ME
NU

OMELIE / Omelie TR

15 mar 2020
15/03/2020 - ORUÇ DEVRESİ – 3. Pazar Günü – A -

15/03/2020 - ORUÇ DEVRESİ – 3. Pazar Günü – A -

İlk Okuma Çıkış 17,3-7 Mezmur 94/95 İkinci Okuma Romalılara 5,1-2.5-8 İncil Yuhanna 4,5-42

 

Allah'ın Sözüne çok susarız, çünkü tüm yaşamımız ona bağlıdır!

Bugünkü İncil'i okurken, gözümüze çarpan insanların susuzluğu ile İsa'nın susuzluğu arasındaki farktır. Yani insanların arzularıyla Rab'bin tek dilediği şey arasındaki farktır.

Sameriyeli kadın, kuyudan su almaya geliyor ve İsa'nın öğrencileri yiyecek aramaya şehre gidiyorlar, İsa ise Peder'i ile ilgilenmeye devam ediyor! O'ndan su isteyen kadına başka bir sudan bahsediyor, kalbin derinliklerinin susuzluğunu gideren yaşam suyu! Kadın, İsa'nın söylediklerini anlamamaktadır. İsa onu gerçekleşmemiş en derin arzularını düşünmeye çağırıyor: Kadın sevmek ve sevilmek istiyor, kalıcı bir güven üzerine yaşamını kurmak istiyor, geleceğe neşe ile bakıp herkesle barış içerisinde yaşamak istiyor. Bu arzularını daima bir erkeğin yanında tatmin edebileceğini ümit etti: Beş kere boşuna bunu denedi, şimdi de ümitsiz olmasına rağmen altıncı kereyi denemektedir. Erkeklerin onu hayal kırıklığına uğrattıklarını ve onlara güvenilemeyeceğini, kadının da fark ettiğini gören İsa, ona, “şu anki kocan değil” diyor. İnsanlara olan güvenimiz,  daima geçici ve dayanaksızdır çünkü sevgileri saf, karşılık beklemeyen değildir, tersine sert, iddialı, bazen acımasız bile, acıları yaratan, ötekilerini ihtiyacı içinde bırakan bencillikle karıştırılmıştır. İsa tarafından anlaşıldığını gören kadın, zayıf ve eksik imanını O'na açıklamak için cesaret buluyor: O adam, yani İsa, kadına tam olarak güvenilir görünüyor. O zaman İsa da seve seve ona; bizden uzak olmayan, tersine nefes alışımız kadar bize yakın olan ve artık aramızda olan Oğul tarafından Peder olarak tanıtılabilen, Allah'tan bahsediyor. Peder’e, ara sıra değil, daima, her an, her yerde, sevgi ile seven yüreğin derinliğinden tapılmalıdır. Baba'yı göstererek İsa, Kendisini de göstermektedir ve de Kendisi hakkında konuşarak Baba'nın güzelliğini, büyüklüğünü ve sevgi dolu olmasını açığa vurmaktadır.

Peder'e tapmak ne demektir? Bu sorunun cevabını bulmak için İsa'nın Kendisine bakabiliriz: “Peder'e ruhta ve gerçekte tapmayı” bilen O'dur! Bunu hükümranlığı ile ilgilenerek, O'nun isteğini tanımaya çalışarak ve gerçekleştirerek, Kendini Mesih ve dünyanın Kurtarıcısı olarak göstererek, yapmaktadır. Biz de Peder'e tapacağız; İsa'yı severek, bize yolu göstermesi için dua ederek ve Sözünü dinleyerek O'na tapacağız. Sameriyelilerin kadına söylediklerini, biz de Peder'e söylediğimizde, O'na tapacağız: “Biz artık senin söylediklerin nedeniyle iman ediyor değiliz. Onu kendimiz işittik ve biliyoruz ki dünyanın kurtarıcısı gerçekten O'dur”. İmanımız olgunlaşmalıdır! Başkalarının yaptıkları veya söyledikleri, imanı ret edenler veya her mevsimde değiştirilen bir elbise gibi onu yaşayanlar bizi etkilememeli: İmanımızı bu hürriyete kavuşuncaya dek olgunlaştırmalıyız.

