ME
NU

OMELIE / Omelie TR

25 giu 2017
25/06/2017 - OLAĞAN DEVRE - 12. Pazar Günü – A 

25/06/2017 - OLAĞAN DEVRE - 12. Pazar Günü – A 

1.Okuma Yeremya 20,10-13 * Mezmur 68 * 2.Okuma Rom 5,12-15 * İncil Mt 10,25-33

Papa için dua günü


Bugün İsa üç defa öğrencilerine şöyle söylüyor: “Korkmayın”. İsa’yı izleyenler neden korkuyorlardı? İsa bunu açıklıyor: “İnsanlardan korkmayın” ve “Beden öldürenlerden korkmayın”. Sonra da korkmama sebebini de açıklıyor: “Siz birçok serçeden daha değerlisiniz” ve de eğer sizler çok  daha değerliyseniz, onlarla ilgilenen, sizlerle daha da çok ilgilenmeyecek mi?

Korkuyla sık sık karşılaşılır: Ciddi bir şeydir, o. Uykuyu kovmaya yetkisi var, sıklıkla beklenmemiş ve insanlarla olan ilişkileri bozabilen tepkileri yaratır. Peki korku nereden gelir? Korkuya kapılanan kişiler, onun başkalarından geldiğini, derler. Evet, korku; kendilerine karşı adaletsizlikleri ve şiddetleri düzenleyen, öldürmeye bile varabilen başka insanlardan gelir, derler. Halbuki İsa, korku bizlerden gelir diyor; bizler ki, ellerinde tarihi tutan bir Peder’imizin olduğunu unutmaktayız. Korku, bizim az olan hatta çok az olan imanımızdan gelir. Rab’bin gölde teknede fırtınadan dolayı korkan öğrencilerine – Kendisi ise o durumda uyumakta idi - yönelttiği uyarı, bu değil miydi acaba? Öğrencilerin iman eksiği vardı, yoksa onlar, Kendisinden örnek alarak, huzur içinde kalırdılar. İsa bize yeniden söylüyor: Peder’in elleri emin ellerdir, O’nun gözleri de daima üzerimizdirler. Biz O’na güvenebiliriz, kendimizi O’nun ellerine daima teslim edebiliriz. Korkması gereken, kötülük yapmayı düşünen kişidir: Gerçekten bu kişi kendisini düşmanın ellerine teslim eder, o düşman ki sadece parçalayıp öldürmeyi bilir.

Bizler bilmekteyiz – ve de İsa da bunu bilmektedir – ki, nefret edilen kişi, O’nun Kendisidir, yani İsa’nın Kendisidir. Bizler O’ndan dolayı nefret görmekte ve de O’ndan dolayı zulüm görebilmekteyiz. Ama İsa emin bir şekilde şunu doğruluyor: Eğer bizler, ne kadar pahalı olursa olsun, O’nu inkar etmezsek, zamanların sonunda O, Baba’sının önünde bizi tanıyacaktır. İsa; ölümü hayatımızın sonu olarak görmüyor, ölümü bizlere ilişkin olan pek çok olaylardan birisi olarak görüyor. Bize ölüm verilirse de, biz ölümün ötesine bakmalıyız. O halde İsa bize şunu hatırlatmaktadır: Eğer biz Kendisi uğruna ölüme göğüs gerersek, O, Peder’in önünde bunu hatırlayacaktır, bu şekilde de geleceğimiz sonsuza dek Baba’nın ellerinde ve O’nun yüreğinde olacaktır. Hayatımız sonsuzlukta emin halde olacaksa eğer, biz burada, bu dünyada ölümden hiç korkmayız!

Gerçekten ölüm büyük korku veren bir gerçektir. Ve nasıl ölüm ortaya çıktı? Nasıl olur ki o, kendisinden gelen korku ile hayatımızı bozacak kadar korkunçtur? Aziz Pavlus bize cevap veriyor: Ölüm, Adem’in günahının sonucu olarak dünyaya geldi ve bütün insanlara yayıldı. Çünkü herkes, kendi içinde günahın kökünü taşıyor. Fakat şimdi dünyaya yeni Adem geldi: O, yeni ve kutsal adamdır. O’nunla beraber dünyaya hayat geldi, o hayat ki artık korkuyu duyamaz. O halde İsa, problemimizin çözümüdür. Bunun için O bize, “Korkmayın”diye söyleyebilir, onu tekrarlayabilir de. Sanki O şöyle söylemiş: “Senin yanında ben varım. Senin yanında, senin yüreğinde beni tut. Çünkü “Ben yaşamım” “Ben yaşıyorum ve siz de yaşayacaksınız”. İsa ile birlikte kalırsak sonunda kesinlikle varmamız gereken o yere ulaşavağız”.

Ölmek üzere olanlar - kaç yaşında olursalar olsunlar, genç olsalar dahi- kendileri İsa’ya teslim edilmekteyseler korkmazlar, hatta uzun zaman yaşamaları gerekenlere cesaret sunabilirler bile. Önemli olan; genç olsun yaşlı olsun, insanın hayatının geçici şeylerine kendi kendine kapılmamasıdır, kaptırılmaya izin vermemesidir, egoizmin egemenliğinde bulunmamasıdır. Bu, İsa sayesinde gerçekleşmektedir. Bir insanın yüreğinde İsa olunca, o insanın hayatı İsa’dır. Hayatı da, ölmeyen bir hayattır, çünkü İsa dirildi ve şandadır.

