tatlı serinliğisin.

Yorgunlukta istirahat,

ateşte serinlik,

yaşlı gözlerde ümitsin.

Ey mutluğun nuru,

müminlerin ruhu,

kalplerimiz seninle dolu.

Senin kudretin olmayınca,iyilik kalmaz insanda,

fenalık kaplar ruhunu.

Lekeli kalpleri yıka,

kuru olanları sula,

yaralı kalpleri sar.

Sert kalpleri yumuşat,

soğuk olanları ısıt,

düzensiz ruhlara düzen ver.

Sana güvenenlere

sana iman edenlere

yedi nimetini bağışla.

Fazilet ve nimet,

ölümden sonra selamet

ebedi saadet temin et.

Amin.

İncil: Yuhanna 20,19-23


Haftanın o ilk günü akşam olunca, öğrencilerin Yahudilerden korkusu nedeniyle bulundukları yerin kapıları kapalıyken İsa geldi, ortalarında durup onlara, «Size esenlik olsun!» dedi.
Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve böğrünü gösterdi. Öğrenciler Rab'bi görünce sevindiler. İsa yine onlara, «Size esenlik olsun!» dedi. «Baba beni gönderdiği gibi, ben de sizigönderiyorum.» Bunu söyledikten sonra onların üzerine üfleyerek, «Kutsal Ruh'u alın!» dedi. «Kimin günahlarını bağışlarsanız, bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız, bağışlanmamış kalır.»