ME
NU

OMELIE / Omelie TR

01 ago 2021
01/08/2021 - Olağan Devre - 18. Pazar Günü - B -

01/08/2021 - Olağan Devre - 18. Pazar Günü - B -

1.Okuma Çıkış 16,2-4.12-15 * Mezmur 77 * 2.Okuma Ef. 4,17.20-24 * İncil Yh. 6,24-35

“Allah’ın işlerini yapmak için ne yapmalıyız?” Bu soru, İsa’nın herhangi bir kişi gibi olmadığının, tanrısal bir yetki ile konuşup davrandığının farkına varan insanlardan geliyor. İsa beş bin kişiye ekmek vermişti ve sonra oradan ayrılmıştı, çünkü kalabalığın siyasal projelerine katılmak istememişti. Ertesi gün kalabalık O’nu arayıp buluyor ve İsa onların yüzeysel sorularına cevap veriyor. Her şeyden önce İsa kalabalığın neden O’nu aradığını anlamasına yardımcı oluyor; aslında onlar İsa’nın yaptığı, kendilerinin faydalandıkları mucizenin gerçek nedenini anlamamışlardı. Bu yüzden İsa onlara diyor ki, “Siz ekmeklerden yiyip doyduğunuz için beni arıyorsunuz”, yani yaptığım mucize sayesinde benim kim olduğumu anladığınız için değil, bencilliğiniz için, menfaatiniz için beni arıyorsunuz. İsa onlara, insanın gerçek besininin fizik hayatı besleyen değil, ebedi hayat veren olduğunu anlatıyor. Gerçek ve tam, sevinçle dolu hayat, Allah’tan gelen ve ebediyen Allah ile birleştiren o hayat, Kendisidir: Ancak ve ancak Kendisi, insan hayatını gerçek bir şekilde besleyebilir.

İsa’nın bu konuşmasını anlamak kolay değildir. Allah’ı seven, O’nun babamız olduğunu keşfeden, O’nun daima gerçek iyiliğimizi ve mutluluğumuzu istediğini bilen kişi, ancak anlayabilir. Bu kişi kendi hayatını O’nun ellerine teslim edip her durumda O’nun sevgisini yaşamak ister.

İsa’ya, “Allah’ın işlerini yapmak için ne yapmalıyız?” diye, soranların, İsa’nın Baba’yı tanıdığına ve O’na herkesi götürebildiğine gerçekten iman etmek istedikleri gözüküyor. Fakat bu kişiler Allah’ın isteğinin, özel bir şey yapmamız ve bununla diğer insanlardan farklı olarak gösterebilmemiz olduğunu düşünüyorlar. Allah’ı gerçekten tanıyan İsa ise, “Allah’ın işi”nin bir şey yapmamız değil, O’nun çocukları olmamız olduğunu bilmektedir. Ve de bu, tam da Baba’nın Oğlu olan Kendisine iman ederek mümkün olup gerçekleşir. Oğlu’a iman etmek; O’na güvenmek, O’nu kabul etmek, O’nu dinlememiz ile O’nu sevmek, O’nun sayesinde ve O’nun içinde yaşmak demektir. Bu; “Allah’ın işi”dir, yani dolu iş, bize hayat veren, bize sevinçle dolduran ve birbirlerimizi birleşen iştir. İsa’nın sayesinde, O’nun için ve O’nun içinde yaşayan kişi anlayabilir.

Rab’be soru soran kişiler anlamayıp işaretleri, yani iman edebilmek için, dışarıdan gelen kanıtları istiyorlardı. Ama gerçek bir tecrübe etmeden önce verilebilen bir kanıt yoktur! Beş bin kişi için beş ekmeğin çoğaltması bile bir kanıt değil de, sadece bir işarettir. Eğer İsa azlıkla çok büyük bir kalabalığı beslerse, bu da, Allah’ın sınırsız gücünün, sevginin gücü olduğu demektir: O sevgi ki kendisi dışında gösterilmekle kalmayıp insanın hayatında izi bırakır. Bu ilahi sevginin gücü İsa’da etki etmektedir. Dolayısıyla ben de O’na sadece birkaç tane ekmek değil, tüm hayatımı vererek O’nun için, O’nunla ve O’nun içinde yaşayabilirim.

Durumumuz için daima şikayet etmek bize daha kolay gelir. Museviler, biraz açlık veya susuzluk çekince, hemen Musa’ya karşı söyleniyorlardı. Onlar, sevgisini kendilerine bağladığı Allah’a güvenemiyordu ne de Allah’tan gönderilip O’nun tarafından pek çok mucize ile doğrulanmış kişinin rehberliğine teslim edemiyorlardı. Allah Kendisini, hazır olan ve ilikleri için çalışan olarak göstermekteydi, buna rağmen, bir zorluk çıkınca, söylenmekten başkasını yapamazlardı. Onlar, İsa’ya soru soranların yaptıklarını ve şimdi bizim yaptıklarımızı, aynen yapmaktaydılar. Şimdi İsa Kendisine güvenmemize yardımcı olmaktadır, çünkü bizim yaşam, barış, sevinç ile ilgili en derin arzularımızı tatmin eden sadece Kendisidir: “Bana gelen asla acıkmaz, bana iman eden hiçbir zaman susamaz!”.

“Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atın” diyen havarinin teşviki, içimizin derin bir biçimde değişmesi içindir. Aslında bizler egoist oluruz, pagan tanrıların temsil ettikleri hırsların köleleriyiz. İsa ise gerçektir, gerçek sevgidir. Değişmemiz şu olacaktır: O’na bizi eğitmesi ve bize rehberlik etmesi için izin vereceğiz! Bizde, kendimizi Allah’a sunmak arzusu büyüyecek ve artık hiçbir şeyden şikayet etmeyeceğiz. Karşılaşacağımız her haç, kendimizi Allah’a Oğul’a somut bir şekilde Oğul’a benzeyerek sunmamız için fırsat olacaktır. “Yeni adam” ile giyineceğiz; İsa’nın dürüstlüğünü ve kutsallığını taşıyan, O’na ait olan insan olarak tanınacağız, yani Allah’a benzeyen ve O’nun hoşuna giden insan olacağız. Kendimizi tamamen İsa’ya teslim ettiğimizde, Allah’ın işlerini tamamen gerçekleştirmiş olacağız.

OKUMALAR

1.Okuma *Çıkış 16,2-4.12-15

Çölde hepsi Musa'yla Harun'a yakınmaya başladı. "Keşke RAB bizi Mısır'dayken öldürseydi" dediler, "Hiç değilse orada et kazanlarının başına oturur, doyasıya yerdik. Ama siz bütün topluluğu açlıktan öldürmek için bizi bu çöle getirdiniz." RAB Musa'ya, "Size gökten ekmek yağdıracağım" dedi, "Halk her gün gidip günlük ekmeğini toplayacak. Böylece onları sınayacağım: Benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı, göreceğim. "İsrailliler'in yakınmalarını duydum. Onlara de ki, 'Akşamüstü et yiyeceksiniz, sabah da ekmekle karnınızı doyuracaksınız. O zaman bileceksiniz ki, Allah’ınız RAB benim.'" Akşam bıldırcınlar geldi, ordugahı sardı. Sabah ordugahın çevresini çiy kaplamıştı. Çiy eriyince, toprakta, çölün yüzeyinde kırağıya benzer ince pulcuklar göründü.

Bunu görünce İsrailliler birbirlerine, "Bu da ne?" diye sordular. Çünkü ne olduğunu anlayamamışlardı. Musa, "RAB'bin size yemek için verdiği ekmektir bu" dedi.

Mezmur 78

Duyduğumuzu, bildiğimizi, atalarımızın bize anlattığını.

Torunlarından bunları gizlemeyeceğiz; RAB'bin övgüye değer işlerini,

Gücünü, yaptığı harikaları gelecek kuşağa duyuracağız.

Yine de RAB buyruk verdi bulutlara, kapaklarını açtı göklerin;

Man yağdırdı onları beslemek için, göksel tahıl verdi onlara.

Meleklerin ekmeğini yedi her biri, doyasıya yiyecek gönderdi onlara.

Gazap, hışım, bela ve bir alay kötülük meleği gönderdi.

Böylece onları kendi kutsal topraklarının sınırına, sağ elinin kazandığı dağlık bölgeye getirdi.

Önlerinden ulusları kovdu, miras olarak topraklarını

İsrail oymakları arasında bölüştürdü. Halkını konutlarına yerleştirdi.

2.Okuma Ef 4,17.20-24

Bunun için şunu söylüyor ve Rab adına sizi uyarıyorum: artık diğer ulusların yaşadığı gibi, onların boş düşüncelerine göre yaşamayın. Ama siz Mesih'i böyle öğrenmediniz. Kuşkusuz İsa'nın sesini duydunuz ve O'ndaki gerçeğe uygun olarak O'nun yolunda eğitildiniz. Buna göre, önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atın. Düşüncede ve ruhta yenilenin. Gerçek doğruluk ve kutsallıkta Allah’ın benzerliğine göre yaratılmış yeni yaradılışı giyinin.

İncil Yh 6,24-35

Halk, İsa'nın ve öğrencilerinin orada olmadığını görünce kayıklara binerek Kefernahum'a, İsa'yı aramaya gitti. O'nugölün karşı yakasında buldukları zaman, «Rabbî, buraya ne zaman geldin?» diye sordular.

İsa şöyle cevap verdi: «Size doğrusunu söyleyeyim, mucizeler gördüğünüz için değil, ekmeklerden yiyip doyduğunuz için beni arıyorsunuz. Geçici olan yiyecek için değil, sonsuz yaşam boyunca kalan yiyecek için çalışın. Bunu size İnsanoğlu verecek. Çünkü Baba Allah O'na bu onayı vermiştir.»
Onlar da şunu sordular: « Allah’ın istediği işleri yapmak için ne yapmalıyız?»
İsa, « Allah’ın işi O'nun gönderdiği kişiye iman etmenizdir» diye cevap verdi.
Bunun üzerine, «Görüp sana iman etmemiz için nasıl bir mucize yaratacaksın? Ne yapacaksın?» dediler. «Atalarımız çölde man yediler. Yazılmış olduğu gibi, `Yemeleri için onlara gökten ekmek verdi.'»
İsa onlara dedi ki, «Size doğrusunu söyleyeyim, gökten ekmeği size Musa vermedi, gökten size gerçek ekmeği Babam verir. Çünkü Allah’ın ekmeği, gökten inen ve dünyaya yaşam verendir.»
Onlar da, «Efendimiz, bizlere her zaman bu ekmeği ver!» dediler.
İsa, «Yaşam ekmeği ben'im. Bana gelen asla acıkmaz, bana iman eden hiçbir zaman susamaz» dedi.