İsa’nın var olduğundan zevk alan kişiler; sadece ve daimi zenginliklerde hayatı arayan, bunun için de her türlü zorbalıkları ve adaletsizlikleri yapabilen insanlar için büyük bir sorun noktasıdırlar: bu kötü insanlar onlara katlanamazlar. Yeremya Kitabında aynı şeyi okuduk: “Suçlayın! Suçlayalım onu... onu yeneriz”. Bu şekilde İsa ölüme mahkum edildi. Fakat O, ölümde kalmadı. Öğretmen bu yolda geçirmiş olduysa, öğrenci ondan kaçınabilir mi? Evet, ama sadece Öğretmenini inkar ederse eğer! Bunu yaparsak o, daha da korkuya düşecekti. Bunun hakkında Aziz Pertus da bir şey söyleyebilirdi!

Gözümüzü kapalı tutmayarak, Rab’bimize zulüm edildiğini ve iftira atıldığını, hakaret edildiğini ve ölümünü bilerek yaşayalım. O’nun için mi yaşamaktayız? O zaman korku üste çıkamayacaktır. İsa’ya olan sevgimizi güçlendirelim, o zaman sakin ve huzurlu halde yaşayabileceğiz. Hayatımız; tuzaklardan ötürü acı çeksek bile, birçoklarının imanını muhafaza etmelerinin ya da ona başlayabilmeleri için büyük bir yardım olabilecektir; o iman ki İsa’ya, sonsuza dek yaşayan o İsa’ya yönelmiştir.


OKUMALAR

1.Okuma Yeremya 20,10-13


Birçoklarının, "Her yanda dehşet!

Suçlayın! Suçlayalım onu!" diye fısıldaştığını duydum.

Bütün güvendiğim insanlar düşmemi gözlüyor, "Belki kanar, onu yeneriz,

Sonra da öcümüzü alırız" diyorlar.

Ama RAB güçlü bir savaşçı gibi benimledir.

Bu yüzden bana eziyet edenler tökezleyecek, üstün gelemeyecek,

Başarısızlığa uğrayıp büyük utanca düşecekler;

Onursuzlukları sonsuza dek unutulmayacak.

Ey doğru kişiyi sınayan, yüreği ve düşünceyi gören Her Şeye Egemen RAB!

Davamı senin eline bırakıyorum.

Onlardan alacağın öcü göreyim!

Ezgiler okuyun RAB'be!

Övün RAB'bi! Çünkü yoksulun canını kötülerin elinden O kurtardı.


Mezmur 68/69 


Rab’bim, senin için, hakarete uğradım

ve utanç yüzümü örtüp kapladı.

Kardeşlerime yabancı,

Anamın öz oğullarına uzak kaldım.

Çünkü evine harcadığım çaba beni yedi bitirdi,

Sana edilen hakaretler benim üstüme çöktü.

Oruç tutup ağlayınca,

Yine hakarete uğradım.

Beni çamurdan kurtar,

İzin verme batmama;

Benden nefret edenlerden,

Derin sulardan kurtulayım.

Kulundan yüzünü gizleme,

Çünkü sıkıntıdayım, hemen yanıt ver bana!

Çünkü RAB yoksulları işitir,

Kendi tutsak halkını hor görmez.

O'na övgüler sunun, ey yer, gök,

Denizler ve onlardaki bütün canlılar!

Çünkü Tanrı Siyon'u kurtaracak,

Yahuda kentlerini onaracak;

Halk oraya yerleşip sahibi olacak.


2.Okuma: Aziz Pavlus’un Romalılara Mektubundan 5,12-15

 

Günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. Kutsal Yasa'dan önce de dünyada günah vardı; ama yasa olmayınca günahın hesabı tutulmaz. Oysa Âdem'den Musa'ya kadar ölüm, gelecek Kişi'nin örneği olan Âdem'in suçuna benzer bir günah işlememiş olanlara da egemendi. Ama Tanrı'nın armağanı Âdem'in suçu gibi değildir. Çünkü birinin suçuyla birçokları öldüyse, Tanrı'nın lütfu ve bir tek adamın, yani İsa Mesih'in lütfuyla verilen bağış birçokları yararına daha da çoğaldı.


İncil: Matta 10,26-33

 

Mesih İsa öğrencilerine şöyle dedi: «Bunun için onlardan korkmayın. Örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. Size karanlıkta söylediklerimi, siz gün ışığında söyleyin. Kulağınıza fısıldananı, damlardan duyurun.

Bedeni öldüren, ama canı öldürmeye gücü yetmeyenlerden korkmayın. Hem canı hem de bedeni cehennemde mahvedecek güçte olan Tanrı'dan korkun. İki serçe bir meteliğe satılmıyor mu? Ama Babanızın oluru olmadan bunlardan bir teki bile yere düşmez. Size gelince, başınızdaki saçlar bile tek tek sayılıdır. Öyleyse korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
«İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerde olan Babamın önünde açıkça kabul edeceğim. İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de göklerde olan Babamın önünde inkâr edeceğim.