ME
NU

OMELIE / Omelie TR

07 nov 2021
07/11/2021 - OLAĞAN DEVRE - 32. Pazar Günü – B

07/11/2021 - OLAĞAN DEVRE - 32. Pazar Günü – B

İlk Okuma 1Kr 17,10-16 Mezmur 145/146 İkinci Okuma İbr. 9,24-28 İncil Mk 12,38-44

Mesih İsa gelince bizim “günah ile ilişkiye” girdi ve “günahı yok etmek için kendisini kurban etti”. Günahın kişisel ve sosyal yaşamımıza acılı bir etkisi vardır, çünkü ölüm gücü vardır. Günahkar olan bizler tüm yeteneklerimize hükmeden onun etkisinden kaçabilecek güce sahip değiliz. Baba’nın sevgisi bize Oğlu verir, Oğul da kendini kurban ederek bizi devamlı günah işleyerek kendimize yaptığımız kötülükten kurtarır. Biz kendi mantığımızla ve kafamıza göre hareket ederek Baba’dan uzaklaşırız ve hayattan yoksun kalırız. İsa kendini sunarak bize yeni bir yaşama başlama imkanı verecek ve bu yeni yaşam Baba’nın sevgisinde gerçekleşir. Dünyanın sonunda Rab İsa dönecektir ve “nihai kurtuluş için O’nu bekleyenlere gözükecektir”. Biz Rab’bimizin görünmesini bekliyoruz. Tüm yaşamımız bu bekleyişle doludur. İsa’nın şanlı dönüşünü beklerken yüreğimiz dünyevi şeyleri, en güzel ve en çekicilerini bile, doğru değerinde görmektedir, çünkü değerleri sevgiyle ölçülmektedir.

İsa’nın, fakir dulu havarilerine örnek olarak göstermesi, şanlı gelişini beklemeye bir hazırlıktır. Bu dünyada değeri olan şeyler nelerdir? Hangi şeyler arzularımızı ve yüreğimizi meşgul edebilmektedir? Hangi gerçekler dikkatimizi çekip seçimlerimizi etkileyebilmektedir?

Yaşadığımız dünya paraya ve güce çok önem vermektedir; para alışveriş gücüdür, ama paranın, aynı zamanda insanların, ailelerin, ülkelerin değerini koşullandırma ve hatta azaltma gücü de vardır. Her yerde hatta Kilise’de bile paranın bizi etkilemesine izin veriyoruz. Ucuz olanı alıyoruz veya en çok para kazandıracak işi yapıyoruz.

İsa ise yüreğimize bakabilecek güçtedir, her şeyi de, para dâhil, yüreğimize göre yargılar. İsa’nın havarilerine örnek olarak gösterdiği dul kadın, çok fakirdir ama yüreğini “O’na bağıran kargaları bile” aç bırakmayan Baba’ya emanet edip O’na güvenmektedir. Dul kadın, tüm parasını bağışlayarak yüreğinin zenginliğini göstermektedir, daha doğrusu Allah’ın yüreğinin zenginliğini göstermektedir! Bağış torbasına düşen iki bakır para Baba’nın yüreğinde çok değerlidir: Onların sayesinde Baba Kendisinin, Kendisini çok seven, Kendisini cömert ve ilgilenen olarak sayan, Kendisine itaat etmeye hazır bir kıza sahip olduğunu bilmektedir.

Zenginlerin verdiği birçok altın para mabedin inşaatını yaptıran baş kahinleri mutlu etmekteydi, ama Baba’yı sevindiriyor muydu?

Dul kadın mabet tamamlanmamış olmasına rağmen amacına ulaştı: Allah’a güvene ve samimiyete, O’nu yaşamının temeli olarak kabul etmeye, O’nun sevgisinden emin olmaya varmıştı.

Zenginlerin altınları Allah’ın çehresini göstermiyordu, bağışları sayesinde O’nun Baba olduğu anlaşılmıyordu.

Büyük peygamber İlyas da yaşamak için ihtiyacı olan yardımı fakir bir duldan almıştı çünkü kadının güven dolu fakirliğinde hayatın Allah’ının kendini gösterip etki edeceğinden emindi.

