ME
NU

OMELIE / Omelie TR

27 ago 2017
27/08/2017 - OLAĞAN DEVRE - 21. Pazar Günü – A 

27/08/2017 - OLAĞAN DEVRE - 21. Pazar Günü – A 

1.Okuma İşaya 22,19-23* Mezmur 137/138* 2.Okuma Rom 11,33-36 * İncil Mt 16,13-20


Allah’ın zenginliği, bilgeliği ve bilgisi” gerçekten değerli ve harika! Bunu doğrulayan, Aziz Pavlus’tur, fakat ben de Eski Ahitteki bazı kişiler aracılığıyla İsa’nın hayatının nasıl önceden bildirildiğini ve peygamberlik edildiğini düşündüğümde aralıksızca hayranlığa kapılıp daima daha da çok yeni harikalar bulmaktayım. Kardeşleri tarafından satılan Yusuf’un ya da sulardan kurtulmuş Musa’nın tarihi, peygamberlerin hayatları da, hepsi İsa’nın imajı ve peygamberliğidir. Yeşaya’nın bugünkü liturjide duyduğumuz sözleri de, İsa’nın ağzında gerçek olacaklardır. O, halkın başkanlarına “bağı başka kişilere verilecek” diyecektir, çünkü onlar Sahiplerinin ruhani çıkarları ile değil, yoksulları aldatarak kendi maddi çıkarları ile ilgilenmektedirler. “Bağı”, yani Allah’ın gerçek halkı, havarilerine teslim edilecektir. Ve de O’nun Kendisi Egemenliğinin anahtarlarını Petrus’a teslim edecektir: Ve hiç kimse elinden alamayacaktır.

Tam da bugün İsa’nın bu anlamlı ve yeni hareketini seyretmekteyiz. İsa, dünyada yaymaya başladığı Allah’ın Egemenliğinin kralı, mirasını insanların ellerine teslim etmeyi düşünmektedir. Bunu bilge bir şekilde yapmaktadır. İlk önce O’nunkilerini İsrail toprağının sınırlarına, yani son Kuzeye götürüyor. Burada putperestlik güçlü bir şekilde mevcuttur, orada yaşayan dindar ve sadık Yahudileri de etkilemektedir. Nitekim Filipus Kayseriyesi bölgesinde Ürdün Irmağının kaynaklarının fışkırttığı kayaları işgal eden kocaman pagan mabetleri vardır. Ataların imanının ırmağı, Allah’ın korumasının simgesi, Yahya’nın da “Gelecek Gerekeni” ile karşılaşmasını hazırlamak için seçtiği yer, başlangıcında putperestlikle işgal edilmektedir. Rab öğrencileri buraya götürüyor ki onlar, ne tür bir dünyada yaşadıklarının farkına varsınlar: Onlar kendilerini bu dünyadan uzakta tutacaklar, öyle ki o dünyaya; kurtuluşu, yeni hayatı, çektiği baskıları ve yalanları ondan kaldıracak o hayatı sunabilsinler. Burada İsa, O’nunkilerine bir soru soruyor, çünkü onlar putperestliğin varlığı farkına varmalı ve kendi imanlarının farklılığını kabul edip bu şekilde de onu yaşamaya hazılanmalıdırlar. “Halk, İnsanoğlu’nun kim olduğunu söylüyor?” İsa, öğrencilerini düşünmeye götürüyor. İsa’nın özdeşliği nedir? Bu konu, düşüncelerini duyurmuş olan birçok kişi tarafından tartışılmaktadır. Herkes İsa’nın önemli biri olduğunu düşünmüş, aynı zamanda, ölümden dirilmiş olduğu için, gizemli biri olduğunu da ileri sürmektedirler: Gerçekten de hem Vaftizci Yahya hem de İlyas, ve de Yeremya da, çoktan beri ölmüşlerdir. Eğer İsa onlardan biri ise, dirilmiş bir kişidir. O zaman neden insanlar kendi çıkarlarına düşeni yapar ve İsa’yı itaatle izlemezler? O ölüler, hepsi tanınmış insanlardır. Herkes onların yaptıklarını, öğrettiklerini de bilmektedirler; eğer İsa o ölülerin arasında dirilmiş biri olsaydı, bizlere hiçbir yenilik öğretemeyecekti.

Öğrenciler, insanların ne düşündüklerini ve söylediklerini bilmektedirler. Bu insanlara İsa onları, yüreklerinde saklı olan yenilik ile birlikte, gönderecektir. Bu yenilik, nedir? Bunu, öğrencilerin kendileri söylemelidirler: “Ya siz, ben kimim dersiniz?” Sizler de mi benim tanıdıklarınızdan biri olduğumu ve şimdiden dirilmiş biri olduğumu mu sanıyorsunuz? Cevap, Petrus’un sesi ile geliyor: “Sen, yaşayan Allah’ın Oğlu Mesih’sin”. O, sanki şunu söylemiş gibidir: Sen yenisin, daha bilinmemişsin, bize ölü olanların hayatını değil, Allah’ın gerçek hayatını getirmektesin.

