ME
NU

OMELIE / Omelie TR

05 nov 2017
05/11/2017 - OLAĞAN DEVRE - 31. Pazar Günü – A 

05/11/2017 - OLAĞAN DEVRE - 31. Pazar Günü – A 

1.Okuma Malaki 1,14 - 2,8. 8-10 * Mezmur 131/132* 2.Okuma  1.Selanik. 2,7-9. 13 * İncil Mt 23,1-12

 

"Eğer beni dinlemezseniz ve adımı tüm yüreğinizle yüceltmezseniz, üzerinize lanet gönderirim". Kimileri bu sözlerin Allah'a layık olmadıklarını düşünebilir, çünkü bu sözler egoist ve böbürlenen bir kişinin sözleri gibi görür. Fakat "Allah'ın adını yüceltmek" ne demektir? Kitab-ı Mukkades'i tanıyan, Allah'ın, O'na itaat eden insan tarafından yüceltildiğini bilmektedir. Fakirleri severek, dürüstlük, sevgi ve uyum ile davranarak, komşumuz için çok büyük bir saygıyı isteyen Emirlerini uygulayarak, O'na itaat edilir! Allah'ın adını yüceltmek, kendi hayatı aracılığıyla, kendi ailenin hayatı aracılığıyla, toplum hayatı aracılığıyla, Allah'ın sevgi ve merhamet olduğunu, birliği, paylaşmayı ve işbirliğini istediğini, insanın dostu olduğunu göstermektir!

Bu gerçekleri yaşamayan, kendini Allah'ın halkına ait sanmamalı, kendini Allah'ın halkının üyesi olarak görmemeli. Çünkü Allah hakkında yalancı bir tanıklık verir; O'nu adaletsiz, şiddetli, egoist olarak tanıtmış olur.

 

Eğer bütün insanları yaratan Tek Allah tarafından yaratıldığımızı biliyorsak, neden "birbirimize hainlik ediyoruz?".

"...üzerinize lanet gönderirim": bu ciddi ve etkili sözlerle Rab komşusunu sevme buyruğunu önemsemeyenin durumunun ağırlığını anlatmak ister. Hiç kimse böyle bir vaadi duyduktan sonra kendi hatasında kalmak istemeyecektir!

Allah, Peygamber Malaki aracılığıyla ilettiği uyarıyı, ilk önce halkın sorumluları olan din adamlarına yöneltir. Onların hayatı, onlarda Allah'ın hoşuna giden davranışın somut bir örneğini arayan halk tarafından çok dikkatle bakılmaktadır.

 

Bugünkü İncil'de İsa halka, Allah'ın emirlerini öğretme görevinde bulunanların kötü davranışlarını taklit etmekten sakınmayı tavsiye eder. Onun zamanında bunlar, din bilginleri ve Ferisilerdi. Sözlerle iyi öğretiyor, ama davranışlarıyla bambaşka yaşıyorlardı! Bu yüzden İsa: "Size tüm söylediklerini yapın ve yerine getirin, ama yaptıklarını yapmayın" diyordu.

Günümüzdeki Hıristiyan cemaatimizi düşünürsek, normal olarak, aklımıza hemen Episkoposlar ve rahipler gelir. Allah'ın yolunu öğreten onlardır; insan olduklarından bazen iyi bir örnek olmayabilirler ve İncil'e göre yaşamayabilirler. Gerçek şu ki: onlar da insan ve insan olarak, zayıflar, güçsüzler ve Şeytan'dan – belki de ötekilerden daha da çok - günaha teşvik edilirler. Bunun için aralarından bazılarının hayatlarında itaatsizlik, zayıflık görürsen veya öğrettikleri ile yaşadıkları arasında tutarsızlık bulursan şaşırma.

Fakat İsa'nın sözü sana hitap etmektedir: sana İncil'i ilan eden rahip buna göre yaşamaya yeterli olmasa da, sen İncil'e göre yaşa. O rahibin sözlerinde tanrısal otorite vardır. Sen Allah'ın kutsal sözlerine uygun yaşa, o zaman sen bir ışık olacaksın, başkalarına yaşamın gerçek kaynağına doğru, eşlik eden bir yıldız olacaksın!

 

İsa öğrencilerine mütevazılık ve alçakgönüllülük yolunu öğretiyor, çünkü insanı Allah'ın yüreğinde sağlamca tutan tek yol budur. Diğerlerinden kendini daha üstü görme. Ünlü unvanlar isteme, büyüklük taslama yolunda yürüme. İsa, sana imanı ve tanrısal hayatı ileten insanı "peder" diye çağırmanı engellemez; O sana bir unvan aracılığıyla kendini yüceltmemeyi önerir. Ben her zaman vaftiz ismim ile çağırılmak istiyorum, fakat eğer biri beni "peder" diye çağırırsa, bunda ona engel koymam, çünkü bu ona itaat ve mütevazılık yolunda yürümek için faydalı olabilir.