Aziz Pavlus, Allah ile ilişkimizin, İsa'yı kabul etmemize bağlı olduğunun bilincini kuvvetlendirmektedir: “Rabbimiz Mesih İsa sayesinde Allah'la barışmış bulunuyoruz”. İsa, Musa'nın vurduğu, içinden susayan ve günahkar olan tüm halk için su çıkartan, kayadır! İsa kalbimizde, ailemizde, cemaatimizde olan Kendi mevcudiyeti ile susuzluğumuzu giderir. O olmazsa, her arayış boş ve hayal kırıcı olurdu. Bazı kişiler aramaktan yorulur, hatta intihar etmeye bile varırlar. İsa'ya kendini emanet edenler ise, yaşama sevincini bulurlar, daha ötesi yaşamlarını devamlı bir sevgi eylemine çevirerek insanların kurtuluşu için Peder'e kendilerini sunmak için cesaret ve sevinç bulurlar.

 

OKUMALAR

 

1.Okuma: Çıkış 17,3-7

Ama halk susamıştı. "Niçin bizi Mısır'dan çıkardın?" diye Musa'ya söylendiler, "Bizi, çocuklarımızı, hayvanlarımızı susuzluktan öldürmek için mi?" Musa, "Bu halka ne yapayım?" diye RAB'be feryat etti, "Neredeyse beni taşlayacaklar." RAB Musa'ya, "Halkın önüne geç" dedi, "Birkaç İsrail ileri gelenini ve ırmağa vurduğun değneği de yanına alıp yürü. Ben Horev Dağı'nda bir kayanın üzerinde, senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, su fışkıracak, halk içsin diye." Musa İsrail ileri gelenlerinin önünde denileni yaptı. Oraya Massa ve Meriva adı verildi. Çünkü İsrailliler orada Musa'ya çıkışmış ve, "Acaba RAB aramızda mı, değil mi?" diye RAB'bi denemişlerdi.

  • Mezmur 94

Gelin, RAB'be sevinçle haykıralım, bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,

Şükranla huzuruna çıkalım, O'na sevinç ilahileri yükseltelim!

Gelin, tapınalım, eğilelim, bizi yaratan RAB'bin önünde diz çökelim.

Çünkü O Allah'ımızdır, bizse O'nun otlağının halkı, elinin altındaki koyunlarız.

Bugün sesini duyarsanız, Meriva'da, o gün çölde, Massa'da olduğu gibi, inatçılık etmeyin.

Yaptıklarımı görmelerine karşın, Atalarınız orada beni sınayıp denediler.

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 5,1-2.5-8

Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa Mesih sayesinde Allah ile barışmış oluyoruz.İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla, imanla kavuştuk. Ve Allah'ın yüceliğine erişmek ümidiyle övünürüz. Yalnız bu kadarla değil, sıkıntılarla bile övünürüz. Çünkü biliriz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Allah'ın beğenisini ve Allah'ın beğenisi ümidi yaratır. Ümit de düş kırıklığına uğratmaz. Çünkü bize verilmiş olan Kutsal Ruh aracılığıyla Allah'ın sevgisi yüreklerimize dökülmüştür. Evet, biz daha çaresizken Mesih, belirlenen zamanda tanrısızlar için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki biri ölmeyi de göze alır. Allah bize olan sevgisini şununla kanıtlıyor: biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü.

