ME
NU

OMELIE / Omelie TR

17 feb 2019
17/02/2019  -  OLAĞAN DEVRESİ  -  6. PAZAR  -  C YILI

17/02/2019  -  OLAĞAN DEVRESİ  -  6. PAZAR  -  C YILI

  1. Okuma Yeremya 17,5-8 * Mezmur 1 *2. Okuma 1Kor. 15,12.16-20 * İncil Lk. 6,17.20-26

 

Yeremya'nın peygamberliği bu günkü mezmurda da tekrarlanmaktadır. Kullanılmış imajlar kendiliğinden konuşuyorlar: Çöldeki ağaç, su yokluğundan dolayı, sürekli tehlikede bulunur ve gelişme imkanı yoktur; akarsu kıyılarına dikilmiş ağaç ise, her mevsimde meyve verir. Aynen insanlara güvenen insan devamlı tehlikededir, çünkü her insan ölümlü, günahkar, zayıf ve sınırlıdır: Hiç kimseyi destekleyemez, hiç kimsenin yaşamını canlı tutamaz. Yeremya, "İnsana güvenen kişi lanetlidir" diyor bile. Ve bunu, tecrübe ettiği için söylemektedir. Kendi yaşamını insanın ellerine teslim eden, düş kırıklığına uğrayacaktır. Aynen hiç kimsenin bize, tek ümidi olarak, bakmasını istememeliyiz: O kişi kesinlikle üzgün kalacaktır. 'Kendi evlatları için' yaşadıklarını söyleyen anne babalar aklıma geliyor. Çünkü tam o evlatlar, onlardan kaçmak istiyorlar; Kendilerini bir yük altında hissediyorlar. Eğer o ebeveynler, Kutsal Yazılar'ın öğretişine göre, 'Rab için' yaşasalar, evlatlarına kendilerini, Allah olarak göstermeyeceklerdi ve onlara barışın ve özgürlüğün duygularını ileteceklerdi. İnsan; insana güvenmemeli, kendisine de güvenmemeli: Başkalarına kendisini, emin bir destek olarak, teklif etmemelidir. Rab'be güvenen ve Rab için yaşayan bir insanla karşılaştığımda, onu, özgürlük bağışlayan ve özgür bir insan olarak, hissediyorum! Ben de böyle yaşamak istiyorum, bu, kendimdeki pagan eğilime karşı devamlı bir savaşımı gerektirirse de. Başkasına danıştığımda, o insanın yeteneklerine değil, Rab'be güvenmek istiyorum: Rab'bin, benim yararıma, o insana ışık vereceğine güveniyorum! Doktora gittiğimde de, Rab'be güveniyorum: Rab'bin kendisi doktorlara, Göklerin Hükümranlığında O'nun, çalışmaya devam etmemin isteğine göre, sağlığım yararına, ışık ve bilgi verecek. Kim bana, hayatı ve kararları için öğüt dilemeye gelse, ben Rab'be güveniyorum: Rab'be o durumu teslim edip, O'nu dinlemeye çalışıyorum. "Ne mutlu Rab'be güvenen insana, güveni yalnız Rab olana!" Mesih İsa, öğrencilerine ve O'nun Sözü ile beslenen kalabalığa farklı sözlerle aynı şeyleri tekrarlamaktadır: "Ne mutlu siz yoksullara! Çünkü Allah'ın Hükümranlığı sizindir". İsa'nın düşündüğü ve O'nun önünde bulunan yoksullar, insana güvenmemeyi öğrenmiş olan insanlardır. Onlar artık ne zengin ne de yetkili insana güveniyorlar: Zengin olanların onları sömürdüklerini, yetkili olanların onlara baskı yaptıklarını tecrübe ettiler. Onlara, onların cimriliğe ve kibrine güvenmek olur mu? Sözleri yalancıdır. Yoksullar, zengin ve yetkili insanın vaatlerine dayanmıyorlar. Sadece Allah'ta küçükler ve fakirler için sevgi olduğunu biliyorlar, bu yüzden O'na dayanıp güveniyorlar, O'nun Sözü'nün zenginliklerini ve O'nun Ruh'unun gücünü beklemektedirler! Yoksul ağlayıp acıkıyor, fakat yine de Peder’e güvenmeye devam ediyor. Peder'e güvenmekte kararlı olmayan kişi; refahı ve sağlığı vaat eden gevezelerin, çıkarcıların, hatta büyücülerin etkisi altına girip onların kölesi olma riski içindedir. Rab'be güvenen insan, inanmayanlar tarafından zülüm görüyor, çünkü onlar gibi değildir, onların aldatıcı ve boş tekliflerine boyun eğmiyor; ve onlar onun özgürlüğünü ve derin huzurunu kıskanıyorlar. Allah'a güvenen yoksullar İsa'ya inanmayı, O'nun reddedilmiş ve çarmıha gerilmiş olmasına rağmen, yaşamlarının Rab'bi olarak, O'nu kabul etmeyi bilmektedirler. Onlar, Allah'ın tek gerçek dostlarıdır, Allah'ın hoşlanabileceği ve benim de güvenebileceğim tek insanlardır. Onların imanı yüzünden, dünya için önemli kararları aldıkları yerlerden uzaklaştıracaklar, dışlanılıp alay edilecekler: Önemli değil, yüreklerinin merkezinde alay edilmiş ve reddedilmiş Olan vardır! Sonra da Mesih İsa; zenginliğe ve insanların hoşuna giden şeylere güvenen, sadece zevk tatmak için yaşayanlara, ciddi sözlerle ve uyarılarla hitap etmektedir. Zenginlikler ve maddi refah sonsuz değiller. Bu geçici şeyler yüzünden birbirimize kıskanırsak, vay halimize! Tek hakiki gerçek; gelecek olandır, sonsuza dek kalandır. Mesih İsa, bakışlarımızın ve yüreklerimizin daima sonsuz zenginliklerine çevrilmeleri için dirildi! İsa dirildi: Biz bunu kesin olarak inanmaktayız, böylece ümidimiz geçici ve sınırlı şeylerin peşinden koşmayıp sonunda düş kırıklığına uğramış olmayacağız! Aziz Pavlus, İsa'nın dirilişine olan imanımızın, yaşamımızda somut ve sabit izler bırakmasına izin vermemizi arzu etmektedir. Birinci meyve; bizim de dirileceğimize iman etmek, bunun için de Allah'ın Sözüne boyun eğerek, ciddiyetle yaşamaya çalışmak. Bizi kuklalar gibi kullanabilmek için tamamen dünyanın şeylerine bağlamak isteyenlerin yalanlarından kaçarak, ancak ve ancak Rab'be güvenelim! "Ne mutlu Rab'be güvenen insana"!