İsa, öğrencilerin farklı olduklarını, O’na gerçekten inanmaya başladıklarını anlıyor. Buna seviniyor, çünkü Petrus’un sözleri bir akıl yürütmesinin sonucu değil, aklın veya özel duyguların meyveleri de değildir. O sözler, Allah’ın armağanıdır, o Allah ki Yahya’nın huzurunda, Ürdün’e girdiği zaman Kendisini O’nun Peder’i olarak gösterdi.

Ve İsa şunu anlamaktadır: Bu yeni imanın açıklaması ile Petrus yeni bir gerçeğin başlangıcı oluyor. Bu gerçek; sabit ve emindir, tam da Pan tanrının, ‘Bütün’ tanrının – o tanrı ki insanların bütün kötü alışkanlıklarını ve hırslarını, sanki dindarlıkmış gibi, kutsamaktadır – mabetlerinin inşa edildikleri o kayaların sabit ve emin oldukları gibi.

Onikilerin huzurunda İsa, önemli bir ilanda bulunuyor: “Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus’sun ve ben topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecektir”. O mabetler, Ürdün’ün kaynaklarının işgal edilmesine rağmen, yıkılacaklardır, fakat yeni mabet, İsa’nın Kendisinin üzerinde inşa edilen o mabet, daima sabit kalacaktır. Sonra da İsa, yeni imanı cesaretle telaffuz edene anahtarları vaat ediyor. Petrus’a, kutsal bir yapının temeli olacak ad veriliyor ve de ona bu yapının, onu açıp kapatmak üzere anahtarları da veriliyor. Petrus’un imanını paylaşan, oraya girecektir ve orada Baba’nın sevgisini, O’nun korumasını da tadacaktır.

Bizler, Petrus’un eminliğini paylaşmaktayız; bu şekilde İsa’ya yaklaşan bir çok insana da yardımcı olabilmekteyiz ve bundan mutluyuz. Bizler; Allah’ın evlatlarını, onları sevip kurtuluşa getirmek üzere, ağırlayan binanın ağırlığını, küçük ölçüde de olsa, yüklenen canlı taşlar olacağız.


OKUMALAR

1.Okuma: İşaya 22,19-23

Seni görevden alacak,

Makamından alaşağı edeceğim. O gün Hilkiya oğlu kulum Elyakim'i çağırıp senin cüppeni ona giydireceğim.

Senin kuşağınla onu güçlendirip yetkini ona vereceğim.

Yeruşalim'de yaşayanlara ve Yahuda halkına o babalık yapacak.

Davut'un evinin anahtarını ona teslim edeceğim.

Açtığını kimse kapayamayacak, kapadığını kimse açamayacak.

Onu sağlam yere çakılmış çadır kazığı yapacağım, ailesi için onur kürsüsü olacak.


Mezmur 137/138

Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB,

İlahlar önünde seni ilahilerle överim.

Kutsal tapınağına doğru eğilir,

Adına şükrederim,

Sevgin, sadakatin için.

Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.

Seslendiğim gün bana yanıt verdin,

İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.

RAB yüksekse de,

Alçakgönüllüleri gözetir,

Küstahları uzaktan tanır.

Sıkıntıya düşersem, canımı korur,

Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın,

Sağ elin beni kurtarır.

RAB her şeyi yapar benim için.

Sevgin sonsuzdur, ya RAB,

Ele aldığın işi bırakma!


2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 11,33-36

Allah'ın zenginliği, bilgeliği ve bilgisi ne derindir! O'nun yargıları ne denli akıl ermez, yolları ne denli anlaşılmazdır!

«Rab'bin düşüncesini kim bildi?
Ya da kim O'nun öğütçüsü oldu?»

«Kim O'na bir şey verdi ki,
kendisine geri ödensin?»

Her şeyin kaynağı O'dur; her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için var oldu. Sonsuza dek O'na yücelik olsun. Amin.

İncil: Matta 16,13-20

İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu sordu: «Halk, İnsanoğlu'nun kim olduğunu söylüyor?»
Öğrencileri şu karşılığı verdiler: «Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biri olduğunu söylüyor.»
İsa onlara, «Ya siz» dedi, «ben kimim dersiniz?»
Simun Petrus, «Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin» cevabını verdi.
İsa ona, «Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!» dedi. «Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babamdır. Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin Egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.» Bu sözlerden sonra İsa, kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylememeleri için öğrencilerini uyardı.