  • İncil: Yuhanna 4,5-42

Böylece Samiriye'nin Sihar denilen kentine geldi. Burası Yakup'un kendi oğlu Yusuf'a vermiş olduğu toprağın yakınındaydı. Yakup'un kuyusu da oradaydı. İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı. Samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi. İsa ona, «Bana su ver, içeyim» dedi. İsa'nın öğrencileri yiyecek satın almak için kente gitmişlerdi. Samiriyeli kadın, «Sen Yahudisin, bense Samiriyeli bir kadınım» dedi, «nasıl olur da benden su istersin?» Çünkü Yahudilerin Samiriyelilerle ilişkileri yoktur. İsa kadına şu cevabı verdi: «Eğer sen Allah'ın armağanını ve sana, `Bana su ver, içeyim' diyenin kim olduğunu bilseydin, sen O'ndan dilerdin, O da sana yaşam suyunu verirdi.» Kadın, «Efendim» dedi, «su çekecek bir şeyin yok, kuyu da derin. Böyle olunca yaşam suyunu nereden bulacaksın? Sen, bu kuyuyu bize vermiş, kendisi, oğulları ve davarları ondan içmiş olan atamız Yakup'tan daha mı büyüksün?» İsa şöyle cevap verdi: «Bu sudan her içen yine susayacak. Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir su kaynağı olacak.» Kadın, «Efendim» dedi, «bu suyu bana ver. Böylece ne susayayım, ne de su çekmek için buraya kadar geleyim.» İsa, «Git, kocanı çağır ve buraya gel» dedi. Kadın, «Kocam yok» cevabını verdi. İsa, «Kocam yok demekle doğruyu söyledin» dedi. «Beş kocaya vardın. Şimdi birlikte yaşadığın adamsa kocan değildir. Doğruyu söyledin.» Kadın, «Efendim, anlıyorum, sen bir peygambersin» dedi. «Atalarımız bu dağda tapındılar, ama sizler tapınılması gereken yerin Kudüs'te olduğunu söylüyorsunuz.» İsa ona şöyle dedi: «Kadın, bana inan, öyle bir saat geliyor ki, Baba'ya ne bu dağda, ne de Kudüs'te tapınacaksınız! Siz bilmediğinize tapınıyorsunuz, biz bildiğimize tapınıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudilerdendir. Ama içtenlikle tapınanların Baba'ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor. Allah ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.» Kadın İsa'ya, «Mesih denilen meshedilmiş Olan'ın geleceğini biliyorum» dedi, «O gelince bize her şeyi bildirecektir.» İsa, «Seninle konuşan ben, O'yum» dedi. Bu sırada İsa'nın öğrencileri geldiler. O'nun bir kadınla konuşmasına şaştılar. Bununla birlikte hiçbiri, «Ne istiyorsun?» ya da, «O kadınla neden konuşuyorsun?» demedi. Sonra kadın su testisini bırakarak kente gitti ve halka şöyle dedi: «Gelin, yapmış olduğum her şeyi bana söyleyen adamı görün. Acaba Mesih bu mudur?» Halk da kentten çıkıp İsa'ya doğru gelmeye başladı. Bu arada öğrencileri O'na, «Rabbî, yemek ye!» diye rica ediyorlardı. Ama İsa, «Benim, sizin bilmediğiniz bir yiyeceğim var» dedi. Öğrenciler birbirlerine, «Acaba biri O'na yiyecek mi getirdi?» diye sordular. İsa, «Benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve O'nun işini tamamlamaktır» dedi. «Sizler, `Ekinleri biçmeye daha dört ay var' demiyor musunuz? İşte, size söylüyorum, başınızı kaldırıp tarlalara bakın. Ekinler sararmış, biçilmeye hazır! Eken ve biçen birlikte sevinsinler diye, biçen kişi şimdiden ücretini alır ve sonsuz yaşam için ürün toplar. `Biri eker, başkası biçer' sözü bu durumda doğrudur. Ben sizi, emek vermediğiniz bir ürünü biçmeye gönderdim. Başkaları emek verdiler, siz ise onların emeğinden yararlandınız.» O kentten birçok Samiriyeli, «Yapmış olduğum her şeyi bana söyledi» diye tanıklık eden kadının sözü üzerine İsa'ya iman etti. Samiriyeliler O'na gelip yanlarında kalması için rica ettiler. O da orada iki gün kaldı. O'nun sözü üzerine daha birçokları iman etti. Bunlar kadına: «Bizim iman etmemizin nedeni artık senin sözlerin değildir» diyorlardı. «Kendimiz işittik, O'nun gerçekten dünyanın Kurtarıcısı olduğunu biliyoruz.»