ME
NU

OMELIE / Omelie TR

10 mar 2013
10/03/2013 - Paskalya’ya Hazırlık Devresi 4. Pazar Günü C

10/03/2013 –PASKALYA’YA HAZIRLIK DEVRESİ – 4. Pazar Günü – C

1.Okuma Yeşu 5,9.10-12 * Mezmur 33 * 2.Okuma 2Kor. 5,17-21 * İncil Lk. 15,1-3.11-32

Aziz Pavlus Allah ile barıştığımızı müjdeliyor, ama aynı anda O’nunla barıştırılmamıza izin vermemiz için bizi yüreklendiriyor. Barışma olayı, “Mesih aracılığıyla” gerçekleşti, ve şimdiden bize sunulmuştur, ancak onu kişisel olarak ve özgürce kabullendiğimizde bize de uygulanır. Günahlarımızın uzaklaşabilmesi için Mesih İsa, “bizim için günahı yüklendi”: Bunu günahkar olan her birimiz arzulamalıdır. Bunun için Havari ısrarla “Allah ile barışın”, diyor ve barışma sözünün havarilere emanet edildiğini de ekliyor. İsa’nın kanı ile elde ettiği barışmayı veren söz, istediğimiz zaman, bunu söylemeye yetkisi olan aracılığıyla, bize uygulanmış olur. O halde Paskalya’ya hazırlanırken bu hizmeti bize verebilecek kişiye yaklaşacağız. Bu Oruç Devresinde de Allah’ın Sözü hangi durumda olduğumuzu, Baba ile ilişkimizin nasıl olduğunu anlamamıza yardım ediyor.

Bugünkü İncil çok güzel bir şekilde bize yardımcı olmaktadır. İsa, hikayesinde Allah’ın evlatlarının tasvirini çiziyor, böylece her birimizin nasıl barışmaya, hatta gerçek bir tövbeye ihtiyacımız olduğunu anlayabiliriz. Tövbe, Allah’tan ve O’nu temsil edip tanıtandan, uzaklaştığını düşünen için gereklidir, ancak daima Kilisede kalmış olanların, hatta onda çok aktif olanların da buna ihtiyaçları vardır.

Hikayeyi baştan okuyalım. İsa, iki evladın babalarına karşı nasıl davrandıklarına dikkatimizi çekiyor. Biri daima babasının yanında kalıyor, işlerini yapıyor, tarlalarda çalışıyor. Diğeri sözde hürriyetini yaşamak istiyor, babasından uzaklaşıyor ve kanunlara göre kendisine düşen mirasın payını istiyor. Herkes, bir gencin hürriyetini istediğinde ve bunu ailesinden, sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da uzaklaşarak elde edeceğini düşündüğünde, ne olacağını tahmin ediyor. Aynen herkes de bir babanın evladı böyle davrandığında ne üzüntü yaşadığını biliyor. Baba, tek başına ve korunmasız kalan evladının yanlış yollara gidebileceğini, bunun için de yaşamını ve huzurunu tehlikeli durumlara sokacağını ve acı çekeceğini çok iyi biliyor. Her ne kadar oğlunun döneceği ümidini kaybetmese de, baba bu sebepten dolayı acı çekmektedir. İsa o Baba’yı çok iyi tanıdığı biri olarak tarif ediyor: Biz de O’nun Baba Allah olduğunu anlıyoruz! Kendisine sırt çeviren, düşüncelerini bilmek istemeyen, öğretilerini hürriyetlerine bir sınır gibi gördükleri için reddeden her insan için Baba Allah acı çekiyor. O’nun yaşamımı dolduramayacağını ve gerçekleştiremeyeceğini düşündüğüm zaman acı çeken Allah Baba’dır.

Artık uzaklarda olan, fakirleşmiş, aşağılanmış, köleleştirilmiş, hürriyetini hayvanlarla ve onlar gibi yaşayıp domuzların yiyeceği ile beslenmek mecburiyetinde olan o oğul, sonsuzluğa kadar mahvolmuştur; ama eğer anıları onu, babasının evinde geçirdiği mutlu, huzurlu günlere götürürse geriye döner mi? Eğer alçakgönüllü olma cesaretini ve kendi yaşamı için gerçek sevgiyi bulursa, geriye dönecektir. O zaman da babası ve tüm ev için büyük sevinç kaynağı olacaktır.

Diğer oğlun kendini suçlaması için hiç bir nedeni yoktur. O daima itaat etti. Dolayısıyla da kendini diğer kardeşinden daha iyi görüyor, hatta kendini artık tek evlat olarak görüyor. Kötü yola sapmış kardeşi onu ilgilendirmiyor, geriye dönmesi onu duygulandırmıyor ne de sevindiriyor. O zaman da bu evlat babasının daha da çok üzülmesine sebep oluyor, çünkü baba evet o evladının kendisine hizmet etmeye hazır olduğunu görüyor, ama hiç sevmediğini de anlıyor. Bu oğul babasından, duygularını yönlendirmeyi, merhametli olmayı, hayatın amacının sevgi olduğunu, baba olmayı öğrenmedi. Bu oğulun korunacak kendi maddi çıkarları var, bunlar onun için insanlardan önemli olmuştur. Baba bu evladın düşman gibi olduğunu hissediyor, kendisine ve diğer oğluna düşman.

Belki anladık: Biz tövbe ederek davranışlarımızı değiştirmeliyiz, bu değişimde çift yönlü olmalıdır, çünkü her iki oğlun davranışları yaşamaktayız. Bazen Allah’ı özgürlüğümüzün düşmanı olarak gördük, O’ndan henüz kardeşlerimizi sevmeyi öğrenmedik, bizi insanlara düşman kılan egoizmden ve kıskançlıktan kurtulmadık. Tövbe etmek ve barışmak sadece diğerleri için değil, bizim için de gereklidir! Allah bizi affedecek, bize, Yeşua tarafından iman eylemleri yapmaya yönlendirilen halk gibi, vaat edilmiş toprağın meyvelerini tattıracaktır. İsa’nın Paskalyasını tamamen O’na dönmüş bir yürekle, yeni ve kutsal bir sevinçle kutlayacağız.