Rab İsa’yı bekleyişimiz bize dünyevi şeylere bağlanmamayı öğretir: Eğer zenginliğimiz varsa onu bütün evlatları için Baba’nın sevgisinin emrine koyacağız.

OKUMALAR

OKUMA: 1. KRALLAR KİTABINDAN 17,10-16

Sarefat'a giden İlyas kentin kapısına varınca, orada dul bir kadının odun topladığını gördü. Kadına: "Bana içmek için biraz su verebilir misin?" dedi. Kadın su getirmeye giderken İlyas yine seslendi: "Lütfen bir parça da ekmek getir." Kadın, "Senin Allah'ın yaşayan RAB'bin adıyla ant içerim, hiç ekmeğim yok" diye karşılık verdi, "Yalnız küpte bir avuç un, çömleğin dibinde de azıcık yağ var. Görüyorsun, bir iki parça odun topluyorum. Götürüp oğlumla kendim için bir şeyler hazırlayacağım. Belki de son yemeğimiz olacak, ölüp gideceğiz." İlyas kadına, "Korkma, git yiyeceğini hazırla" dedi, "Yalnız önce bana küçük bir pide yapıp getir. Sonra oğlunla kendin için yaparsın. İsrail'in Allah'ı RAB diyor ki: 'Toprağa yağmur düşünceye dek küpten un, çömlekten yağ eksilmeyecek.'" Kadın gidip İlyas'ın söylediklerini yaptı. Hep birlikte günlerce yiyip içtiler. RAB'bin İlyas aracılığıyla söylediği söz uyarınca, küpten un, çömlekten yağ eksilmedi.

146 MEZMUR’DAN

Yeri göğü, denizi ve içindeki her şeyi yaratan,

Sonsuza dek sadık kalan,

Ezilenlerin hakkını alan,

Açlara yiyecek sağlayan O'dur.

RAB tutsakları özgür kılar,

Körlerin gözünü açar,

İki büklüm olanları doğrultur,

Doğruları sever.

RAB garipleri korur,

Öksüze, dul kadına yardım eder,

Kötülerin yolunuysa saptırır.

RAB Allah'ın sonsuza dek, ey Siyon,

Kuşaklar boyunca egemenlik sürecek.

RAB'be övgüler sunun!

2 OKUMA: İBRANİLER 9,24-28

Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup elle yapılmış kutsal yere değil, ama şimdi bizim için Allah'ın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi. Başkâhinin yıldan yıla kendisinin olmayan kanla En Kutsal Yer'e girişinin tersine, Mesih kendisini tekrar tekrar sunmak için göğe girmedi. Öyle olsaydı, dünyanın kuruluşundan beri Mesih'in tekrar tekrar acı çekmesi gerekirdi. Oysa Mesih, kendisini bir kere kurban edip günahı ortadan kaldırmak için çağların sonunda ortaya çıkmıştır. -Bir kez ölmek ve ondan sonra yargılanmak nasıl insanların kaderiyse, böylece Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi. İkinci kez, günah yüklenmek için değil, kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir.

İNCİL: MARKOS 12,38-44

İsa ders verirken şöyle dedi: «Uzun kaftanlar içinde dolaşmaktan, meydanlarda selamlanmaktan, havralarda en seçkin yerlere ve şölenlerde başköşelere kurulmaktan hoşlanan din bilginlerinden sakının. Dul kadınların malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha da ağır olacaktır.»

İsa tapınaktaki bağış kutusunun karşısında oturmuş, kutuya para atan halkı seyrediyordu. Birçok zengin kişi kutuya büyük paralar attı. Yoksul bir dul kadın da geldi, birkaç kuruş değerinde iki bakırpara attı.
Öğrencilerini yanına çağıran İsa onlara şöyle dedi: «Size doğrusunu söyleyeyim, bu yoksul dul kadın kutuya herkesten daha çok para attı. Çünkü diğerlerinin hepsi, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna rağmen, varını yoğunu, geçinmek için elinde bulunanın tümünü verdi.»