OKUMALAR

 

1.Okuma Yeremya 17,5-8

 

RAB diyor ki: "İnsana güvenen, insanın gücüne dayanan,

Yüreği RAB'den uzaklaşan kişi lanetlidir.

Böylesi bozkırdaki çalı gibidir, iyilik geldiği zaman görmeyecek;

Kurak çöle, kimsenin yaşamadığı tuzlaya yerleşecek. "Ne mutlu RAB'be güvenen insana,

Güveni yalnız RAB olana! Böylesi su kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, köklerini akarsulara salar.

Sıcak gelince korkmaz, yaprakları hep yeşildir.

Kuraklık yılında kaygılanmaz, meyve vermekten geri durmaz."

 

Mezmur 1

Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez,

Günahkârların yolunda durmaz, alaycıların arasında oturmaz.

Ancak zevkini RAB'bin Yasası'ndan alır ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.

Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, meyvesini mevsiminde verir, yaprağı hiç solmaz.

Yaptığı her işi başarır.

Kötüler böyle değil, rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.

Bu yüzden yargılanınca aklanamaz, doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.

Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir, kötülerin yolu ise ölüme götürür.

 

  1. Okuma 1Kor. 15,12.16-20

Eğer Mesih'in ölümden dirildiği duyuruluyorsa, nasıl oluyor da aranızda bazıları ölüler dirilmez diyor? Ölüler dirilmezlerse, Mesih de dirilmemiştir. Mesih dirilmemişse, imanınız yararsızdır ve siz hâlâ günahlarınızın içindesiniz. Buna göre Mesih'e ait olarak ölmüş olanlar da mahvolmuşlardır. Eğer yalnız bu yaşam için Mesih'e ümit bağlamışsak, herkesten daha çok acınacak kişileriz.
Oysa Mesih, ölmüş olanların ilk örneği olarak ölümden dirilmiştir.

 

İncil Lk. 6,17.20-26

İsa bunlarla birlikte aşağı inip düzlük bir yerde durdu. Öğrencilerinden büyük bir kalabalık ve tüm Yahudiye'den, Kudüs'ten, Sur'la Sayda yakınlarındaki kıyı bölgesinden gelen büyük bir halk topluluğu da oradaydı. İsa'yı dinlemek ve hastalıklarından şifa bulmak amacıyla gelmişlerdi. Kötü ruhlardan sıkıntı çekenler de iyileştiriliyordu. Kalabalıkta herkes İsa'ya dokunmak için çabalıyordu. Çünkü O'nun içinden akan bir güç herkese şifa veriyordu.

İsa, gözlerini öğrencilerine çevirerek şöyle dedi:

«Ey yoksul olanlar, ne mutlu size, Allah'ın Egemenliği sizindir!
Şimdi açlık çekenler, ne mutlu size, siz doyurulacaksınız!
Şimdi ağlayanlar, ne mutlu size, siz güleceksiniz!
İnsanoğlu'na olan bağlılığınızdan ötürü insanlar sizden nefret ettikleri,
sizi toplum dışı edip aşağıladıkları ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman size ne mutlu!
O gün sevinin, coşkuyla zıplayın! Çünkü gökteki ödülünüz büyüktür.
Nitekim onların ataları da peygamberlere böyle davrandılar.
Ama vay halinize, ey zenginler, tesellinizi almış bulunuyorsunuz!
Şimdi karnı tok olan sizler, vay halinize, açlık çekeceksiniz!
Ey şimdi gülenler, vay halinize, yas tutup ağlayacaksınız!
Tüm insanlar sizin için iyi sözler söyledikleri zaman, vay halinize!
Çünkü onların ataları da sahte peygamberlere böyle davrandılar.»