 

Bugün İsa'nın sözleri Aziz Pavlus'un örneği ile aydınlanır. Pavlus Selanikliler arasındaki çalışmasını hatırlatarak, onlara sevgi ve şefkat ile yazar. Onlara Allah'ın Müjdesini duyurarak onları sevdi, aralarında uğraş verip yoruldu, "çocuklarını bağrına basan bir anne gibi" onlara şefkatle davrandı, onlara Hıristiyan hayatın örneği oldu. Aziz Pavlus'un sözleri, İncil'e uygun olan hayatları sayesinde iyi bir örnek olan birçok rahip, papaz ve episkoposlar tarafından tekrarlanabilirler! Hem eskiden, hem de günümüzde İsa'nın Sözlerini önemsememezlik etmeden ciddiye alan çobanlar çoktur! Aynı zamanda, Selanikli Hıristiyanların yaptıkları gibi, çobanlardan duyduğu sözlerini, "insan sözü olarak değil, Allah'ın sözü olarak" kabul eden Hıristiyanlar da çoktur!

Peder'in hikmetini yaşayan ve O'na şan veren Allah'ın Kilisesi, güzeldir! O, çobanları ile müminlerin arasında olan birlik ile, yoksullar ve dışlanmış olanlar için her yerde karşılıksız ve sadık sevgi eylemlerini eker, bu şekilde de bu dünyada Peder’in güzelliğini parlatır!

  

OKUMALAR

 

1.Okuma: Malaki 1,14 - 2,8. 8-10

 

Her Şeye Egemen RAB diyor ki, söz dinlemez, adımı onurlandırmaya istekli olmazsanız, üzerinize lanet yağdırıp hayırdualarınızı lanete çevireceğim. Lanetledim bile. Çünkü beni onurlandırmaya istekli değilsiniz.

Siz yoldan saptınız ve öğrettiklerinizle birçoklarını suça sürüklediniz; Levi'yle yaptığım antlaşmayı bozdunuz." Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.

"Benim yollarımı izlemediniz, yasayla ilgili konularda adam kayırdınız. Bu yüzden ben de bütün halkın önünde sizi aşağılayıp gülünç duruma düşürdüm."

Hepimizin babası bir değil mi? Bizi yaratan aynı Tanrı değil mi? Öyleyse neden atalarımızın yaptığı antlaşmayı bozarak herkes kardeşine ihanet ediyor?

 

Mezmur 131/132

 

Ya RAB, yüreğimde gurur yok,

Gözüm yükseklerde değil.

Büyük işlerle,

Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.

Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi,

Kendimi yatıştırıp huzur buldum,

Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.

Ey İsrail, RAB'be umut bağla

Şimdiden sonsuza dek!

 

2.Okuma: Aziz Pavlus’un Selaniklilere 1. Mektubundan 2,7-9. 13

 

Mesih'in elçileri olarak size ağırlığımızı hissettirebilirdik. Ama çocuklarını bağrına basan bir anne gibi size şefkatle davrandık. Sizlere öylesine gönülden bağlanmıştık ki, sizinle yalnız Tanrı'nın müjdesini değil, kendi canlarımızı da paylaşmaya razıydık. İşte sizi o denli seviyorduk!
Evet kardeşler, nasıl uğraşıp didindiğimizi hatırlarsınız. Hiçbirinize yük olmamak için gece gündüz çalıştık, Tanrı'nın müjdesini size duyurduk.
Tanrı'ya sürekli şükretmemiz için bir neden daha var: Tanrı sözünü bizden işitip kabul ettiğiniz zaman bunu insan sözü olarak değil, gerçekte olduğu gibi Tanrı sözü olarak benimsediniz. Siz imanlılarda etkin olan da bu sözdür.

 

İncil: Matta 23,1-12

 

Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: «Din bilginleri ve Ferisiler Musa'nın kürsüsünde otururlar. Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar. Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının omuzlarına koyarlar da, kendileri bu yükleri taşımak için parmaklarını bile kıpırdatmak istemezler.
«Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, muskalarını büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar. Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar. Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini `Rabbî' diye çağırmalarından zevk duyarlar.
«Kimse sizi `Rabbî' diye çağırmasın. Çünkü sizin bir tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. Yeryüzünde kimseye `Baba' demeyin. Çünkü bir tek Babanız var, O da göksel Baba'dır. Kimse sizi `önder' diye çağırmasın. Çünkü bir tek önderiniz var, O da Mesih'tir. Aranızda en üstün olan, diğerlerinin hizmetkârı olsun. Kendini yücelten alçaltılacak, kendinialçaltan yüceltilecektir.