ME
NU

OMELIE / Omelie TR

07 lug 2013
07/07/2013 - Olağan Devre - 14. Pazar Günü – C

07/07/2013 - Olağan Devre - 14. Pazar Günü – C

1. Okuma Yşa 66,10-14 * Mezmur 66 * 2. Okuma Gal 6,14-18 * İncil Lk 10,1-12.17-20

Geçen Pazar günü İsa’nın ardından gitmek isteyenlere cevabını ve başkalarını çağırmasını duyduk. Bugün ise kendisine cevap verenleri başka yerlere gelişini hazırlamaları için gönderdiğini görüyoruz. Kim Onun yanında kalmayı kabul ettiyse aynen başkalarının imanına yardım etmek için Ondan uzaklaşmayı da kabul ediyor. O kendisini takip etmek isteyenlere kendisinden başka bir şey aramamalarını tavsiye ediyordu. Şimdi, onları gönderirken zenginlik, konfor, başkaların tarafından değer görme gibi herhangi bir arzudan arınmış olmaları gerektiğini söylüyor. Onlara emanet ettiği görev yepyeni: bunu birlik içersinde, ikişer ikişer gerçekleştirmeleri gerekmektedir, birbirlerini severek Allah’ın Sözünü verirken, karşılaştıkları kişilerin aynı anda hem gözlerine hem de kulaklarına hitap etmiş olacaklardır.
İsa’ya itaat dua ile başlamalı ve dua ile gerçekleşmelidir. Rab gerçekten de öğrencilerini Baba’ya aynı işi yapacak başka kişileri de göndermesi için dua etmeye çağırmaktadır. Böylece onlar da kendilerini kahraman sanmayacaklar, Allah’ın işbirlikçileri olduklarının bilincine varacaklardır. Rabbin Hükümdarlığında çalışmaya gönderilen başkalarına karşı da yüreklerinde kıskançlık olmayacaktır. Dua sayesinde içsel yaşamlarına dikkat edecekler, Baba ile ilişki içersinde olacaklar ve Ona daima ilk yeri vereceklerdir. Dua aynı zamanda cesaretlerini kaybetmemeleri ve zorluklar karşısında korkmamaları için onlara yardım edecektir. İsa’nın onlara söylediği ikinci şey de budur: onlar “kurtlar arasında kuzu gibi” olacaklardır; anında başarı beklemeyeceklerdir, hatta haça gerilmiş İsa’ya tanıklık etmeye hazır olacaklardır. Ufukta haç gözükürse görevlerinden kaçmayacaklar, imanla yollarına devam edeceklerdir, çünkü Allah’ın yaşam olduğunu ve insanları Onun kurtardığını biliyorlar. “Kurtlar arasında kuzular gibi: bu söz havarileri ve bizleri Allah’a itaat etmeye hazırlar, hiç bir şekilde Ona nasıl itaat edeceğimizin tavsiyesini insanlara sormayız. İsa’yı, aziz Pavlus’un tanıklık ettiği haça gerilmiş İsa’yı müjdeleyerek insanlara hizmet ediyoruz. Bazen insanlar bu müjdeyi beğenmiyor ve şiddetle tepki gösteriyorlar. Ancak biz, karşı çıkanlardan ve acı çekmekten korkmayarak, İsa’yı gerçek ve sabırla, hürce bildireceğiz.
Rab İncil’i vaaz edenlere başka talimatlar da veriyor: fakir olmaları gerekiyor, zenginlik hayal etmeyeceklerdir: Allah’ın Sözü, kendisini dinleyenlere yaşam verebilmek için gerekli güce sahiptir. Dünyanın değer verdikleri, İncil’i kabul etmek için engel olmaktadır ve onu insani bir şey gibi göstermektedir ve ilk zorlukta ondan vazgeçeceklerdir.
Sonunda İsa gönderdiği kişilerin görevinin ne olacağını da söylemektedir: karşılaştıkları kişilerle Allah’ın Sözünü ileteceklerdir. İsa diyor ki, “İlk önce şöyle deyin: Barış sizinle olsun!”. Barış sizinle olsun, İsa’nın dirildiğinde öğrencilerine yönelttiği selamdır. Ancak bu sadece bir selam değildir: bildirmeleri gerekenin bir özeti olduğunu söyleyebiliriz. Onlar, Allah’ın sevgisini ileteceklerdir, sözlerle, ama aynı zamanda hastalara ilgi göstererek ve onları iyileştirerek bunu gerçekleştireceklerdir. Onların görevi peygamberlikleri gerçekleştirmektir, bugün dinlediğimiz Yeşaya peygamberinkini de: her boyutta bir sevgi görevidir, Allah’ı insanlarla buluşturmaktır, bu şekilde de onlara bolca yaşam ve sevinç vermektir. Bu sebepten bu görevi üstlenenler kendilerini düşünmeyip karşılıksız, hür, kutsal olan Baba’nın sevgisini vermeleri gerekmektedir.
Biz İsa’nın 72 öğrenciye söylediklerine dikkatli olalım, çünkü bu tavsiyeler tüm Kilise için zenginliktir. Mesih’in bedeni olan bizler değişik derecelerde ve durumlarda aynı görevi paylaşmaktayız. Hepimiz, “Barış sizinle olsun” selamını söz ve eylemlerle gerçekleştirmeye çağrılmaktayız. Kilise, sadece havariler, episkoposlar ve rahipler sayesinde gelişmez, tüm Hıristiyanların tanıklığı sayesinde büyür. Bu sebepten hepimiz Rabbin bu öğretilerini dinleyelim.
Gönderilenler İsa’ya dönüp Ona söz ve eylemlerle yaptıklarını emanet ederler. İsa onların eylemlerine değer verir, ama kendilerinin bundan mutlu olmalarını istemez. Bu sebepten onlara şöyle der: sizin de gururlanabileceğiniz ve sevineceğiniz tek bir şey var, o da Baba tarafından sevilmenizdir. Yaptıklarınız boşuna olsa da, Baba tarafından seviliyorsunuz!